"Artık dayanamıyorum, adam! Bak!Sırtıma bak! Boğazıma bak! Bedenimde izi kalan her yarada güldüm ben! Peki ya kalbim?! Peki ya ruhum?! Yüzüm gülmeye devam ederken kalbim ağladı hep. Hep ağladı! Ben gülerek güçlü kalmaya çalıştığımda sen bana 'Gülmeyi kes,Yetim! Sinirlerimi bozuyorsun!' dedin!" "Üzerini giy." Dedi herzamanki gibi soğuk ve duygusuz bir biçimde. "Namusu kardeşim dediği adamın emanetini getirip onca şerefsiz erkeğin içine atan bir adamdan öğrenecek değilim!" Dedim dişlerimin arasından. Gözyaşlarım bütün yüzümü yıkarken ona bakıyordum. Sözlerim canını yakmış gibiydi... "Ben sana zarar gelmesine izin vermedim." Sesi bu kez farklıydı, sanki duygu vardı sesinde. "Bu zarar görmemiş halim mi? Beni bu cehenneme sen soktun, Kara Adam! Eğer o gün ansızın karşıma çıkıp kalbime hiç olmadık bir intikam ateşi salmasaydın ve beni kendi çıkarların için kullanmasaydın ben evimde sakince yaşardım. Belki bir daha hiç gülmezdim ama en azından insanlığımı kaybetmezdim! Şimdi eğer gücün ve vicdanın yeterse kardeşim dediğin adamın da intikamını alırsın, kendi işini de tamamlarsın. Ailemin intikamıysa bana kalsın. Ben bu intikamın yüküyle suçlu bir şeklide onların yanına gitmeye razıyım artık. Yeter ki onların yanına gideyim. Ve ben artık yokum! Beni unut! Çünki benim en büyük isteğim seni unutmak!" "Yanımdan ayrıldığın gibi öldürürler seni." Sesi üzgünlüğünü ifade ediyordu belki de ilk kez. Bana karşı çıkamıyordu çünki haklıydım ve o haksızdı. "Bundan sonra öldürseler bile kendimi korumam, bırakta öldürsünler..." Yapma der gibi bakıyordu bana. Gözyaşlarım beş beş akarken bütün yüzüm ıslanmıştı. Elimde sıkırak tutduğum tişörtümü birçırpıda giyinip onu son bir kez süzdüm. Sonra döndüm ve arkama bile bakmadan çekip gittim. Arkamdaysa yıkılmış bir adam bıraktım. Peki ben...?
5 parts