"Bu sabahki notunuz beni korkunç bir şaşkınlığa düşürdü.
"Yazdıklarınızdaki o düzensizlik, o acelecilik; durun bakalım, sakinleşin yoksa beni daha çok korkutacaksınız."
"Lucien, büyük bir olay oldu!" dedi kadm, Lucien'e sorar gibi bakışlarını dikerek: "Mösyö Danglars bu sabah gitti."
"Gitti mi! Mösyö Danglars gitti ha!
"Nereye gitti?"
"Bilmiyorum."
"Nasıl? Bilmiyor musunuz? Geri dönmemek üzere mi gitti?"
"Kuşkusuz!
"Akşam saat ona doğru atları onu Charenton sınırına kadar götürmüşler; orada atları koşulmuş bir lando arabası bulmuş; uşağı ile birlikte bu arabaya binmiş ve arabacıya Fon-tainebleau'ya gideceğini söylemiş."
"Peki buna siz ne diyorsunuz?"
"Bekleyin dostum. Bana da bir mektup bırakmış."
"Bir mektup mu?"
"Evet; okuyun."
Ve barones cebinden açılmış bir mektup çıkardı ve Debray'ye uzattı.
Debray okumadan önce, içinde ne yazdığım tahmin etmek ister gibi, ya da içinde bir şey varmış da önceden buna göre karar verecekmiş gibi bir an duraksadı.
Birkaç saniye sonra düşünceleri kuşkusuz sona ermişti, çünkü okumaya koyuldu.
İşte Madam Danglars'ın içini bu kadar allak bullak eden notta bulunanlar:
Çok sadık karım hanımefendiye.
Debray hiç düşünmeden durdu ve gözlerine kadar kızaran baronese baktı.
"Okuyun," dedi barones.
Debray devam etti.
Bu mektubu aldığınızda artık kocanız olmayacak.
Ah! Bu kadar çok korkuya kapılmayın; kızınız olmadığı gibi kocanız da olmayacak, yani ben Fransa dışına giden otuz ya da kırk yoldan birinde olacağım.
Size açıklamalarda bulunmak zorundayım, bunları çok iyi anlayabilecek bir kadın olduğunuz için, size bu açıklamaları yapacağım.
Dinleyin bakın:
Bu sabah beş milyonluk bir ödeme yapmam istendi, onu ödedim; aynı tutarda bir başkası hemen arkasından geldi; onu yarına erteledim: benim için dayanması çok güç olacak bu yarından kurtulmak için bugün gidiyorum.
Bunu anlıyorsunuz değil mi, çok değerli karım hanımefendi?
Ben söyleyeyim:
Anlıyorsunuzdur, çünkü benim işlerimi benim kadar siz de biliyorsunuz, hattâ benden daha iyi biliyorsunuzdur, çünkü daha dün çok iyi olan servetimin yandan çoğunun nereye gittiğini söylemek gerekseydi, bunu ben bilemezdim, oysa siz tam tersine, bunun hesabım kusursuz bir biçimde verirdiniz.
Çünkü kadınların yanılgıya düşmeyen güvenli içgüdüleri vardır, kendi icat ettikleri bir cebirleşaşılacak şeyleri açıklarlar. Sadece kendi rakamlarımdan anlayan ben, rakamlarım beni yanılttığı gün, bu konuda hiçbir şey bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monte Kristo Kontu
General FictionDumas klasik romanın kilometre taşlarından biri olan bu yapıtında, Doğu'ya, klasik mitolojiye ve insan psikolojisine duyduğu tutkulu ilgiyi coşkun bir anlatıda, ustalıklı diliyle harmanlıyor. "Dumas kitlelerin tutkularını paylaşmayı ve doyurmayı diğ...