Hastaneden çıkıp park alanına geldim. Siyah arabama binip çantamı yan koltuğa bıraktım. Sağ elim önüme gelen saçlarımı arkaya bırakıp arabayı çalıştırdım.

Trafik yine yoğundu kırmızı ışıkta beklemekten yorulmuştum.

"Hadi artık."

Yeşil ışığın yanması ile arabakar yavaş yavaş harekete geçti. Fakat iki araba önümde ki araba hala hareket etmemişti. Art ardına gelen korna sesleri ile ağrıyan başımı ovalayıp camı açtım. Arka da ki beyaz arabadan inen uzun boylu yapılı adamı buldu gözlerim. Bir iki saniyelik gözgöze gelmemiz ile gözlerimi çekip arabamın camına sabitledim.

"Ambulansı arayın bayılmış."

Diyen kalın sesi ile arabadan indim.
Arabanın önüne geldiğim de 50 yaşlarında bir adamın bayıldığını gördüm.

"Çekilir misiniz ben doktorum." demem ile iri bedeni ile arkasını döndü.

"Buyrun." diyip eliyle adamı gösterdi.

Adama baktığımda kızarmıştı. Gömleğinin düğmelerini açıp yanaklarına bir kere tokat attım.

"Beyefendi."

Hala uyanmayınca iri adama döndüm.

"Size zahmet olmazsa arabamda çantam var getirir misiniz?"

Başını sallayıp koşarak arabaya gitti. Bir kaç saniye sonra elinde çantam ile geldi. Çantamı uzatması ile aceleyle aldım.

Çantamın içerisinden stetoskobumu çıkarıp kalp atışlarını dinledim. Kalp atışları normalin aksine yavaştı.

" Acele edin adamı yaptırmamız lazım.!" diye bağırmam ile arabalardan bir sürü insan çıkmıştı. Yanımda ki iri adam önce davranıp yavaşça adamı indirdi.

"Yavaş.,"

Yere yatırılan adam ile gömleğinin bir kaç düğmesini daha açtım. Adamın kalp atışlarının gitmesi ile kalp masajı yapmaya başladım.

Bileğim de ki bandanayı alıp adamın ağzına koydum. Suni tenefüs yaptıktan sonra kalp masajını tekrarladım.

Ben ilk yardımı yaparken sağlık ekipleri gelmişti. Aldığım nabız ile derin bir nefes aldım.

"Buyrun arkadaşlar." diyip yol verdim. Ambulansı yolladıktan sonra iri adam arabayı kenara çekmişti. Trafiğin tıkanıklığı yabaş yavaş giderken telefonum çalmıştı.

"Efendim."

"Kızım nerede kaldın sen?" nenemin endişeli sesi arabada yankılanırken gülümsedim.

"Trafik vardı nene. Sakin ol geliyorum."

"Haber et güzel kızım merak ediyorum."

"Tamam nenem. Hadi kapat az kaldı on dakikaya evdeyim."

"Tamam dikkat et." diyip cevap vermemi beklemeden yüzüme kapanan telefon ile gülümsedim.

"Ah ah deli kadın."

On dakika sonra arabamı park etmiş eve giriyordum. Kapıda ayakkabımı çıkarırken bir yandan da kuzenim Şeyda'nın söylenmesini dinliyordum.

"Nereden çıktı bu tayin işi Umay. Kıçında diken mi var kızım neden gitmek istiyorsun buradan?"

"Kıçımda diken falan yok Şeyda. Sadece burası beni boğuyor anlasana." derken çantamı bırakmış lavaboda elimi yıkıyordum.

GÖNLÜME GELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin