Şimdi ise yarışmacılar labirente giriyorlardı. Bizde tekrar tezahürat yapmaya başlamıştık. Adım attıkları anda arkalarındaki sarmaşıklar sıklaştı ve az önce 4 tane giriş gözüken yer şimdi duvar gibi görünüyordu. Herkes heyecandan yerinde duramıyordu. Kaç saat süreceği hakkında bir fikrimiz de yoktu bu yüzden kendi aramızda sohbet etmeye başlamıştık.
**
Aradan geçen 3 saatin ardından Puf diye bir ses duyduk ve ortadaki boşluğa baktığımızda 2 tane beden gördük. Bunlar Harry ve Cedric'ti. Müzikler tekrar çalmaya başlarken birkaç kişi gibi tribünlerden hızlıca indim ve onların yanına gittim. Fakat Dumbledore kenara çekildiğinde bir çığlık attım. Cedric yatıyordu ve gözleri kapalıydı, Harry ise ona sıkıca sarılmış asla ayrılmıyordu. Gözyaşlarım anında akmaya başlarken çömeldim ve bende ona sarıldım.
Hayır ölemezdi. Ölmemeliydi o suçsuzdu. Ölmüş olamazdı hayır. "CEDRİİİİC!" diye tekrar bağırdığımda müzikler kesilmiş herkes dehşete düşmüştü. Şimdi Cedric'in babası Bay Diggory de yanımıza gelmiş oğluna sarılmış ağlıyordu. Yerde yatan bedene iki kişi yapışmıştı adeta. Harry birden gözden kaybolmuştu ama bunu düşünecek durumda değildim.
Dumbledore da çömelip beni geriye çekmeye çalıştığında ayrılmadım. "Profesör bana onun ölmediğini söyleyin. Düzeleceğini söyleyin" dedim bir yandan hala ağlıyordum. Gözyaşlarım sonsuz bir sel gibi akıyordu aşağı ve hiç azalmıyorlardı. "Korkarım çok geç Bayan Jack-" "HAYIR ÇOK GEÇ DEĞİL UYANDIRIN ONU" diye bağırdığımda Hermione de gelmiş beni uzaklaştırmaya çalışıyordu. "Hadi Carla" "HAYIR" diyerek Cedric'in bedenine daha çok sarıldım.
Onu bir daha göremeyecek olduğumu bildiğimden son kez kokusunu çekmek, son kez saçlarına dokunmak ve son kez öpmek onu hissetmek istiyordum. Fakat Hermion'ye yardım eden Ron yüzünden ayağa kaldırılmış zorla götürülüyordum. "BIRAKIN BENİ" diye cırladığımda Hermione daha sıkı sarılmıştı.
Beni oradan uzaklaştırıp sakin bir yere götürdüklerinde hala sıkı sıkı tutuyorlardı çünkü cebelleşiyordum. "Lütfen bırakın beni" diye yalvardığımda Hermione bana sarıldı ve saçlarımı okşama başladı "Sakin ol Carla. Hepsi geçecek" "HAYIR" dedim tekrardan. Sonra bir anda aklıma geldi evet çözümü bulmuştum. "Hermione" sakin bir sesle söylediğim için şaşırıp benden ayrılmıştı ve yüzüme bakıyordu.
Zaman döndürücümü kıyafetimin içinden çıkardığım anda ellerini ellerime kapattı. "Carla hayır zamanla oynayamazsın" Umrumda değil. Cedric'siz yaşayamam ben" dedim ve ellerini ittim. "Gelmemi ister misin?" diye sordu sakince "Hayır bu çok tehlikeli aklınızı mı kaçırdınız?" dediğinde Ron'u dinlemedim. "Aklın başında değil cidden sana yardım etmiş olurum" "Pekala" dedim ve kolyeyi onun da boynunda geçirdim.
3 kere çevirdim ve beklemeye başladık. Sonunda günün sabahına geldiğimizde kolyeyi Hermione'den öıkardım ve tekrar içine koydum. "Planımız ne?" diye sorduğunda birkaç saniye düşünüp cevapladım "Yarışmadan çekilmesini söylersem beni dinlemez. Beraber kupayla döndüler. Harry'nin kazanmasına izin vermesini isteyeceğim" "Sence seni dinler mi?" "Dinlemezse onu bir yere kapatıp gitmesini engellerim" "Tamam hadi gidelim"
Bu saatlerde kahvaltıdaydık ve Cedric'i kahvaltıda görmediğimden emindim ama şuan bir şey yapmak için erkendi. Olası bir Cedric'i kilitleme durumunda turnuvaya kadar bizi bulurlardı. Bu yüzden Hermione ile öğleden sonra 3'e kadar saklanacaktık. Bir şeyi beklerken zaman geçmek bilmiyordu.
Nihayet turnuvanın başlamasına 20 dakika kala çok dikkatlica saklandığımız yerden çıktık. Şuan muhtemelen biz tribünlere gidiyorduk ve Cedric'te odasında üstünü değiştiriyordu. Lazım olursa diye bizim ortak salona gidip Harry'nin görünmezlik pelerinini aldık ve Hufflepuff ortak salonuna ilerledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cedric Diggory İle Hayal Et
Science FictionEğer Cedric'e takıntılıysanız sizi okumaya alalım.
16. bölüm (Final)
En başından başla