18; Saat on ikiyi vurduğu zaman beni unutma. Çünkü ben her gece o saatlerde seni yaşar ve seni düşünürüm. O saatlerde serpilir gülüşün bir avuç su gibi içime.
Malikanenin bahçesinde havada uçuşan küfürlere yetişemeyen Jeongguk, kalçalarının üzerinde geriye doğru kayarak üzerine doğru gelen arkadaşını savurduğu tekmelerle engellemeye çalışıyordu."Gelme üzerime katil!"
"Ağzına sıçtığımın öğretmenine bak ya seni alıp götürecek öyle mi! Bak bak paşama bak! Bok götürür tamam mı bok götürür! Hadi bir denesin bakalım!"
Jimin, Hobi'nin çıldırmış haline karşılık çimenlerde yuvarlanarak gülme istediğini o kadar zor tutuyordu ki, her an bayılması an meselesiydi. Koşarak Hobi'nin önüne geçtiğinde kollarını iki yana açmış ve küçük cüssesiyle de olsa duvar oluşturmak istemişti.
Jimin'in üzerinden arkada sürünen arkadaşına parmak sallayarak "Götün yiyiyorsa çıkarsın bu bahçeden!" diye bağırarak tehdit ediyordu. Jeongguk'u asla göndermeyecekti. Omuzlarından tutarak engellemeye çalışan sarışın çocukla göz göze geldiklerinde biraz olsun sesini azaltmıştı.
"Görüyor musun Jimin? Resmen gitmek istiyor! İnanabiliyor musun?"
Jimin, adını ilk kez onun ağzından duymanın şaşkınlığını henüz atamamışken birden omzuna düşen başıyla kaskatı kesilmişti. "Ne yapacağımı ben bu salakla Jimin-ah."
Hobi, Jimin'in belki de ilk kez bu kadar sessiz kaldığını düşünerek başını omzundan kaldırdığında sımsıkı kapanan gözlerine baktı. Yaklaşarak sarışın çocuğun yüzüne eğildiğinde, Jimin görmese bile dudaklarına çarpan nefesle yakınında olduğunu anlamıştı ve... Kalbinin bu kadar hızlı attığının farkındalığı ile yanakları kızarmıştı.
Sarı saçlarında hissettiği parmaklarla gözlerini usulca aralayarak kendisini çatık kaşlarıyla izleyen Hobi'nin meraklı ifadesine karşı kıkırdamıştı. Hobi, günlerdir dokunmak istediği sarı saçları karıştırarak bir adım geri çekildi. "Tahmin ettiğim gibi." derken dudakları yukarı kıvrıldı. Jimin ne demek istediğini anlamamıştı, en çok da bu yüzden rahattı.
Jimin'in saçları tahmin ettiği gibi yumuşacıktı.
İkisi de kuru bir öksürükle bakışlarını birbirlerinden çekerek arkada bağdaş kurarak kendilerini izleyen arkadaşına dönmüştü. Ellerini çenesine dayamış şekilde çimenlerde uzanarak sanki sinema filmi izliyormuş gibi ağzı açık heyecanla ayaklarını sallıyordu.
"Weheyy! Siz flörtleşiyor musunuz!?"
"Hayır!"
"Hayır!"
Jeongguk inanmadığını belirten yüz ifadesiyle tek kaşını kaldırdığında Hobi üzerine doğru koşmaya başlamıştı bile. Tekrar üzerine atladığında biraz önceki öfkesi yeniden açığa çıkacak gibi gözüküyordu. "Geberteceğim seni oğlum! Elimden kurtulamazsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falling again | Taekook
FanfictionSkandallarıyla ailesinin soyadına leke sürmekten zevk alan başkanın asi ve hırçın oğlu Jeon Jeongguk atıldığı 15. lisenin ardından rehabilitasyon merkezine kapatılır. Kurallarının dışına çıkmayan, disiplinli bir öğretmen Kim Taehyung, genç çocuğu ka...