Yıllarca Takım7 olarak Kakashi-sensei ile görevlere gitmiştik . Arada ise şartlar gerektirdiği için ayrılıp önemli insanlardan eğitim almıştık. Şuan eğer kendimi öldürmediysem bunu Ero-sennin'e borçluyum. İki yıllık bir eğitime çıkmış ve birbirimizden hiç ayrı kalmamıştık. Köye geri döndüğümde ise beni karşılayan hoşnutsuz bakışlar ve küfürler olmuştu. Gelmiş olmama sadece birazcık takım arkadaşlarım sevinmişti ancak onların da beni başlarına bir bela olarak gördüklerini biliyorum. Ama yine de o takımdan kopamıyorum 

Belki ömrüm boyunca yalnız olduğum içindir bilmiyorum. Bir şey beni onlara bağlıyor. Kakashi-sensei'nin saçma bahaneler ile geç kalması , Sakura'nın sinirlenince deliye dönmesi, Sasuke'nin benim için bahşettiği gülümsemesi...

İçimdeki canvarlar çok kere iletişimde bulunmuştum. Her seferinde beni ele geçirip serbest kalmaya çalışmıştı ancak izin vermemiş veya Ero-sennin yardımı ile durdurulmuştum. Son sefer ise sadece beni çağırıp konuşmuştuk.

" Naruto... mührü bozmayacağını biliyorum bu yüzden sen ölene kadar bekleyeceğim ve başka bir yerde serbest olarak tekrar doğacağım.."

"...."

" En erken vakitte senden kurtulmak için elimden geleni yapacağımı bil. Zaten yaşamaktan da pek keyif almıyorsun. Bu bir kazan-kazan anlaşması"

"Bazen çok konuşkan oluyorsun. O zaman elinden geleni ardına koyma sana yardım etmeyeceğim ancak engellemeyeceğim de."

Arkamı dönüp zihnimden çıkarken duyduğum kıkırdama ile dikkatimi dağıtmadan çıkımıştım.

O günden sonra iştahım tamamen kapanmıştı sanırsam hayati işlemler için gerekli olan çakra kanalarını bozmuştu . Gerçekten de elinden geleni yapıyor. Benim için salgıladığı çakrasını da geri çekmişti artık yaralandığımda iyileşmiyor, üstüne sıkça nezle oluyordum. Gittikçe zayıflamıştım ama fark edilmemek için bol eşofman takımımı giyiyordum. Bu takım ile oldukça sağlıklı hatta biraz iri gözüktüğüm bile söylenebilir.

 Düşüncelerim ile hazırlanmamı bitirmiş, kollarımın üstündeki yara izleri gözükmesin diye kenarlarını düzeltiyordum. Evden çıkmadan önce aynanın önünde durup derin bir nefes aldım. Yüzüme ise dışarıya hep gösterdiğim kayıtsızlık sembolü olan gülümsemeyi yerleştirmiştim. Kapıdan çıkıp köyün ana girişine geldim. Buluşma yeri burasıydı. Köyler arası gezisinde bir tüccara korumalık yapacaktık. Oraya vardığımda Sasuke ve Sakura durmuş konuşuyorlardı.Gülümseyerek;

" Günaydın ikinize de."

"Ah sen miydin Naruto, sana da günaydın." demişti Sakura. 

"Günaydın Naruto." diyip kocaman gülümsemişti yüzüme. Bembeyaz tenine tezat bir çift katran karası gözler ve simsiyah saçlar... Resmen bir tablo gibiydi. Gülümsemesinin etkisinden kurtulup sordum.

"Kakashi-sensei yine geç kaldı değil mi?" İkisi de beni onaylamak için homurtular çıkarmıştı. Bu duruma o kadar alışmıştık ki artık hoşnutsuzluğumuzu belli etmek için kelime kalmamıştı. Tembel takım liderimiz belirdiğinde ise konuşmayı yeni kesmiştik. 

"Hepiniz hazırsanız o zaman yola koyulalım, bir günlük yol sonra müşterimiz ile buluşacağız. Ne kadar erken varırsak o kadar çok dinleniriz ."

Hepimiz gülümseme ile onaylamıştık. Yola koyulduğumuzda aklımda gece geçireceğim kalitesiz de olsa muhtaç olduğum uykunun hayali vardı. Ağaç dallarında ileri koşuyorduk. Rüzgarla birlikçe yüzüme çarpan yeşil dünyanın kokusu ciğerlerimi yakıyordu. Güneş ise ağaç yaprakları arasından turuncu ışığıyla bin bir parça halinde bize ve yolumuza yansıyordu. Az ilerimde koşan Sasukeye çarpan her ışık parçasında kalbim dalgalanıyordu. Saçlarını ve yüzünü parlatan ışık bir insanı ancak bu kadar bir sanat eserine benzetebilirdi. Eğer tanrı varsa bu onun kutsaması olabilir miydi? 

Ben gördüklerim ile büyüleniyor Sasuke ise üstündeki bakışlarımı hissediyordu. En sonunda kafasını çevirip sordu. 

"Naruto bir sorun mu var?" Kendime çeki düzen verip konuştum.

"Hayır yaprakların gölgesi üstüne vurunca bende onları böcek sandım algılamak için bakıyordum." En azından sesim titrememiş, gayet mantıklı bir bahane sunmuştum. O zaman neden bu kadar heyecanlı idim ? Kötü bir şey mi yapmıştım ki kalbim böyle çırpınıyordu?

Sasuke anladığını belli edercesine mırıldanıp önüne dönmüştü. Yol boyunca küçük muhabbetler etmiştik bir kere de atıştırmak için durmuştuk. Artık bu insanların bana nefretle bakmaması kendimi onların yanına ait hissettiriyordu. Onlar da ban iğrenerek baksa ne yapardım bilmiyorum. Sasuke bana nefretle baksa ,kendinden ittirerek uzaklaştırsa, bana canavar derse biliyorum ki perişan olurdum. Bir an bile nefes almak istemezdim. Başka kimsenin benden nefret etmesi bu kadar etkilemezdi. Ama Sasuke... Onu düşününce dünyam duruyordu. Nedendi ki? 

"İşte kalacağımız yere geldik sabahta müşterimiz ile buluşacağız, hadi gidip dinlenelim. " Düşüncelerimi Kakashi-sensei durdurmuştu. Hana girdiğimizde üstüme yorgunluk çökmüştü ancak adım gibi biliyorum iğrenç bir uyku-uyanıklık yaşayacaktım. İçimi hafif huzursuz eden bir his vardı ama pek dikkate almadan odada eşyalarımı ayarlamaya başladım





Umarım hoşunuza gitmiştir. Yazım yanlışım varsa lütfen kusura bakmayın hiçbir zaman dilbilgim iyi olmadı . 

Keyifli okumalar.


Derin MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin