Herif gerçekten deliydi!
Benden bile deli!
Tanrılar aşkına!
Herkesle birlikte çalışma odama geçtiğimizde Dominik orada bizi bekliyordu. Diğerleri ona olan biteni anlatırken, sadece Helen ve Kavin düşünceli bir sessizliğe dalmış gibi ve endişeli görünüyordu. Sanırım nihayet durumun ne kadar sıkıntılı olabileceğini ve nasıl sonuçlara yol açabileceğini anlamışlardı. Bense bu sırada masama oturmuş harıl harıl iki tane mektup yazmakla meşguldüm. Hatta o kadar seri ve serttim ki kalemim kağıtların üzerinde uçar gibi hareket ederken çıkardığı ses, konuşmaları bile bastırıyordu.
İlki Northend'e, diğeri ise Shadowlands'deki birliğeydi...
Herkesten bir an önce sadece kılıçlarını yanlarına alıp, vakit kaybetmeden soluğu Avalon'da almalarını istiyordum. Hemen!
Tam o sıra da herkes aklı başına gelmiş gibi aynı anda söylenmeye başladı.
"Ne yapacağız?"
"Söyledikleri doğru olabilir mi?"
"Lanet olası Ölümsüzler!"
"Saya bir şeyleri atlıyor olabilir mi?"
"Bir planın var mı?"
Helen, Calista ve diğerleri sorularını arka arkaya sıralarken bakışlarım çalışma odamın kapısında dikilip dikkatle bizi izleyip, neler olduğunu çözmeye çalışan Sean'ın üzerindeydi.
Ayağa kalktığım an gözleri hızla ona kilitlenmiş gözlerimi buldu.
Yanına doğru giderken elimdeki mektupları dikkatini çekmesi için hafifçe salladım.
"En hızlı iki adamımıza bu mektupları vereceksin. Nefes almak için bile durmayacaklar Sean. Biri Northend, diğeri Shadowlands için. Eğer hızlı olurlarsa, ölümüzler karşılarında bir bölük asker yerine bir ordu bulacaklar."
Gözleri gözlerim arasında gidip gelirken oradaki umudu ve güveni görebiliyordum.
Bunu başarabileceğimizi biliyordu. Her şeyi dediğim gibi yaparlarsa Northend birlikleri en erken iki, Shadowlans'dekilerin ise buraya gelmesi üç gün sürerdi...
Ve en fazla savaşın seyirini değiştirmek için bize yetişirlerdi.
"Onar kişilik iki grup daha istiyordum. Yol üstündeki bütün köy ve kasaba halkının geçici olarak Northend'e sığınmalarını sağlasınlar. Risk alamayız. Tüm bunları hallettikten sonra herkesi eğitim alanında toplanmanı da istiyorum. Neler olduğunu bilmeyi hak ediyorlar."
Elimdeki mektupları ona doğru uzatırken bakışlarım onunkilerdeydi. "Hızlı Sean. Çok hızlı!" Gereğinden sert çıkmıştı sesim ama kişisel algılamayacaktı artık.
Zamanla yarışıyordum ve gerçekten öfkemi kontrol etmekte zorlanıyordum.
Kafasını beni onaylar gibi sallayıp hemen işe koyuldu.
Bu en azından diğerlerine az çok bir planım olduğunu göstermiş olmalıydı ki kısacık bir an sessizliğe büründüler.
Ancak bir süre sonra, "Ya vaktinde gelemezlerse?" diye sordu Calista.
"O zaman onlarla tek başımıza yüzleşeceğiz. Ancak en azından insanlara kaçmaları ve Northend'e sığınmaları için vakit kazandırmış oluruz. Üstelik ordular çok daha büyük bir yıkım yaratmalarına engel olacak kadar önceden haber verilmiş ve hazır olacaklardır." dedim.
Ancak herkes umut doluydu. Onlarda en az benim kadar, herkes işini yapması gerektiği gibi yapara ordunun zamanında burada olabileceğini biliyorlardı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĒVA +18 (Avesta Serisi 3. Kitap FİNAL)
FantasySöz konusu olan birini kaybetmek gibi ince bir ip olunca her an yıkıma hazır hale gelirdiniz. Kalbinizin bir parçasının daha kopup gittiği bir hiçliğe düşerdiniz ve orada sadece acı olurdu. Bir sevgiyi, bir güveni, düşündükçe sizi mutlu eden hatıral...
25. Bölüm - Bekleyiş
En başından başla