Steven üzgün bir iç çekti. Onun bu tavırlarına hak veriyordu ama içten içe çok üzgün ve pişmandı.

"Neden bu kadar soğuksun?"

Laura onun bu sorusuyla biraz şaşırmıştı ama duygularını onun önünde açığa çıkarmamaya kararlıydı. Ona kızgın ve kırgın olduğunu göstermek istemiyordu, ona onun umurunda olmadığını göstermek istiyordu. Bu yüzden onu bugüne kadar hep görmezden gelip onunla hiç göz teması kurmamıştı.

"Soğuk falan değilim, burada bulunmaman gerektiğini söylüyorum sadece. Ne söyleyeceksen söyle de git bir an önce."

"Bak, tamam bana neden böyle davrandığını anlıyorum ama..."

Laura onun sözünü yarıda kesti. Normalde kendisinin sözünün kesilmesinden nefret eder bu yüzden hiç kimsenin sözünü kesmezdi ama şu an bunu yapmazsa konuşmanın uzayacağını biliyordu.

"Ne istediğini söylemeyeceksen gidiyorum." dedi ve arkasını dönüp kapıya yöneldi. Steven onu durdurmak için kolundan tutup kendine çevirdi.

Laura elinde olmadan ona bir adım yaklaşıp ona baktı ve onca zamandan sonra ilk kez göz göze geldiler. İkisi de bir süre tek kelime etmeden birbirlerinin gözlerinin içine baktı.

Laura ne yaptığını idrak edince göz temasını kesip yere baktı ve kolunu onun kolundan kurtarıp bir adım geri attı. Steven da bu mesajını anladı ve boğazını temizleyip devam etti.

"Üzgünüm. Konuşmayı biraz uzattım farkındayım. En iyisi direkt söyleyeyim, ben sana baloda partnerim olup olamayacağını sormak için gelmiştim."

Laura bir şok daha geçirdi, onun odasının kapısına kadar gelmesi şokunu doğru düzgün atamamışken şimdi de ondan böyle bir teklif gelmişti.

"Biliyorum, Jessie yüzünden bana çok kızgınsın ama lütfen, biraz düşün. Baloya daha var, istediğin kadar düşünebilirsin. Kararını verdiğinde bana söylersin. Eğer kabul etmezsen, seni anlarım.

Ama dinle, ben aptallık ettim, Jessie'yi aslında sevmediğimi fark ettiğimde ondan ayrılmıştım ama bunun için çok geçti. Ve onunla neden çıktığım hakkında hiçbir fikrim yok, sıradan bir hevesti sanırım. Ben aslında seni seviyordum, ve bu hislerim şimdi için de geçerli. Lütfen bana bir şans daha ver."

Laura ondan gelen ani itirafla renkten renge girdi, kalbi hızla çarpmaya başladı. 

Steven onun bu halini gördüğünde dediği şeyi idrak etti ve o da kendine inanamadı, yıllardır söyleyemediği şey tam da şu anda kendiliğinden dilinden dökülüvermişti.

Laura bir şey söylemek için ağzını açıyordu ama sonra vazgeçip geri kapatıyordu. Ne söyleyeceğini şaşırmıştı; laf mı soksa yoksa içindeki duygulara yenik düşüp kabul mü etse?

Steven onun bu şaşkınlığını anladığında onun henüz cevap veremeyeceğini anladı.

"Neyse, kusura bakma seni de çok tuttum, iyi geceler." dedi ve arkasını dönmeden hızlı adımlarla uzaklaştı. Laura'nın içinde önceden bir öfke oluşmuş olsa da şimdi sevincinden içi kıpır kıpırdı, ve o anda onu aslında unutmadığını anladı ve kendine kızdı.

Sonra aklına Claire geldi, acaba o ne tepki verecekti? Ya da Vanessa? O olsaydı, ne tepki verirdi?

Aklına Vanessa gelince boğazı düğümlendi ve gözleri doldu ama kendini tuttu ve derin bir nefes alıp tavana baktı. Gözlerinin artık dolu olmadığını anladığında kapıyı yavaşça kapıyı çaldı.

O sırada Claire, sesler kesildiği için yatağında oturmuş konuştukları şeylerin tahminini yapıyordu.

Kapını çalmasıyla yatağından kalkıp kapıyı açtı ve Laura'nın şok olmuş yüzüyle karşılaştı. Laura daha içeri giremeden onu soru yağmuruna tuttu.

SENE: 2476**yeniden yazılıyor**Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin