Canım ders almadık mı
Acılarımızdan hep kaçmadık mı
Deliksiz uykularından uyanmadın mı
Yarın geçti çoktan
Kuytulardan henüz çıkmadın mı
Yüreksiz kavgalarından beni duymadın mıİçinde aşk var yüzünde kin
Yüreğine sor bu da kim
Her sabah baktığın aynadaki
Bana deliriyor, bana deli🫀
||BÖLÜM 98||
💎
Bundan kaç yıl önce gerçekleştiğini anımsayamadığım, tarih bilgisine ulaşmamınsa zor olmayacağı Floransa seyahatimizde, ailemle birlikte birçok galeriyi ziyaret ederek görüngemi genişletmiştim.
Uffizi Galerisi ünlü bir sanat müzesi işleviyle ziyaretçilerin ilgi odağı haline gelmişti. Hal böyleyken babamla gitmemem için hiçbir engel yoktu. Annemle Arda'nın engeli neydi hafızama uğramasa da babamın beni Uffizi Galerisi'ne götürmeye can attığını bugün hala aklımdan çıkartamamıştım.
Uffizi Galerisi'nde yetkili konumdaki beyefendi ile babamın tanışıklığı gereğince hemen çıkmamız mümkün olmamış, rehber edasıyla her bir eseri en ince ayrıntısına kadar detaylıca anlatan beyefendinin İtalyancasına eşlik etmekten en az babam kadar keyif almıştım.
Babam birkaç kez daha ziyaret etmiş olduğu için beyefendi kadar rehberanelikle bilgisinden istifade etmemi sağlamıştı.
Babamın arkadaşı beyefendiyse çalışkanlığı ve sanata olan ilgi ve uğraşısıyla tanınan Lenin dedemin Rusya'da inşa ettirdiği galerilerden dolayı Lenin dedeme beslediği hayranlığına kısaca değinirken babamla şakalaşmış, konuşurken Lenin dedemi anımsattığıma vurgu yapmıştı.
Lenin dedem ile benzediğimi annem de sık sık söylerdi. Bu benzerliğin hangi ölçüde olduğu açıktı. Lenin dedem tuttuğunu koparan bir adamdı, o zamanlar ben de öyleydim. Lenin dedem gibi sanatsal yeteneklerim olmasa da en azından eserlere baktığımda arka yüzü az buz sentezliyor ve yanılmıyordum.
Lenin dedemden beni ayıran en önemli özelliğim: Lenin dedem eserin doğuşunu çözümlerken sanatsal ruhundan faydalanıyordu; bense sezgilerimden...
Büyük annem, annemle babam evlenmeden çok öncesinde hayatını kaybetmişti. Annem yalnız kalmasın diye Leyena dadım ve Lenin dedem annemle birebir ilgilenmişlerdi. Lenin dedem çalışkan olduğu kadar babacandı. Dışarıdan bakıldığında soğuk, katı bir izlenim verse de içi sıcacıktı.
Her ne kadar Lenin dedemin ben doğmadan önce öldüğünün hafıza kaybını yaşamış olsam da beyefendinin parmak basması üzerine Lenin dedemin yıllar yıllar öncesinde beni galeriye getirdiğine ve hatta babamın da bizimle gireceğine lakin sonuç olarak Lenin dedemle tek girdiğime dair kırıntılar zihnime çarpmıştı.
Lenin dedemin elini tutarak, ara sıra beni kucağına almasıyla galeriyi gezdiğimi parçalar halinde görür gibi olmuş ve galerinin duvarlarındaki tanıdıklık kokusunu içime çekmiştim.
Uffizi Galerisi'ndeki eserlerden oldukça farklı bir izlenim veren ve diğerleriyle arasında herhangi bir bağlantı yakalayamadığım eserin önüne babamla geldiğimde beyefendinin bilgi vermesine ihtiyacım olduğunun hissiyle "Peki ya bu resim..." diye soran, öğrenme düşkünlüğüyle açılan göz bebeklerimi çekmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞÜHBE | Umudun Mavi Patırtısı
General Fiction💎 Cevelan bir çift buluttan süzülen nağmesi ziyan edilmiş gözyaşının payan ağıtlarına kulak vermek üzereyim. Çarmıha gerilmiş bir bedenin kafesten ruhuna hapsedildiği izbelikteyim. Yıldızsız gökyüzünde, kaydı sanılan yıldızı gabya çubuklarındaki ye...