Doğum günü pastası geldi.
Müzikler eşliğinde Ela pastasını kesti.
Sıra fotoğraf çekimine gelince önce anladığım kadarıyla Rojin'in ailesi çekildi.
Rojin'in anne ve babası sonra kardeşleri sırayla çekildiler.
Onlarda oldukça kalabalıktı.
Ailesi çok burnu havada duruyordu.Lakin Rojin onlar gibi değildi.
Geçtiğimiz iki hafta da tanımıştım onu oldukça mütevazi sessiz biriydi.Annemle babam ayağa kalkarak Berfin Ela'nın yanına geçtiler.
Hediyelerini verip fotoğraf çekildiler.
Ali abimin el sallamasıyla Mehmet abimle birlikte ayağa kalktım.
Biz ayağa kalkınca Fırat abimde hemen yanımıza gelip ikisi beni ortalarına aldı.
Ömer abim ile Sevda da resim çekildi.
Sırayla abimler ikizler tek tek hediyelerini verip resim çekildiler.
Sıra bana gelince elimdeki kutudan bilekliği çıkartıp Ela'nın bileğine taktım."Halacığım doğum günün kutlu olsun "
Sıkıca sarıldım.
Ayrıldığımız da bilekliği inceliyordu.
"Ela bu çiçeği biliyor musun"
Başını iki yana salladı."Bu çiçeğin adı karanfil bak burda üç tane karanfil var üçü de farklı renkte üçünün de farklı anlamı var."
Merakla beni dinliyordu.
"Beyaz karanfil temizlik ve saflığı, sarı karanfil sevgiyi,mor karanfil ise asaleti asilliği temsil eder.
İnşallah senin hayatında bu çiçekler kadar güzel ve anlamlı geçer.
Bu bilekliğin aynısından bende kendime yaptırdım.
İkimizde de aynı bileklikten var artık._____
Sözlerime devam edemeden Ela'nın gözyaşlarıyla boynuma sarılması bir oldu."Ama daha bitmedi ki benim hediyem bir tane daha var ağlarsan veremem sana "
Gözyaşlarını silerek gözlerini kocaman açtı."Bir hediye daha mı aldın"
Agresifin elinden kemanı aldım.
"O gün keşke bende keman çalabilsem demiştin.
Al bakalım öğrenince ilk konserin bana ona göre tamam mı"İnanamayarak şaşkınca kemana bakıyordu.
Rojin ve Ali abimin aynı anda sarılmasıyla bende onlara sarıldım.
Abimin gözlerinden bir damla yaş süzüldü.
Hızlıca gözyaşını silip konuştu."Hadi kar beyazlarım fotoğraf çekilelim"
Abimin bana ve Berfin'e seslenmesiyle gülümseyerek poz verdik.
Ağa çakması herifte resimlerimizi çekiyordu.
Önce üçümüz sonra ailecek çekildik.
Berfin Ela'ya tek tek hediyelerini verdik.
Kaan ve Murat scooter almıştı.
Beyza ve Deniz 100 temel eserin tamamını set olarak almıştı.
Sinek üçlü kocaman bir bebek ile barbi evi almışlardı.
Kızlar ve annem bir sürü set set elbise toka çanta almışlardı.
Hepside çok kokoş süslüydü.
İlkerin aldığı hediyeyi bilmiyordum.
En son onu da açmasıyla İlker'in paten seti almış olduğunu gördüm.
Ama sevgilim o kadar düşünceli ki Boran üzülmesin diye ikisine de almıştı.
Ayrıca güvenliklerini düşünerek dizlik kasket hepsini almıştı.
Berfin Ela'nin her kutu açmasında yüzü şekilden şekile giriyordu.
Bir çocuğu mutlu etmek çok basitti.Hediye açılmasından sonra masalara geçmiş oyun oynayan çocukları seyrediyordum.
Müziğin değişmesi ile Fırat abim ve az önce tanıştırdığı iki arkadaşıyla ortaya geçip oynamaya başladılar.
Arkadaşları da kendi gibiydi.
Onlara tanımadığım insanlarda katıldı.
Baya eğlenceli geçiyordu.
Ankara'da katıldığım adliyeden arkadaşların çocuklarının doğum günleri çok sıradan oluyordu.
Palyaço eşliğinde pasta kesilip bitiyordu.
Ama burada baya düğün gibi eğleniyorlardı.
Çok komik oynuyorlardı.
Berfin Ela koşarak yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISSIZ ANKARA YENİ HAYAT
General FictionTomris Bilge Aktan Teşkilat ve Adalet için savaşan güçlü bir kadın... Genç gözükara vatansever bir Savcı... Hayatı yalnızlıkla sınanmış.. Ve bu hayati bir kazayla tersine dönerse Sizce hangi hayatı daha acısızdır. Ya da Tomris Bilge Aktan gerçekt...
41.ISSIZ ANKARA: 16 YILLIK ACI
En başından başla