"Callie... Bana anlayış gösterebilecek misin?" Noah gözlerini patlatmış kendisine bakan kız kardeşine kendininkileri düşürerek baktı. "Buna çok ihtiyacım var... Gururumu yenmek zorundayım"

"Tanrım... Sanane benim çocuğumdan Noah! Ne biçim konuşuyorsun öyle sanki gidip..." Genç kız ağlamaya başladı. "gidipde başkasından yapmışım gibi..."

"Ne? Gebemisin sen?" Noah ağlayan kız kardeşine baktı.

"Ne?" Callie Noah'ın şaşkın yüz ifadesine bakıp geriledi. "Hayır!"

"Gebesin..."

"Hayır"

"Değilsin!"

"Evet!"

"Gibi gibisin"

"E-evet!" Callie omuzlarını düşürüp Noaha baktı.

"Gel buraya" Noah kalkıp kardeşine sıkıca sarıldı. "Tebrik ederim Callie."

"Bunu Karen mi söyledi?"

"N-ne Karen... Sen söyledin ya. Dur... Siz sabah Karen ile bunu mu?" Noah kaş çattı.

"Evet... Şu aptal çorbayı içmekten kendimi alamıyorum." Callie donuk kemik suyunu kaşıklayıp ağzına tıktı. "Çok sinirliyim Noah... Ian ile konuşamıyorum. Tavrını biliyorsun. Sabah da Karen'e yakalandım. Onun sayesinde bir parça rahatladım. Yani rahatlamış gibiyim..."

"N-ne zamandır farkındasın?" Noah dudaklarını dişledi.

"Düğünden iki hafta evvelden beri." Callie iç geçirdi.

"Tüm bu öfke hali..." Genç adam burun kemiğini sıvazladı. "Gebe olduğun için mi? B-bana öfkeli değil misin?"

"Sana neden öfkeleneyim Noah!" Callie gözlerini devirdi. "Düş yakamızdan artık. Evlendik kocalarımız var... Git karına sar... Ne yapayım bende size mi sarayım bunu mu istiyorsun!"

"Karen ile evli olmam seni ve Ianı kızdırmadı mı?" Noah başını önüne eğdi.

"Tanrım Noah... Neden kızayım. Aksine çok memnunum... Lakin madem konu özürden açıldı senin bana yok lakin benim sana büyük bir özür borcum var."

"Ne özrü?" Noah nefesini tuttu.

"Robert ve Jennanın düğününden sonra Karene yolladığın ilk mektup... Noah ben onu gördüm ve tanıdım... Lakin bencillik ettim... Kimseye birşey söylemedim."

"Çünkü bu evlilik yanlıştı..." Noah iç çekti. "Özür dilerim Callie size böyle..."

"H-hayır Noah!" Callie gidip Noahın elini avuç içine aldı. "Beni yanlış anladın sen... O zamanlar Rebeccaya öfkem tazeydi. Onu asla ailemizin içinde istemiyordum ve susarsam seninde peşini bırakacağını düşündüm."

"ve Karen de geçmişte Iana..." Noah yutkundu.

Callie gözlerini iri iri açarak Noah'a baktı. Tanrım nereden duymuştu bunu Ian üzerini kapatmak için çok çabalamıştı. Bu konuyu mesele dahi etmemişti Callie... Karen öyle bir kız değildi. Tanrım! Noah bunu duyduysa... "Noah!"

Noah başını önüne indirdi. "Özür dilerim lakin söküp atamadım içimden hala da atamıyorum."

Genç kız kardeşinin yüzünü tutup kendine çevirdi. "Sen bunu nereden öğrendin Noah!"

"D-düğünde iki kız..." Noah boğazını temizledi.

"Tanrım Noah!" Callie panikle sağa sola baktı. O morluklar... Kızın o hali... "Noah şimdi beni iyi dinle kardeşim! "K-karen ve Ianın arasında hiçbir mesele olmamış Rebeccanın Iana kimse yanaşmasın diye ortaya attığı bir dedikodu ve Evet yeni yetişirken Karen ve Ianı evlendirmeyi çok istemiş herşeyi yapmış kızı zorlamış lakin Ian... Bilirsin... Ian işte gözünü kaldırıp bakmaya tenezzül etmemiş ki kardeşi gibi görmüş onu. Karense Jennadan hiç haz etmediğinden hep zorla konuşmuş Ian ile bu hiçbir şey Noah. Biz Karen ile bu mevzuyu defalarca konuştuk. Karen tam bir gün boyunca benim peşimde dolanıp suçsuz yere af diledi Noah. Affedilecek bir şey yokken... B-bu mevzu bitti kapandı kardeşim sakın... Her ne düşünüyorsan sakın!" Callie elini kalbine götürdü. "O seni çok seviyor Noah... O-o öyle bekledi ki seni... İ-lk başlarda istemedim doğru Rebeccadan sebep hatta mektup gönderip göndermediğinin peşine düştüm. Lakin Kareni tanıdıkça o... Öyle tatlı öyle sıcak ki... Şeytan Rebeccayı bile umursamadım. Kareni tanıyıpta sevmeyecek kimseyi düşünemiyorum. O annem gibi..." Callie nefes nefese bitirdi konuşmasını

LİMON ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin