ŞAHMERAN EFSANESİ

10 2 0
                                    

Yılanların Şahı

Şahmeran efsanesi; Türkiye'de, Mersin'in Tarsus ilçesinde doğmuş bir efsanedir. Babam Tarsus'lu olduğu için bizim o taraflarda oldukça bilinir. Şehir efsaneleri serisinin kapanışını, zamanında büyükannem tarafından biz torunlarına anlatılan "Şahmeran Hikayesi" ile yapmak istedim.

Şahmeran Pers mitolojisinde ve eski Mezopotamya Bölgesinde karşımıza çıkıyor. Akıllı, güzel ve çekici, belden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklinde bir varlık, aslında birçok yerde Şahmeran olarak geçse de kendisi Maran adı verilen, doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve onların şâhı yani efendisidir.

Şâh-ı maran olarak da geçen bu yaratık, insanları korur ve söylenene göre yılanların insanları ısırmasını engeller. Yani oldukça iyi kalplidir. Şahmeran aslında bilinenin aksine tık bir tane yaratık değildir. Maranlarda şahlığın yani yöneticiliğin anneden kızına geçtiği söylenir. Anlatılan hikâyelerde de Maranların şâhı hiç yaşlanmaz.

Şahmeran'ın yaşadığı bölge Çukurova taraflarındadır. Yılanlı Kale'nin, onların evi oldugu söylenir. Efsanelere göre Şahmeran yine o civarlarda yer alan bir yeraltı ülkesinde, yılanlarıyla birlikte yaşamaktadır ve bazı hikâyelerde bu yerin yedi katlı olduğundan bahsedilir, biz insanların ulaşamayacağı bir yerdir.

Efsanelerde Şahmeran ve yılanları, aç gözlü ve menfaatçi olmalarından ötürü insanlardan uzak yaşamayı tercih ederler ve Maran soyundan olanlar yeryüzüne hiç çıkmazlar. Aynı şekilde hiçbir insan da onların yaşadığı yere inemez. Çünkü nerde olduğunu bilmezler. Şahmeran'la tanışan ilk insan, ismi bazı kaynaklarda "Belkıya" olarak geçer bazı kaynaklarda bu isim "Camsab" ya da "Cemşab" olarak geçer. Binlerce Gece Masalları'nda ise "Camasbname" olarak karşımıza çıkar. Bazı hikâyelerde Şahmeran, ilk olarak insanlardan Belkıya ile karşılaşır, ona güvenir; ancak Belkıya Şahmeran'a ihanet ettiği için bir daha insanlara güvenmemeyi tercih eder ve yeryüzüyle bağlantısını keser.

Ta ki Cemşab'la karşılaşıncaya kadar...

Cemşab, o zamanki Tarsus Bölgesinde yaşayan fakir bir ailenin çocuğuydu ve yaşamını odun satarak sürdürüyordu. Bir gün Cemşab ve arkadaşları ormanın derinliklerinde bir mağara keşfettiler. Mağaranın içi bal doluydu ve bal da o dönemler çok kıymetliydi. Mağaradan balı alabilmek için arkadaşları Cemşab'ı aşağıya, mağaranın derinliklerine indirdi. Ardından kendi paylarına daha çok bal düşmesi için onu orada terk edip gittiler. Umutsuz bir hâlde mağaranın derinliklerinde bir başına ne yapacağını düşünen Cemşab yerden sızan ufak bir ışık huzmesi olduğunu fark etti, cebindeki çakıyla bu ışığın geldiği yeri kazıp büyüten genç çocuk, daha önce hayatında görmediği kadar güzel bir bahçeye ulaştı. Efsanelerde bu bahçe "cennet bahçesi" olarak da geçer, bahçede dünyada olmayan birbirinden güzel çiçekler, meyve ağaçları ve oldukça fazla yılan vardır. Bahçede bir de kocaman bir havuz bulunur, havuzun başında da bembeyaz bir teni olan, gözleri sürmeli, çok güzel bir kadın oturmaktadır. Kadının upuzun siyah saçları vardır ve belden aşağısı yılan görünümündedir.

Cemşab uzun yıllar orda kaldı; çünkü rivayete göre oradan çıkmak yasaktı; diğer bir rivayete göre ise Şahmeran kendisini ve soyunu insanlarla karşılaşarak tehlikeye atmak istememişti.

Cemşab orada olduğu süre zarfı içinde oldukça mutlu bir hayat yaşadı; ancak bir süre sonra ailesini özlemeye başladı. Şahmeran'a eve dönmek için yalvardı. Şahmeran önce izin vermedi; ancak Cemşab'ı çok sevdiği için dayanamadı ve gitmesine müsaade etti. Ancak kendisine, kimseye Şahmeran'dan ve yaşadıkları bu yerden bahsetmeyeceğine söz vermesini istedi. Yaşadığı yere ve ailesinin yanına dönen Cemşab, üzüm yıllar bu sözünü tutmuştu; ancak seneler sonra ülkenin padişahı, bazı hikâyelere göre ise padişahın kızı, ölümcül bir hastalığa yakalanmış, padişahın veziri ise çarenin Şahmeran'ın etini yemek olduğunu söylemişti. Halk içinde Şahmeran'ın yerini bilen kişiler olduğunu iddia ederek herkesi hamamda toplamaya karar verdi. Yılanlarla birlikte yaşamış olan kişilerin derisinin pul pul olacağını belirtti.

Hamama giden Cemşab yakalandı. Çünkü derisi, aynı vezirin söylediği gibi pul pul olmuştu. Kendisi ve ailesi öldürülmekle tehdit edilen Cemşab, sonunda Şahmeran'ın yerini istemeyerek de olsa söylemek zorunda kaldı. Ardından padişahın muhafızları Şahmeran'ı bulunduğu yerden aldı, padişaha ve vezire getirdi. Cemşab'ın çok üzgün olduğunu fark eden ve bunu istemeyerek yaptığını anlayan Şahmeran son bir kez Cemşab'a yardım etti ve sağlık için başını kaynatıp suyunu padişaha içirmesini, zehir için gövdesini kaynatıp suyu vezire içirmesini ve alim olabilmesi için kuyruğunu kaynatıp da kendisinin içmesini söyledi. Böylece padişah iyileşti, vezir öldü ve Cemşab'da lokman hekim ve yeni vezir oldu.

Anlatılan tüm hikâyeler bazı noktalarda farklılık gösterse de hepsinin sonunda Şahmeran ne yazık ki hayatını kaybeder.

Daha ürkütücü başka bir efsaneye göre...

Benim çocukluğumdan bildiğim ve Tarsus'ta babamların anlattığı Şahmeran'ın Bi başka versiyonuna göre; Cemşab'ın bal dolu mağaraya gitmesi, orada yıllarca kalması ve sonra Şahmeran'a yalvarıp evine geri dönmesi aynıdır. Farklı olan yeri sonudur, burada Cemşab Şahmeran'a kendisinin yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyerek yeryüzüne çağırır ve ona ihanet eder. Padişah olabilmek için ona tuzak kurarak Tarsus'taki "Eski Hamam" ismindeki yere getirir. Şahmeran yer altından çıkarken Maranlara ve yılanlarına, önce hamama gideceğini, ardından bir düğüne katılacağını söyler.

Hamama gelen Şahmeran'ı padişahın muhafızları yakalar ve kafasını keserek öldürür; ancak Şahmeran'ın kanı oldukça kuvvetlidir ve bütün hamama saçılır. Ne yaparlarsa yapsınlar kanlar hamamdaki taşların üzerinden çıkmaz. Şahmeran'ın bedeni de hamamdaki göbek taşının altına gizlenir ve o bölgeye yılanların girmemesi sağlanır.

Çünkü Şahmeran'ın kendi soyundan gelen Maranlar ve yılanlar yer yüzündeki düğünlerde davulların sesini duydukça düğünün devam ettiğini ve şahlarının bir gün kendilerine geri döneceğini düşünürler, davul seslerinin ise kıyamette kesileceği öne sürülür, sesler kesildikten sonra yılanlar kraliçelerinin gelmediğini fark edip onun öldüğünü anlayacaklardır ve yer altından çıkarak insanları öldüreceklerdir.

Diğer kültürlerde Şahmeran

Şahmeran efsanesinin ilham aldığı iddia edilen iki tane hikâye vardır. Bunlardan bir tanesi Hititler zamanında anlatılan İlluyanka Efsanesi'dir. İlluyanka dev bir yılandır ve hikâyelerde Fırtına Tanrısı ile olan savaşı anlatılır. Şahmeran Efsanesi'ne kaynak olabilecek bir diğer mitolojik yaratık ise "Medusa"dır ve diğer mitolojik karakter arasında da en bilinenlerinden biridir.

Her ne kadar efsanenin doğuda Şahmeran, batıda Medusa olarak geçtiği söylense de aslında iki efsane de birbirinden inanılmaz derecede farklıdır.

 Her ne kadar efsanenin doğuda Şahmeran, batıda Medusa olarak geçtiği söylense de aslında iki efsane de birbirinden inanılmaz derecede farklıdır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Paranormal Hikayeler Işıl Işık (Tamamlandı)Where stories live. Discover now