- Bir Gün Sonra -

Cenazeden dönmüştük. Cenazeye o kadar çok kişi gelmişti ki kalabalıktan mezarlık dolmuştu. Herkesin dilinde aynı cümleler vardı.

" Çok iyi kadındı, yazık oldu."

Çoğu kişi Adele teyzenin ölümünü amansız bir hastalık olarak adlandırıyordu. İnsanlar, onun bu kadar uzun süredir hastalıkla mücadele ettiğini bilmiyordu. Sır saklamayı bildiği gibi acılarını da iyi saklamıştı.

Lexi de aynı şeyi yapıyordu. Acısını saklayarak devam etmeye çalışıyordu. Cenazeden sonra yukarı çıkıp yatmıştı. Onun için çok endişeleniyordum ama elimden bir şey gelmiyordu. Ne zaman yanına gitsem yalnız kalmak istediğini söylüyordu. Ona zaman tanımaktan başka bir seçeneğim yoktu.

Bir yandan aklım başka bir konudaydı. Annem ve babam Lexi'yi evlatlık edinmek istiyorlardı. Son zamanlarda duyduğum en güzel teklifti. Tek sorun Lexi'ydi. Bizi istememesinden veya yanlış anlamasından korkuyordum. Yaşadığı acıyla yanlış kararlar verebilirdi. Bize yük olacağını düşünebilirdi.

Sadece o değil hepimiz yıkılmıştık. Adele teyze bizim için bir tanıdıktan daha fazlasıydı. Annem, bazen ona Adele anne bile derdi. Bu zor günler nasıl geçecekti bilmiyordum ama bir şekilde bitecekti. Biz yine mutlu olacaktık. Belki Lexi'de bizimle yaşamayı kabul edecek ve artık tam anlamıyla kardeşim olacaktı.

Aslında benim bir kardeşim vardı ama doğmadan ölmüştü. Annem için ölüm o kadar da uzak değildi. Oğlunu, annesini ve babasını kaybetmişti. Kalan akrabalarımızda başka şehirlerdeydi. Teyzem İngiltere'deydi. Bizim de eskiden yaşadığımız kasabada yaşıyordu. Adele teyzeyi kaybettikten sonra sevdiklerimin değerini daha iyi anlamıştım. Bu zor zamanlarda teyzemin yanımızda olmasını isterdim. Onu özlüyordum. Teyzemi düşünürken merdivenlerden bir ses geldi. Lexi aşağıya iniyordu. Beş saattir odadaydı. Biraz daha iyi görünüyordu. Yanıma geldi ve tekli koltuklardan birine oturdu.

" Siz olmasanız ne yapardım bilmiyorum Vanessa. Sakin kafayla düşünününce ölüm onun için bir nevi kurtuluştu. Ağrıları çok arttmıştı. Bir yıldır her gece acı içinde uyanıyordu."

Sanırım şimdi söylememin tam sırasıydı.

" Lexi sana önemli bir şey söylemem lazım."

Ağlamaktan kızaran gözleriyle bana bakarak " Dinliyorum." dedi.

" Annem ve babam seni evlatlık edinmek istiyor. Biz seninle ilkokuldan beri arkadaşız. Birbirimize hep kardeşim demez miydik? Sadece bunu resmileştirmek istiyoruz." dedim ve gülümsedim.

Bir anda ağlamaya başladı. Yerinden kalkıp bana sarıldı. Mutfaktan gelen annem de yanımıza oturdu. Lexi'nin ellerini avucuna aldı.

" Benim artık iki kızım var. Sen bana Adele annenin emanetisin." dedi. Hepimiz ağlıyorduk ama bu sefer üzgün olduğumuz için değildi.

                                   __

Akşam olmuştu. Babam işten geldiğinde bir şeyler yedik ve salona geçtik. Babam da Lexi'nin evlatlık fikrine karşı sıcak yaklaştığını duyunca sevinmişti.

" Sanırım artık bu kasaba bize iyi gelmeyecek Rose. Zaten yıllardır buradan gitmek istiyordun. İşlerimi devralabilecek bir doktor bulursam İngiltere'ye, eski kasabamıza geri döneceğiz." dedi babam.

Bu fikre pek sevinmemiştim. Annem benim aksime çok sevinmişti. Kasabadan gitmek belki hepimize iyi gelebilirdi ama eski kasabamıza dönme fikri güzel gelmiyordu.

Oradan ayrılırken altı yaşındaydım şimdi ise on altı yaşına girecektim. Aradan on yıl geçmişti. Her şey değişmiş olabilirdi. Kasabanın eski bir mimarisi vardı. Kiliseleri şato gibiydi. Halkı çok varlıklıydı ama nezaketten uzak insanlardı. Kasaba hakkında hatırladıklarım bunlardı. Bir de çok soğuk bir yer olduğu. Düşüncelerimi bölen babam oldu.

" Yarın evlat edinmek için gerekli yerlere başvuracağım. Okulunuz bitene kadar bende işlerimi devretmiş olurum. Hadi biraz dinlenin. İkiniz de çok yoruldunuz." dedi babam. Her zaman ki gibi yüzünde güven veren tebessümü vardı.

Annem Lexi'ye bakarak " Senin için misafir odasını hazırlayayım." dedi.

" Benim odamda kalabilir." dedim. Lexi'de başıyla onayladı.

Yukarı odama çıktık. Üstümüzü değiştirip yatağa uzandık. Lexi taşınacağımız kasabayla ilgili bir kaç soru sordu. Sonrasında ise birbirimize sarılıp uyuduk. Bu uyku o kadar huzurluydu ki, o gerçekten benim kız kardeşimdi.

BAŞ AŞAĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin