SESSİZ İKİZLER

11 2 0
                                    

1963 yılında doğan June & Jennifer isimli Barbadoslu tek yumurta ikizleri, babalarının Kraliyet Hava Kuvvetleri için çalışması nedeniyle, ailece Birleşik Krallığı bağlı olan Galler; yani İngiltere tarafına taşınmışlardı.

Bu ikiz kardeşler de maalesef senelerce uğradıkları haksızlık, dışlanma, zorbalık, ırkçılık ve diğer çeşitli küçük düşürücü olaylar karşısında sessizliğe bürünmeye karar verdiler. Bir süre sonra da kendilerinden başka hiç kimseyle iletişim kurmaz hâle geldiler. Ayrıca birbirlerini taklit etmeye ve verdikleri eş zamanlı tepkilerle birebir aynı davranışları sergilemeye de başladılar. Ancak ikizlerin garip davranışları bunlardan sınırlı kalmadı, işi bir adım daha ileriye götürmeye karar verip kendi aralarında, sadece kendilerinin anlayabileceği bir dil geliştirdiler (bu dile kriptofazi adı verilir, günümüzde de bilinçli - bilinçsiz olarak bu tarz bir dil geliştiren kardeşler, özellikle ikizler mevcuttur). Aslında söylentiye göre bunu başlarda bir oyun olarak başlatan ikili, bir süre sonra kimseyle muhatap olmamak için sadece bu enteresan dili kullanmaya başlamışlardır.

İkizlerin bu garip davranışlarını fark eden terapistleri ve okul yönetimi, ailelerinin onayı ile kızları ayırmaya karar verdiler. Bir araya geldiklerinde ise aileleri de dâhil hiç kimseyle konuşmamaya devam eden kızlar odalarına kapandı ve iki sene oradan dışarı hiç çıkmadılar.

Noel döneminde ailelerinden iki tane günlük hediye alan kızlar, muhtemelen kendilerini ifade edebilmek için ve belki de çevrelerindeki insanlar tarafından önemsenmek adına kısa hikâyeler yazmaya başladı. Yazdıkları birkaç başarısız roman denemesi sonucunda daha agresif ve saldırgan bir hâle gelen June ve Jennifer, suça eğilim göstermeye başladılar.

Birkaç ufak tefek hırsızlık denemesinden sonra ikizler bir kulübeyi yakmaya çalışarak işi biraz daha ileriye götürdü, yaptıkları diğer olayları da göz önüne alan hâkim, toplum düzenini bozmak, yangın çıkartmak, hırsızlık girişimleri ve kızların pek de sağlıklı olmayan düşüncelerinden ötürü ikizleri akıl hastanesine göndermeye karar verdi.

Akıl hastanelerinde geçirdikleri on dört sene boyunca yoğun ilaç tedavileri altında kalan ikizler, çıktıklarında daha da garipleşmiş ve yazma yetilerini de yitirmişlerdi.

Bu on dört senelik zaman diliminde ikizler, hastanenin farklı kanatlarındaki odalarda olsalar da her zaman birbirlerini tamamlayan davranışlarda bulunmuşlardır. Bazen aynı dakikalarda aynı hareketleri yapıyor hatta aynı zamanlarda aynı kelimeleri kullanarak kendilerini ifade ediyorlardı. Bazen de birbirlerinin tersi hareketler yaparak birbirlerini tamamlıyorlardı. Mesela bir gün June çok sakin davranıp hiç hareket etmezken, yatakta tüm gün kıpırdamadan robot gibi yatarken; aynı gün Jennifer çılgın, enerjik bir şekilde davranıyor ya da Jennifer o gün ağzına bir lokma yemek bile koymazken diğer kardeş normalin iki katı yemek yiyerek doktorları hayretler içinde bırakıyordu.

Akıl hastanesinde geçen bir süreden sonra tahmin edildiği kadar tehlikeli olmadığına karar veren ikizler, aynı enstitünün daha az güvenlikli bir bölümüne sevk edildi. İkizler orada gazeteci bir kadınla tanıştılar. Aralarındaki bu garip ve açıklanamayan ilişki, bu gazetecinin de ilgisini çekti ve kadın, kızlarla ilgili haberler yapmaya başladı. Böylece bizler de yavaş yavaş ikizleri tanımaya başlamış olduk.

Hastanede yapılan IQ testleri sonucunda ikizlerin inanılmaz derecede zeki olduğu da ortaya çıkmıştır.

Birimiz ölmeli!

Bir süre sonra ikizlerin başka bir hastaneye transfer edilmesine karar verildi. Bu sırada onları ziyarete gelen gazeteci kadına, ancak içlerinden biri ölürse diğer insanlarla iletişim kuracaklarını ve normal bir hayat yaşayacaklarını söyleyip, Jennifer'ın ölmesine karar verdiklerini bildirmişlerdir.

Bu olay karşısında ufak bir şok yaşayan Marjery isimli gazeteci, Jennifer'e ne demek istediğini sormuş ve onu, önünde uzun ve güzel bir hayatın beklediğini söyleyerek bu çılgın fikirden vazgeçirmek istemiş. Ancak Jennifer ve June kararlarını vermişlerdi. Çünkü kendi inanışlarına göre ikisi birden olursa ikisinin de asla normal bir hayatı olmayacaktı. Ancak içlerinden birisi giderse bir şekilde yaşamaya "gerçek anlamda yaşamaya" başlayabilirlerdi.

1993 yılında ikizleri başka bir hastaneye transfer etmek için bir araba almaya geldi. Kızlar arabaya iki kişi olarak bindiler; ancak bir kişi olarak indiler. Çünkü Jennifer başını ikiz kardeşi June'un omzuna yaslamış hâlde bulunmuş ve hayata veda etmişti. Özellikle kalp krizi geçirdiği sanılan Jennifer'ın, yapılan araştırmalardan sonra kalbinde bir sorun bulunmamış; hatta ölmesini gerektirecek başka bir şey de saptanmamıştı. Jennifer sadece zamanı geldiği için ölmüştü.

Sonrasında hayatta kalan kardeş ailesinin yaşadığı yerin yakınında bir ev tuttu. Kendine arkadaşlar edindi ve aynı ikiz kardeşiyle anlaştığı gibi normal bir hayat yaşamaya başladı. Jennifer'ın ise ölüm sebebi ve bu iki kız kardeş arasındaki açıklanamayan bağ, hâlâ büyük bir sır olarak kalmaya devam etmektedir.

Paranormal Hikayeler Işıl Işık (Tamamlandı)Where stories live. Discover now