"Burası mı evin?"

"Burası." Kuzey arabayı garaja park ettikten sonra asansöre doğru adımladılar.

"18. katta mı oturuyorsun?"

"Yükseklik korkun yoktur umarım."

Ateş küçümseyici bir şekilde gülerek sessiz kaldı. Asansör durduğunda indiler ve ikinci kapıya gidip Kuzey açınca içeriye girdiler. Ev büyüktü, Ateş'in tahmin ettiğinden daha büyük. Dubleksti. Birinci kat Amerikan mutfak ve büyük salondu, çok az eşya vardı. Yukarı katta üç oda vardı ve Kuzey bir odanın kapısını açıp geriye çekildi. "Dolapta erkek kıyafetleri var, belki biraz sana dar gelebilirler. Yakınlarda mağaza var, istersen uğrarsın oraya ya da gelirken ben alırım."

"Adamlara söylerim getirirler, sen zahmet etme."

"Nasıl istersen. Evi rahatlıkla kullanabilirsin, çekinme."

"Girmemem gereken bir oda yok mu?"

Kuzey kafasını iki yana salladı. "Kendini evinde gibi hisset, mutfağı falan da istediğin gibi kullanabilirsin. Dolapta her şey var, eğer bulamazsan apartman görevlisinden rica edebilirsin."

"Teşekkürler." dedi Ateş arkasındaki yatağa otururken.

Kuzey gülümsedi. "Rica ederim, ben şimdi çıkıyorum. Adem abi ne zaman bırakır bilmiyorum ama çok geç kalmam diye umuyorum. Bir şey olursa ara beni."

"Sen de öyle."

Kuzey'in gitmesini bekledi Ateş, kapı sesi geldiğinde Ateş birkaç dakika daha bekledikten sonra elindeki çerçeve ile hızla ayağa kalkıp odaları tek tek dolaşmaya başladı. Kuzey'in odası olduğu tahmin ettiği bir odaya girmişti. Tüm odalarda iki kişilik yatak varken burada tek kişilik bir yatak vardı. Küçük bir masa, masanın üzerinde dosyalar duruyordu. Hızla o dosyaları alıp içine bakmaya başladı.

Dosyaları inceledikten sonra kitapların olduğu büyük kitaplığa gitti ve aralarına bakmaya başladı. Ararken bir anda eli durmuştu ve kendisini sakinlikle izleyen bedene döndü. "Beni yanlış anlama, sadece..." İçine derin bir nefes çekip Kuzey'in yanına adımlamaya başladı. "Çok iyisin Avukat Bey. Şu ana kadar benim karşıma senin kadar iyi biri çıkmadı."

Kuzey'in gözleri yatağın üzerinde duran çerçeveye çevirdi fakat onunla ilgili bir şey demedi. "Önemli değil, bir anda pat diye girdim hayatına ve sen de sorgusuz sualsiz beni kabul ettin. Beni araştırmak istemen çok normal, sadece anahtar bırakmayı unutmuşum." Cebinden bir anahtar çıkarıp yatağın üzerine attı. "Evin yedek anahtarı."

Ateş kafasını salladığında Kuzey tekrardan ayrılmıştı evden. Ateş ise evi araştırmayı bırakıp Kuzey'in yatağına uzandı ve onun yastığına sarıldı. Kuzey'den yayılan koku yastığına da sinmişti, çok hafif tarçın ve beyaz çikolata kokusu. Koku tüm ciğerlerini doldururken rahat ve derin bir uykuya daldı. Onu saatler sonra uyandıran telefonun çalmasıydı. Gözlerini açıp telefonunu eline aldığında bilinmeyen bir telefon numarası gördü ekranda.

"Kimsin?"

"Merhaba Ateş Bey. Ben Kayra İlhan, Cemal İlhan'ın kızıyım."

Ateş birkaç saniye düşündü, Cemal'i tanıyordu. Adam iki sene önce kalp krizinden dolayı olmuştu ve tüm işleri tek çocuğu olan kızına kalmıştı. "Buyrun Kayra Hanım."

"Öncelikle geçmiş olsun, bir can kaybı olmadığı için çok mutluyum."

"Teşekkürler." dedi Ateş saatine bakarken. Saat dört buçuk olmuştu, bu duruma göre iki cinayet daha işlenmiş olmalıydı. "Siz ne diyecektiniz?"

hemofili , GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin