"Oni'ş, gel dans et benimle!" dedi Gilbert ve yalpalayarak Eğitmen Oni'ye yaklaştı. O şeyin etkisinde olduğu ortadaydı ama yine de Eğitmen Oni ona sinirle bakıyordu, etrafından çıkan ısıyı hissedebiliyordum.
"Bu işin sonunda hepiniz ceza alacaksınız, biliyorsunuz değil mi?" dedi Eğitmen Oni sinirle, Gilbert ona sarılacağı an hızlıca hamle yaptı ve onun kulağını tutup kendine çekti. Gilbert acıyla sızlayıp iki büklüm olmuş bir şekilde kıvranmaya başladı.
"Acıyor! Çok acıyor efendim!"
"Dina, bana bir bardak soğuk su getirir misin?"
"Hemen." dedi Dina ve Rose'u bırakıp koşarak bizden uzaklaştı, saniyeler sonra elinde içerisinde buz olan bir bardak su ile geri döndü. Bardağı Eğitmen Oni alırken düşünmeden soğuk suyu Gilbert'ın yüzüne çarptı. Gilbert'ın gözleri fal taşı gibi açılırken kafasını iki yana salladı, yeni yeni kendine gelmeye başlıyordu.
İki büklüm dururken gözleri hepimizin üzerinde gezindi ve şuan ki durumu anlamaya çalıştı, kulağına yapışan Eğitmen Oni'yi fark ettiğinde ise hızlıca doğruldu. Eğitmen Oni onun kulağını bırakırken ona dik dik bakıyordu. "Hepiniz cezalısınız, akademiye dönünde kütüphaneyi size temizleteceğim."
"Ben bir şey yapmadım!" diye atıldı Gilbert ama aslında her şeyi yapan oydu.
"Tüm bunlar senin yüzünden oldu." dedi Aaron sessizliğini bozarak. Bakışlarını onu bulurken anlamsızca ona bakındı.
"Alex ile birlikte doldurdum ama, ona neden kızmıyorsunuz?" dedi ve etrafa bakınmaya başladı. "Sahi, o nerede?" dediğinde ben de onun gibi etrafa baktım ama ortalıkta yoktu.
"Onu yerde buldum, Eğitmen Dan onun başında bekliyor şuan. Zaten ilk onu gördüm ve durumu hemen anladım." diye açıkladı Eğitmen Oni, şuan ortadan kaybolan her bir kişi için korkuya kapılıyordum. Paranoyak olmuştum. "Düşün önüme, derhal." Eli ile Eğitmen Dan'in olduğu tarafı gösterince mecburen o tarafa yöneldik. Rose hâlâ gökyüzüne şaşkınca bakıyordu, bakarken ise gözleri parıldıyordu. Şuan kim bilir ne görüyordu.
Eğitmen Dan'in yanına geldiğimizde banka mışıl mışıl uyuyan Alex gözüme çarptı, iyi olduğunu görmek beni sevindirmişti ama her şeyden öte Eğitmen Dan'i sağlam gördüğüme mutluydum. Neyse ki gördüğüm şeyler hayaldi, bulunduğum durum yüzünden gördüğüm şeyler bile buna dönüşmüştü. Beynim adeta benimle oyun oynuyordu.
"Çocuklar, iyi misiniz?" dedi Eğitmen Dan, bir yandan da elindeki minik saksıyla ilgileniyordu. Yol boyunca zaten hep onunlaydı, bir an bile bırakmıyor gibiydi.
"İyiyiz." dedim ama Rose'a bakınca "Galiba iyiyiz." diye düzelttim.
"Dert etmeyin, olur böyle hatalar." dedi gülümseyerek. Sıcak gülümsemesi az da olsun içimi rahatlattı.
"Bugün geleceğinizi söylemiştiniz, sizi göremedik." dedi Dina, bunu ben de merak ediyordum aslında. Eğitmen Dan hafifçe güldü ve bakışları elindeki minik saksıya düştü. "Minik çiçeğim hastalanmıştı, onunla ilgilenmek zorunda kaldım. Sizlerin iyi öğrenciler olduğunu bildiğimden beni anlarsınız diye düşündüm."
"Bitkiler hastalanır mı?" diye sordum Dina'ya çatık kaşlarla, bilmiyorum anlamında omuz silkti ve Eğitmen Dan'e yaklaştı. "Sorun bu değildi, sizin için endişelendik. Lütfen haber verin bir dahakine, durumları biliyorsunuz ve siz de ortada yoktunuz. Aklımıza bin bir çeşit şey geldi." dedi Dina. Bu sözlerden sonra Eğitmen Dan bize tebessüm ile baktı.
"Beni böyle düşünmeniz beni mutlu etti çocuklar, bir sonrakine size söz veriyorum. Bir daha sizi meraka düşürecek bir şey yapmayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM KADEHİ VE AZİZLER | KARANLIK İSYAN 1 |
FantasySonsuz olduğu düşünülen bir okyanusa şeytanın son parçası düşmüş derler, bunun sonucunda o parçanın suya değdiği an yok olduğunu anlatırlar. Bundan çıkarmamızı bekledikleri ders ise kötülüğün her zaman kaybedeceği olurdu. Herilas'ın dünyaya düşen pa...
7.İSYAN- Ateş ve Okyanus
En başından başla