❧ 5. Bölüm

En başından başla
                                    

Kadın gülümseyerek ''bu kadar susadığını bilseydim sürahiyi getirirdim kızım'' dedi.

''Yok sağ olun, bu yeterli'' dedim ve bardağı masanın üzerine koydum.

''Eğer başka bir isteğin yoksa ben çıkıyorum''.

Kadın bana beklentiyle baktıktan sonra ben kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım. Kadın ''peki'' dedi ve arkasını dönerek yürümeye başladı.

Tam kapıyı açacakken aniden yüksek sesle ''aslında var!'' dedim.

Kadın arkasını döndü ve gülümseyerek ''Buyur yavrum isteğin nedir? Hemen getireyim'' dedi. Kadına biraz üzülmüştüm bu haliyle bile kendinden küçük gençlere hizmet ediyordu. Suyu bile aşağı mutfaktan ayağıma kadar getirmişti. Kendimden utanmıştım ama bu haysiyetsiz insanlar kendilerinden utanmak yerine kendilerine hizmet edilmesinden bile rahatsız olmuyorlar.

''Bana yardım etmeniz'' dedim beklentiyle kadına bakarak.

Yaşlı kadın ikilemde kalarak ''tabi yapabileceğim bir şeyse neden olmasın'' dedi.

Umarım yaparsın be teyzem.

''Bu evde başka çıkış kapısı var mı?'' diye sordum. Bunu söylemesi bile benim için yeterliydi.

''Kızım bunu neden bana soruyorsun? '' diye sordu.

''Çünkü bir tek siz bana yardım edebilirsiniz. Bakın sizi de anlıyorum korkuyorsunuz belli ki bir şeyle tehdit ediliyorsunuz ama beni de anlayın. Benim bu evden çıkmam lazım. Ya bakın ben okuyorum benim bir hayatım var sizden rica ediyorum bari bir çıkış kapısı var ise söyleyin lütfen!'' dedim nefes almadan konuşarak.

Kadın hala konuşmazken ''bakın benim bir annem var o beni kim bilir ne kadar çok merak etmiştir. Arkadaşlarımı söylemiyorum bile her yeri alt üst etmişlerdir. Herkes kim bilir beni bulmak için neler yapıyordur. Sizin kızınız veya oğlunuz yok mu? Onlardan biri bu halde olsa kim bilir siz ne halde olurdunuz lütfen bakın tekrar rica ediyorum sadece bi çıkış kapısı o kadar bunu biliyor olmalısınız vardır illaki '' dedim tekrardan soluksuz bir şekilde konuşarak. Kadın benim son cümleme kadar pür dikkat dinlemişti.

Kadınla ilk konuşmamız ne kadar kötü geçmiş olsa da şimdi tek temennim bana bir yol göstermesiydi. Kadına beklentiyle bakıyordum. Lütfen bu kadar şey dedim bence bana yardım etmesi gerekiriyordu . Hem kimse ondan yardım aldığımı bile anlamazdı ki. Yani umarım.

Kadın sonunda konuşmaya karar vermiş olacak ki derin bir nefes alarak yanıma geldi ve ellerimi tuttu. ''Bak yavrum ben sana ne kadar yardım etsem de bu boşa olacak. Bak diyelim ki sen bu evden kaçtın bir yolunu bulup ama Barış'ın seni bulması bir saatini bile almaz. Lütfen kendini yorma güzel kızım ve emin ol Barış oğlum sana katiyen zarar vermez öyle bir insan değil. Bu yüzden korkmana da gerek yok'' dedi.

''Ya ne demek korkmana gerek yok adam silah taşıyor ve bir sürü adamı var. Bence bu korkmam için çok geçerli bir sebep. Hem kaçsam bile o beni bir daha bulamayacak. Siz sadece bana çıkış kapısı varsa onu söyleyin'' dedim biraz sert bir şekilde konuşarak ve ellerimi kadının ellerinden çektim.

Korkmaymış! Şaka mı ya demeye bile korktuğum şey yani adam mafya ve bana korkma sana zarar vermez diyor. Adam beni karanlık odaya kilitledi be.

''Bir daha bulamayacak dedin ya emin ol Barış polisleri çok çabuk atlatır'' dedi.

Tabi buradan kaçınca ilk iş polise gidecektim ama bu kadın bunu nereden anlamıştı ya? Kadında haklıydı o gün polisleri 5 dakika da göndermişti.

Kadına itiraz ederek ''hayır polise falan gitmeyeceğim sadece güvenli bir yere beni bulamayacakları bir yere'' dedim yalan söyleyerek. Kesin kadın Barış denen oduna anlatırdı. En iyisi yalan söylemekti. Tedbiri elden bırakmamak lazımdı.

EYLİLA +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin