Eun: Bu yakar. Dayana bilir misin?

Yine konuşmadı sadece kafa salladı.

Eun: Dayanamazsan bile yapmak zorundayım zaten.

Gözlerini kapattı, ben pamuğu yüzüne dokundurdum. Ben pamuğu her deydirdiğimde o gözlerini daha sıkı kapattı.
Yüzünü inceledim uzunca. Güzel bir yüzü var. Gözünün altındaki ben daha da güzelleştiriyor yüzünü. Sorguladım kendimce 'ne gibi sorun vardı aralarında?' Sanki ne haddimeyse bunları sorgulamak. Neden tanımadığım birini evime alıp onunla ilgilenmem yetmezmiş gibi onu düşünüyorum?
Bu düşünceleri bir kenara bırakıp,
henüz bitirdiğim pansumandan etrafta bıraktığım malzemeleri toparladım. Çantayı yerine koydum. İçeri geçtim. Çoktan uyumuş bile. Üzerine ince bir battaniye örttüm.
Kendi odama geçtim ama uykum yok. Saat olmuş 3.50 ben daha uyumadım. Yarın okul var birde, nasıl gidiceksem?
Uykum olmadığı için sakin bir şarkı açtım. Belki rahatlarsam uykum gelir diye. Ama yine uyuyamdım. Yatakta bir sağa bir sola dönüp durdum. Telefonumu şarja taktım, laptoptan yarım bıraktığım dizinin diğer bölümlerinide izledim. Saat 6.00 daha fazla oyalanamam.Kalkıp odamı topladım, çantamı hazırladım. Güzel bir duş aldım,okul üniformamı giyip yeni kuruttuğum saçlarımı şekillendirdim. Hafif bir makyaj ve hazırım telefonumu şarjdan çıkarıp yine saate baktım 7.10'du. Çantamı alıp salona geçtim. O da uyanmıştı.

Eun: Günaydın sevgili misafirim. Sana iyi bir konaklama alanı veremediğim için kusura bakma. Bu arada ben Eun bi. Tanışma fırsatımız olmadı. Senin adın ne?

?: Hyunjin. Hwang Hyunjin tanıştığıma memnun oldum. Sana bir teşekkür borcum var sanırım.

Eun: Rica ederim. Mutfağa geçelim istersen. Birer meyve suyu ve hazır sandiviç var. Gerçekten kusura bakma gönül isterdiki güzel bir misafirperver gibi davranmak ama elimden sadece bu geliyor.

Hj: Tamam. Bu arada hiç sorun değil benim için. Teşekkür ederim.

Eun: Ben sandiviçleri mikrodalgaya koyuyorum sen otur.

Masaya dolaptan çıkardığım karışık meyve suyunu bardaklara doldurup masaya yerleştirdim.
Basit bir kahvaltı yaptık.

Eun: Eğer istersen bir hastaneye gidelim. Dün çok kötü görünüyordün. Bugün de pek iyi görünmüyorsun.

Hj: Gerek yok teşekkür ederim. Bu gün kendi evime geçicem.

Eun: tamam.

Masadakileri toplayıp tezgaha koydum. Ben bu gün çooook geç kaldım.
Koşarak çantamı aldım.

Eun: Ben çıkıyorum! Çok geç kaldım okula!

Hj: Bende geliyorum. Ordan eve geçsem iyi olur. Beni merak etmişlerdir.

Eun: Tamam gel. Kapıyı kilitliycem.

Hızla otobüs durağına doğru ilerledik. Otobüse son anda yetiştim. Bilet bastım ve ilerideki boş koltuğa geçip oturdum. Yanımada Hyunjin oturdu.
Okul biraz uzak ve gecenin tüm yorgunluğunu şimdi üzerimde misliyle hissediyorum. Ağırlaşan gözlerim yolu izlerken kapanmamak için savaş veriyordu. Gözlerim daha fazla bu savaşı sürdüremedi, sonunda uykunun kollarındaydım.
.
.
.
Birinin beni dürtmesiyle uyandım.
Uyandığımda durağı çoktan kaçırmıştım. Hyunjin yanımda beni uyandırmaya çalışıyor.

Hj: Sonunda uyandın. Hangi durakta iniceksin diye sorcaktım.

Hiçbir şey olmamış gibi yüzüne baktım ve

Eun: Durağı kaçırdım.

Dedim. Ne kadar aptal bir durum değil mi? Olayının gerçekliğini daha yeni fark etmiş olmam bunu daha da kötü bir hale getiriyor.
Yerimden hızla kalktım.

Eun: Kendine dikkat et. Ve tek dolaşmamaya özen göster. Sokakta her zaman ben olamam ve sokak köpeklerini unutmayalım.

Hafif bir tebessüm belirdi yüzünde

Hj: Tamam dikkat ederim.

Kapıya doğru ilerledim. Otobüsün durmasıyla resmen uçarak aşağı indim. Çok değil yaa sadece iki durak koşmam gerekiyor.

Ben okula gidene kadar 1. ders bitmişti bile. Müdürün odasına gidip kapıyı tıklattım

M: Gel

Eun: Günaydın hocam. Ben bir geç kağıdı alabilir miyim?

M: Eun bi bu kaçıncı? Sen iyice alışkanlık haline getirdin bu geç kalmayı. Bu son bundan sonra geç kağıdı vermem.

Derken kağıdı imzaladı ve bana uzattı.

Eun: Tamam hocam. Teşekkür ederim.

Sınıfa doğru ilerledim
İçeri geçtip yerime oturdum. Soojin

Sj: Bu sefer neden geç kaldın?

Eun: Otobüste uyuduğum için durağı kaçırdım.

Sj: Aferin böyle devam et.

Eun: Soojinnn hadii ama bana kızmadın değil mi?

Sj: Eun bi, sana kızmam mümkün mü?

Eun: canım yaa

Sj: Tamam, şımarma.

Eun: Ödev var mı?

Sj: Yine yapmadın değil mi?

Eun: Yapmadım.

Sj: Aishh... Al şunları defterine yaz. Eun hızlı ol hoca gelmek üzere.

Eun: Teşekkür ederim Soojin-shii

Soojin saolsun bu günde eksi almayacağım.
Hocanın gelip direkt olarak bana bakması ve aşalayıcı bir tavırla

Hc: Hanımefendi, bakıyorum okula gelme tenezzülünde bulunmuşsunuz. Sizlere okula zorla gelin demiyoruz. Hayır illa okula gelicekseniz zamanında gelin şu okula. Biraz kurallara uyun, biraz sorumluluk sahibi olun. Böyle olmaz,bu şekilde bir şeylerin sahibi olamazsınız.

Her gün eksiksiz olarak duyduğum şeyleri adam hiç bıkmadan söylüyor. Hocam bende insanım, evden geç çıkıp otobüste uyuduğum için geç kalabilirim. Neden bu kadar sorun ediyorsunuz? Desede iç sesim. Ben hiç düşünmeden

Eun: Sizede günaydın hocam

Dedim. O an hoca ne kadar sinirlendiyse kıpkırmızı oldu.
Ama ben aklı başından 1 metre uzaktan gelen biri olduğum için
Hocanın bana

Hc: Eun dışarı çık, beni bekle geliyorum.

Demesiyle bir utanç duygusu işledi bedenime.

İşte şimdi $ıç*ık ...
Ben yerimden kalkıp dışarı çıkarken aklımdan geçen tek şey hoca gelmeden kaçmak. Ama ben sadece bekledim*






#############################

Selaammm! Umarım beğenirsiniz.
Sizlere tam 1412 kelimelik bir bölüm yazdım.

Ben bölümleri önceden düşünerek yazmıyorum. Herşey anlık olarak yazılıyor yani.
Yazım hataları için kusura bakmayın.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizleri seviyorum. Görüşmek üzere.

*lütfen oy verin ve bol yorum yapın. Yorumlara göre şekillendiricem olay örgüsünü. Şimdiden teşekkür ederim

Baş BelasıWhere stories live. Discover now