Bu kitabı yazıp tam yazmayan yazarlar var ve ben de dedim ki "Neden ben yazmıyorum?" VE KARŞINIZDA PARANORMAL HİKAYELER! Merak etmeyin ben birazını yazıp sonrasını unutanlardan değilim. Neyse iyi okumalar! 💗
1845 yılında Litvanya'da bir okulda, çok rahatsız edici birtakım paranormal olaylar yaşanmaya başladı. Okula yeni başlayan genç bir öğretmen, okulun farklı yerlerinde aynı zamanda görülüyordu. Emilie Sagee, o zamanlarda otuz iki yaşında olan Fransız asıllı bir öğretmendi. Zamanında kendi ülkesinde pek çok okulda öğretmenlik yapmış ve 1845 yılında Litvanya'ya taşınarak özel bir kız yatılı okulunda çalışmaya başlamıştı.
Anlatılanlara göre Emilie, oldukça sevilen ve saygı duyulan bir öğretmendi. Güzeldi ve öğrenciler arasında da çok popülerdi. Ancak okul yönetimi kendisinin öğretmenlik geçmişinden ötürü biraz kaygılıydı. Çünkü Emilie on altı yıllık eğitim hayatı boyunca tam on dokuz kez iş değiştirmişti. Okulun kaygısı Emilie'nin yerini dolduramamaktı; çünkü genç kadın, üst düzey yetenekleri olan akıllı, genç ve popüler bir öğretmendi.
Emilie'nin sürekli okul değiştirmesine sebep olan bu tatsız durumu neden yaşadığı, Litvanya'daki bu okulda çok kısa bir süre içinde su yüzüne çıkacaktı. Öğrencilerin ve okul yönetiminin bu genç öğretmenin deneyimlediği korkunç durumu fark etmeleri zaman almadı. İşin aslı, aslında kimse Emilie'yi bulunduğu yerde tutmak istememişti ve insanlar etrafında olan bu paranormal olaylardan korkmuş ve onu uzaklaştırmışlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Emilie'nin bir doppelgänger'i yani bir eş ruhu vardı. En basit hâliyle, kendisinden bir tane daha vardı ve genç öğretmen bu durumdan tamamen habersizdi. Ancak etrafındaki diğer insanlar bu garip paranormal olayın farkındaydı.
Litvanya'daki bu okulda, ilk defa Emilie'nin hayaletvari eş ruhu göründüğünde, Emilie bir sınıftaydı ve on üç öğrenciye ders anlatıyordu. Genç öğretmen ayağa kalkıp tahtaya bir şeyler yazmaya başladı. Çok kısa bir süre sonra Emilie'nin yanında bir başka Emilie daha belirdi ve kendisinin hareketlerini birebir taklit etmeye başladı. Emilie ise etrafında olup bitenlerden habersizdi; ancak sınıftaki öğrencilerin bu korkutucu durum karşısında dili tutulmuştu. Öğrenciler bu durumu, sanki öğretmenlerinin karşısına konulan bir ayna olduğu ve kendisinin hareketlerini birebir olarak taklit ettiği yönünde yorumlamışlardı.
Bu olay ikinci kez olduğunda ise Emilie, öğle yemeği yemek için okul yemekhanesindeydi. Yemekhane çok kalabalık değildi; ancak Emilie'nin etrafındaki kişiler, kendisi yemek yerken tam arkasında beliren ikinci bir Emilie'ye şahit olmuşlardı. Aynı ilk seferde olduğu gibi bu varlık da birebir olarak genç kadının hareketlerini eş zamanlı olarak taklit etmekteydi. Sadece, gerçek Emilie oturuyordu, eş ruhu ya da hayalet ikizi ise tam arkasında ayakta dikiliyordu. Bu varlığın ellerinde yemek yoktu ancak yine de sanki birşeyler yiyormuş gibi Emilie'yi taklit ediyordu.
Emilie bu durumdan tamamen habersizdi. Ancak ne zaman bu tip bir olay yaşansa etrafındakilere inanılmaz derecede yorgun olduğunu söyler ve tüm enerjisi çekilmiş gibi hissettiğinden bahseder, ayrıca yüzünün de bembeyaz olduğu söylenirdi.
Zaman geçtikçe bu olaylar ne yazık ki daha sık tekrarlanmaya başladı. Artık sadece birkaç kişi tarafından değil, ikinci Emilie bir çok kişi tarafından da fark edilir durumdaydı. Kısa bir süre sonra ise her şey değişmeye başladı. Bu hayaletvari eş ruh, artık ortalıkta belirmek için Emilie'nin aynı ortamda olmasına ihtiyaç duymuyor gibiydi. Sanki onun hareketlerini, hayatını öğreniyor ve bir şekilde başka bir yerde onu tamamıyla taklit edebilecek seviyeye geliyordu.
Ancak bu kadar da değil, olaylar daha da garipleşmek üzereydi. Bir gün Emilie, aynı okuldaki bir başka öğretmen arkadaşından, kendisi okul bahçesindeki bahçe işlerine yardımcı olacağı için, sınıfında derse girmesini istemişti. Öğretmen arkadaşı dediğini yaptı; ama ders devam ederken kısa bir süre sonra Emilie sınıfa tekrar geldi ve diğer öğretmen de sınıftan ayrıldı. Buraya kadar her şey normaldi, ta ki sınıftan dışarı bakana kadar... Emilie, gerçek öğretmenleri olan genç kadın, aynı söylediği gibi bahçede diğer işlerle uğraşıyordu. Eş ruhu ise aynı gerçek öğretmenleri gibi masaya oturmuştu, sessizdi ve sadece öğrencileri izliyordu. Ayrıca Emilie ve resmî okul belgeleri de bu süre zarfı içinde de genç öğretmenin tamamıyla bahçede olduğunu doğrular nitelikteydi.
Durum okulda ve öğrenciler arasında yayılmaya başlamıştı. Bir süre sonra artık Emilie'ye bağlı ancak bağımsız da hareket edebilen bu hayalet ikiz, okulda sabit bir figür hâlini aldı ve insanların kafasını karıştırmaya başladı. Sadece kafa karışıklığı da değil, bazı öğrencilerin korkudan deliye dönmesine de sebep olmuştu. Aslında ruh eşi tamamen zararsızdı. Öğrenciler durumu ailelerine iletmeye başlayınca, aileler de okul yönetimine şikâyette bulundu ve yönetim de Emilie'den gitmesini istemek zorunda kaldı.
Muhtemelen zavallı Emilie ne oldup bittiğinin farkında bile değildi. Devamlı olarak özveriyle okullarda çalışmış ancak her seferinde bir süre sonra, bir şekilde işten çıkartılmıştı.
Ancak Emilie'nin karşılaştığı bu ürkütücü ve alışılagelmedik durum belli bir yaştan sonra oluşmaya başlamamıştı. Söylentilere göre kendisi çocukken oldukça sakin ve çekingen biriydi ve yaşadığı yerde kimseyle oynamazdı. Yani hep yalnız başına takılırdı; ancak kardeşleri de dahil olmak üzere Emilie'nin tüm ailesi, hayalet ikizinden ya da eş ruhundan haberdardı. Emilie'yi defalarca sokakta ikiziyle beraber yürürken ya da onunla birlikte evde takılırken görmüşlerdi. Ancak ailesinin o dönemlerde yaşadığı yer çok fazla batıl inanca sahip olduğu için aile ve yakın çevre bu olaydan hiç bahsetmemiş ve olmamış gibi davranmayı seçmişti.
Emilie, son olarak 1845 yılında Litvanya'da yaşadığı bu üzücü olay sonrasında kayıplara karıştı, ailesi de arkadaşları da; hiç kimse kendisinden bir daha haber alamadı. Nereye gittiği, ne yaptığı kesinlikle bilinmiyor ancak kendisine ait bir ölüm kaydı da bulunmuyor.
