Minho dudağının kenarını silerken konuştu. Kibum bu hareketin ne kadar baştan çıkarıcı olduğunu düşündüğü İçin onu dinleyememişti.

"Ne dedin duyamadım."

"Haklısın kusura bakma dedim."

"Yok önemli değil yani sorun ben değilim zaten."

"Anladım yine de kusura bakma."

Kibum gülümsedi minhonun kulağına eğilip konuştu.

"Çok sevimli ve aşırı seksisin kendini bana yasaklayıp aklımı çekiyorsun en sonunda deli çıkacağım Minho."

Minho yutkunup cevap vermedi. Rohee ye dönüp konuştu.

"Her şeyi konuştuysak işlemleri başlatalım ve attık kızımız ol güzelim."

"Size baba demem gerekecek değil mi?"

Minho bununla duraksadı.

"Başkalarının yanında evet ama kibum ben ve sen yani küçük ailemiz kaldığında bana istediğin gibi seslenebilirsin."

"Minho diye bilir miyim?"

"Evet."

"Yakışıklı?"

Minho güldü.

"Kesinlikle evet."

"Aşkım?"

Minho kaşlarını çatınca Rohee güldü.

"Şaka yaptım yakışıklı. Hem jonghyun amcam dururken sen anca 2. Aşkım olabilirsin."

Kibum lafa girdi.

"Peki ya ben?"

Rohee düşündü.

"Sana baba diyeceğim sanırım kucağın tam babam gibi."

Kibum başta bozulsa da babalığa kabulü sağlanmış mutlulukla Rohee ye sarıldı.

"Ben de sana kızım diyeceğim ve kimse bunu bozamayacak bir daha üzülmene izin vermeyeceğim."

"Hey bende!" Diyerek onlara sarıldı Minho.

Harika bir aile tablosu çiziyorlardı.

**

Jonghyun çekinerek Taemin in kapısını vurup içeriye girdi.

"Sevgilim?"

Taemin ona bakış atıp önüne döndü.

"Bir tanem rica ediyorum yapma böyle."

Taemin artık iyice sinirlenmişti.

"Ha ben yapıyorum yani?  Sen benimle evlenmezken sıkıntılı olan ben oluyorum yani."

"Bana sanki seninle evlenmememin nedeni hovardalıkmış gibi davranma lütfen. Ülke kanunlarına göre evlenemiyoruz."

"Öyle mi? Ülke kanunlarına göre bir prensle yatman da yasak ama bu seni durdurmadı. Hatırla yakalandık ve sürgün yedik."

"Sence bunu unutmuş gibi miyim?"

Taemin jonghyuna uzunca baktı.

"Sen her şeyden pişman gibisin..."

"Taemin hayır yani sürgün..."

"Çık odamdan."

"Taemin yanlış anlıyorsun."

"Sana çık dedim! Lanet olsun çık!"

Jonghyun Taemin e doğru bir adım artınca Taemin sesini daha da yükselti.

"Defol!"

Jonghyun biraz sakinleşmenin ikisine de iyi geleceğini var sayarak odadan çıktı.

Taemin o çıkar çıkmaz kendini duşa attı. Sürgünde abisinden ülkesinden ayrı geçen yıllarına üzüldü. Değer miydi diye düşünmekten kendini alıkoyamadı. Jonghyun için değer miydi? Onu çok seviyordu evet ama abisini istemediği biriyle evlendirmeye gerçekten değer miydi veya ülkenin kanunlarında değişiklik yaparken bu kadar abisini yormaya değer miydi? Karşısındaki adam işini bile bırakamıyordu onun için. Taemin iyice sinirlenip suyu biraz daha açtı.

**

Jonghyun ne yapacağını bilemiyor etrafta deli dana gibi geziyordu.

Minho onu görünce yanına gitti.

"Ne oluyor jonghyun?"

"Taemin beni delirtiyor."

"Haksız mı?"

Jonghyun şok olmuştu.

"Haklı mı?"

"Sen benim en yakın dostumsun ve kararlarına saygı duyduğum İçin sustum ama Eğer düşüncemi merak ediyorsan evet dostum kardeşim haklı. Bunu sırf kardeşim olduğu İçin söylemeyeceğimi de biliyorsun."

"Biliyorum ama işim?"

"İşin mutluluğumuzdan önemli mi gerçekten? Ben mutluluğumuz İçin tahttan vaz geçiyordum jonghyun. Önemli olan şey ailemiz mutlu olması değil mi?"

"Öyle aslında."

"Ama diyecek gibisin?"

"Evet! Ama diyeceğim tabi ki. Ben nasıl Taemin in yanında süs gibi dururum işi bırakıp?"

"Süs gibi dur diyen mi var sana? Sadece sarayda benim adıma çalışamazsın jonghyun."

"Ben çocukluğumdan beri senin yanında çalışıyorum Minho sanki başka iş mi biliyorum ben?"

"Bildiğin işi yapacaksın desem?"

Jonghyun kaşlarını çattı.

"Neler planladın sen? Ayrıca ne zamandır bunu düşünüyorsun? Nasıl vakit buldun?"

"Ben hep ailemi düşünüyorum jonghyun siz hep aklımdasınız zaten özel bir vakit ayırmıyorum."

Jonghyun dayanamayıp Minho ya sarıldı. Minho da ona sarıldı sonrasında hemen ayrılıp konuşmaya devam etti.

"İlk soruna gelecek olursak planım şu; benim yanımdan ayrılıp saray muhafızlarını eğitmek yerine özel bir yer açıp çocukları orada eğitmen. Ayrıca bu politikayla da halkın arasından yetenekli olan çocukları da fark edip saraya daha erken katabileceğiz."

"Yine sana çalışacağım yani?"

"Hayır daha çok ortak olacakmışız gibi düşün."

Jonghyun güldü.

"fena fikir değilmiş yüce kralım ama izniniz olursa biraz düşünmek istiyorum."

Minho da güldü.

"Ben beklerim de Taemin bekler mi bilemiyorum elini biraz çabuk tut derim."

Jonghyun Minho yu ittirip yanından kalktı ve odasına gitti.

Minho da jinkinin yanına gidip rohee adına yapacağı konuşma için destek aldı. Jinkinin eline konu konuda kimse su dökemezdi.

****

...KARDEŞİM İÇİN...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin