ÖLÜM TARLALARI

10 2 0
                                    

Elm Sokağı'nın Gerçek Hikâyesi

Tarihin en ürkütücü ve popüler korku yapımlarından biri olan Elm Sokağı Kabusu'nda, olaylar Elm sokağındaki gençlerin uykularında teker teker öldürülmesi ile başlıyor. Bu kişiler rüyalarında Freddy Krueger denilen bir korku karakteri ile karşılaşıyor ve bu korkunç karakter onları birer birer avlıyor, ancak rüyalarında yaşadıkları şeyler aslında gerçek hayatta da oluyor.

Filmde gerçekleşen olaylar tabii ki tamamen kurgu. Aslında rüyalarında insanları avlayan korkunç bir karakter ya da Freddy Krueger yok. Ancak bu yapımın arkasında gerçekten tüyleininizi diken diken edecek korkunç bir gerçek hikâye var ve bu film yapılırken de gerçek hayatta yaşanmış olaylardan ilham alındığı söyleniyor.

Wes Craven yani Elm Sokağı filmlerinin yönetmeni ve senaristi. Bu yapımları hazırlarken seneler önce okuduğu, Kamboçya'da yaşanmış olan olayları konu alan bir gazete makalesinden ilham aldığını belirtmiştir.

Komboçya küçük bir Asya ülkesidir ve 1975 ile 1979 yılları arasında milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olan bazı olaylar yaşanmıştır. 20. yüzyılın en trajik olaylarından biri olarak geçen ölüm tarlalarında, Kamboçya'da nüfusun neredeyse dörtte biri ortadan kaldırılmıştır. Okumuş ve entektüel kesimi tamamen katleden, Pol Pot önderliğinde 1975 yılında Kamboçya'da iktidara gelen Kızıl Kmerler, tarihin en büyük katliamlarından birini yapmıştır. İktidara geldikten birkaç gün sonra Kızıl Kmerler, Amerikalıların bomba atacağını bahane ederek halkın hiçbir eşya almadan şehri terk etmelerini ve şehir dışındaki tarlalara gitmeleri gerektiğini anons etmiştir. Ancak Amerika ya da başka bir ülke, tahmin edebileceğiniz gibi hiçbir zaman saldırıda bulunmamıştır. Dört sene boyunca dış dünya ile iletişimi tamamen kesilen Kamboçya'daki bu tarlalar, tam olarak resmî sayılar bilinmese de; bir buçuk milyondan fazla insanın mezarı olmuştur. Tarlaların bulunduğu bölge hâlâ katledilmiş insanların kemikleriyle doludur.

Kamboçya ölüm tarlalarından kaçmayı başaran bir aile ise Amerika'ya ulaşır. Yaşadıkları tüm kötü olayları geride bırakmış ve sonunda huzura kavuşmuşlardır. Ancak ailenin küçük oğlu bu olaylardan sonra her gece rüyasında korkunç kâbuslar görmeye başlar. Çocuk, gece uykusunda bir şeyin ya da birinin kendisini takip ettiğini ve bulup öldürdüğünü söyler. Bu kâbusla her gece ve her gece, mücadele etmeye çalışır ancak bir türlü üstesinden gelemez. Yaşadıklarını ailesine anlatır; ancak onlarında yapabileceği pek bir şey yoktur. Ardından aynı 'Elm Sokağı'nda Kabus' filminde olduğu gibi uyumamaya karar verir, günlerce uyanık kalmak için mücadele eder ve sonunda da bitap düşer.

Aile geçmişte yaşadıkları, bu seneler süren ürkütücü deneyimlerden, çocuklarının kötü bir şekilde etkilenmiş olabileceğini ve bu yüzden garip rüyalar gördüğünü düşünüyordu. Ancak çocuk kesinlikle uyumayı reddediyordu. Aile bunun bir çeşit karabasan olabileceğini ya da çocuğun uyku felci geçirdiğini düşündü. Onun biraz da olsa uyuyabilmesi için ellerinden geleni yaptılar. Ailenin küçük oğlu, yaşadığı bu deneyimin gerçekten çok gerçekçi olduğuna kendini inandırmıştı. Kâbuslarla baş edemediğini belirtiyordu. Küçük çocuk yeterli uyku alamadığı için günler içinde halüsilasyonlar görmeye ve hasta gibi hissetmeye başlamıştı. Genç çocuk sonunda dayanamadı ve bir gece uykuya daldı.

O gece ilerleyen saatlerde çocuk uykusunda çığlık atarak bağırmaya ve ağlamaya başladı. Ailesi hemen yanına koştu; ancak artık her şey için çok geçti. Çünkü genç çocuk o gece bir daha hiç uyanamadı ve uykusunda hayatını kaybetti.

100'ün üzerine insan aynı kaderi paylaşmış

Tabii ki olaylar bununla sınırlı kalmadı. Aslında bu çocuğun yaşadıkları ve hayatını kaybetmesi, ne yazık ki sadece bir başlangıçtı. Aşağı yukarı aynı senelerde, yani 1970'ler ile 80'ler arasında Kamboçya ve Vietnam asıllı yüzün üzerinde kişi, bu ailenin genç çocuğu ile aynı kaderi paylaşmışlardı ve onlar da aynı bu çocuk gibi göcmendiler. Hepsi uykularında görmeye başladıkları rüyalar ve kâbuslar sonrasında hayatlarını kaybetmişlerdi ve olaylar gece on ila sabah sekiz arasında oluyordu. Söylenenlere göre bu kişilerin hepsi erkekti ve bilinen hiçbir sağlık sıkıntıları da yoktu. Dolayısıyla yetkili birimler tarafından bu ölümler için herhangi mantıklı bir açıklama da yapılmamıştır. Doktorlar da, bu kişilerin aileleri de konuya bir açıklık getirememiştir.

 Uzmanlar bu ölümler için aslında bir isim koymuştu; "Beklenmedik gece ölümleri sendromu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Uzmanlar bu ölümler için aslında bir isim koymuştu; "Beklenmedik gece ölümleri sendromu." orijinal ismiyle "Sudden unexpected nocturnal death syndrome." Kurbanlar, aynı Kamboçyalı ailenin küçük erkek çocuğunun söylediği gibi biri tarafından rüyalarında kovalandıklarını ve o kişinin kendilerini yakaladıktan sonra öldürdüğünü söylüyorlardı. Ayrıca bir detay daha; bu kişinin de yüzünün ve vücudunun görebildikleri kadarıyla tamamen yanmış olduğunu ailelerine ve yakınlarına iletmişlerdi. Yani filmlerden de anımsayacağınız Freddy Krueger gibi...

Bu deneyimi ve korkunç ölümleri yaşayan kişilerin hepsi aslında Güney Asya'dan. Herhangi bir resmî tıbbî açıklama yapılmamış olsa da o bölgelere ait genetik bir rahatsızlık olabileceği üzerine de durulmuştu; ancak tip dilinde hiçbirine mantıklı bir açıklama getirilemedi.

Paranormal Hikayeler Işıl Işık (Tamamlandı)Where stories live. Discover now