Diğerleri kabul etmişti. Odama doğru yavaş ve emin adımlar atıyordum. Telefonum titrediğinde hızlıca baktım. Selim'in abisi mesaj atmıştı. Yardımlarımdan ötürü kısa bir teşekkür mesajıydı.

Kendi kendime güldüm. Zahmet etmişti. Bu kadar erken atmasına ne gerek vardı. Sonra tekrar güldüm. Merdivenlerin sonuna geldiğimde bir kahkaha patlattım. Sinirlerim yıpranmıştı. Odama girdiğimde karşılaştığım soğuk beni şaşırtmıştı. Bu pencere açık mıydı evden çıkarken.

Kuşkuyla odayı süzerek pencereye doğru yürüdüm. Ama değişik bir şey yoktu. Pencereyi kapatmak için uzandığımda yerdeki zarfı görmemle irkildim. Pencereyi hemen kapatıp perdemi çektim.

Tereddüt etsem de eğilip zarfı aldığımda içimde ilk kez böylesine bir korku oluşmuştu. Giderken penceremin açık olduğundan emin olsam kesinlikle korkmazdım. Ama kapalı pencereyi açtıysa gelen kişi bu biraz korkunçtu.

Zarfı açtığımda içinden bir kağıt ve kolye çıkmıştı. Kolyeyi geri zarfa koyup kağıdı açtım.

" KORKMA.

Sana kesinlikle zarar vermem. Sen bu hayatta değer verdiğim iki şeyden birisin. Seni koruyorum. Her zaman koruyordum. Ve her zaman da koruyacağım.... Sadece şunu bil sana hakaret eden herkes bedelini ödeyecek."

Yüzümde şeytani bir sırıtış belirirken bu her kimse kesinlikle güvenmemekle birlikte yazdıkları hoşuma gitmişti. Bir sapığım eksikti zaten. O da gelmiş tam olmuştu. Kağıdın en altındaki not ise beni garip bir karar vermeye itiyordu.

"Eğer sana zarar vermeyeceğime inanıyorsan kolyeyi tak."

-Emir kiplerinden hoşlanmam ufaklık.

Kendi kendime konuşmaya da başlamıştım sonunda. Zarfın içindeki kolyeye baktım. Detay beni dehşete düşürürken istemsizce kapımın üstündeki çizimime baktım.

Çizdiğim kedilerin aynısını kolye yaptırmıştı. Bir süre kolyeyi inceledim. Kafamdaki düşünceler yetemezmiş gibi her geçen gün yeni bir şey çıkıyordu başıma. Kolyeyi ve kağıdı zarfa koyup zarfı komodinin üzerine koydum.

Bunu yarın düşünecektim. Telefonumdan rahatlatıcı bir şarkı açıp yattım. Bu zorluklar sadece benim hayatımda mıydı? Yoksa diğer herkes de benim kadar çok sorun yaşıyor muydu merak ediyordum çoğu zaman.
_________________________

Sabah yine mutsuz bir şekilde yataktan çıktım. Minik bir depresyon sürecinden geçtiğim için yatak bana cazip geliyordu. Kendimi yatağımın şefkatli kollarından ayırmak istemiyordum. Ama ben modern çağın en çok efendili kölelerinden biriydim.

Kendi kendime güldüm. Yataktan kalkarken zarf yeniden görüş alanıma girmişti. Derin bir of çekip saçlarımı çekiştirdim. Çok mu şey istiyordum. Sadece dertsiz tasasız huzurlu bir gün geçirmek neden bu kadar zordu?

Uzun süren bir karar aşamasından sonra hızlıca hazırlanıp evden çıkmıştım. Beni bekleyen araca ilerlerken etrafımı dikkatlice izledim. İzlendiğimi hissetmeme rağmen kimseyi görememiştim. Araca binerken bileğime doladığım kolyeye kısa bir bakış attım. Biraz maceradan zarar gelmezdi.

Bana veren kişi görmüş müydü? Bunu odama kadar bırakan her kimse görmüş olma olasılığı bana yüksek geliyordu. Koltuğuma oturduğumda rahatça yayıldım. Bundan sonra ne olacağını fena halde merak ediyordum.

Araç hareket ettiğinde günün haberlerine bakmak için telefonu elime aldım. Ama ilk sıradaki haberin bizimle ilgili olmasını beklemiyordum. Dün yapılan çekimdeki moladan bir kare paylaşmışlardı. Benim gurubun diğer üyelerinden ayrı oturduğum görsele kocaman "WILD FLOWER GURUBUNDA AYRIMCILIK" başlığı atılmıştı.

LYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin