Ardından aklıma gelen soruyu ona yönelttim.
"her zaman bu kadar erkenci misin?" dedim.
"yanii çoğu zaman. Arkadaşlarımla gitmediğim zaman erken gelirim."
"hmm anladım" diyerek kafamı aşağı yukarı hafifçe salladım.
"peki ya sen? Sende mi erken takılırsın?"
Ne diyeceğimi bilemedim. Biraz düşündüm ve
"her zaman değil bazenleri erken gelirim. Onun dışında tam zamanında gelmeyi tercih ederim" dedim.
"seni bugün buralara bu saatte atan nedir seungmin?"
Bu sorusuna şaşırdım. Bu kadar ayrıntısına gireceğini düşünmemiştim.
"okulun ilk haftasındayız ve haftanın yarısını ektiğim için erken gelmek istedim."
"aah anladım" dedi.

Daha fazla konuşamamıştık. Cümlesini bitirir bitirmez otobüs durağa gelmişti. Ayaklandık ve otobüse bindik. Yan yana iki boş koltuk vardı. İkimiz de oraya oturduk ben cam kenarındaydım. Kollarımız birbirine değiyordu. Biraz tedirgin olmuştum. Temaslara alışık değildim.
Yol boyunca benimle konuşmaya çalışmıştı. Soru soruyor yada kendisinden kısa anılar anlatıyordu.
Benimle yakınlaşmaya çalışıyordu sanırım. Normalde bir başkası benimle bu kadar konuşmaya çalışsa rahatsız olurdum. Fakat ondan çekinmiyorum. Öyle böyle geldik durağa.

Okula doğru yürümeye başladık. Okul kapısına yaklaştığımız zaman gözlerim tanıdık siluetler ile kocaman olmuş ve dolmaya başlamıştı. Yeonjun ve ryujin buradaydı. Beni ilk ryujin fark etmişti. Yeonjun'u dürttü ve gözleriyle benim tarafımı işaret etti. Şimdi ikisi de bana bakıyordu. Yüzlerinde çirkin bir sırıtma ile bana doğru gelmeye başladılar.

Vücudum kas katı kesilmişti. Adımlarım yavaşladı. Bunu fark eden jeongin kafasını benim tarafıma çevirmişti.
"bir sorun mu var?"
Ben ne kadar istesem de cevap veremiyordum. Gözlerim onlara kitlenmişti. Jeongin cevap vermiyeceğimi anladı ve bakışlarımın baktığı tarafa doğru yöneltti bakışlarını. Sanırım bir şeyleri çoktan anlamıştı. Bileğimi tuttu 'ben buradayım' dermişcesine. Şimdi ise gözlerim bileğimi saran ince uzun parmaklarındaydı.

Onlar Aramızdaki mesafeyi kapatmışlardı. Yeonjun yanıma geldi ve kolunu omzuma attı.
"ah canım arkadaşım!! Görüşmeyeli nasılsın bakalım?"
Hayatımda gördüğüm en iğrenç kişiliğe sahip insansın yeonjun. Adamın şerefsizliği diz boyu. Keşke bu söylediklerimi dışımdan söyleme gibi bir cesaretim de olsaydı. Arkadaşmışız gibi davranıyordu. Ben uzun süre cevap vermedim.
"ahh hyung~~ sıkmasana çocuğu. Heyecandan dilini yuttu. Bizi çok mu özledin seungseung?" ryujinin iğrendirici sesi kulaklarıma dolmuştu. Bir anlığına sağır olmayı diledim.

Bu kız ortaokulda yeonjun ile sevgiliydi. Yeonjun ve ben arkadaş iken, ryujin ile iyi anlaşırdık. tabi arada bana yürürdü. keyfinden ne bok yapıcağını şaşıran aptal tiplerdendi işte. Yeonjun ile aram bozulduktan sonra, bana yaptığı pis tacizlerini ben ona zorla yaptırıyormuşum anlatımıyla ryujine anlatırdı her şeyi. Ryujin bunları ilk duyduğunda yeji ile birlikte sabahtan akşama kadar benimle oynamıştı. Nefessiz kalana kadar suya sokmalar mı dersiniz, günde içtikleri ikişer paket sigaranın küllerinin küllüğü olmamı mı dersiniz, saç maşasının ısısını vücudum ile kontrol etmem mi dersiniz her bir boku yapmışlardı bana o gün. Hatta video bile çekmişler. Bende bunu sonradan öğrendim. Yeonjun onun istediğini yapmadığım zaman beni bu video ile tehdit ederdi. "ya videoyu internete yayar ve rezil bir gay olduğundan bahsederim ya da ryujine eğlenceli zamanlarımızdan bahsetmeye devam ederim. Sonrasına olucakları tahmin ediyorsundur değil mi? " iki boktan seçeneği bana sunar ve yapacağımı bildiği halde tıpış tıpış ona gelişimden ayrı bir zevk alırdı.

Uzun süre Düşüncelerimden çıkamadım. Yeonjun "heey dünyadan seung'a orada mısın güzelim?" duyduğum şey ile yüzümü buruşturdum. Kısa süre sonra jeongin atıldı. Ona baktığımda bunun çizgisini aşan son şey olduğunu fark ettim. Fazlasıyla sinirlenmişti. "pardon siz kim oluyorsunuz?"
"arkadaşıyız ya görmüyor musun?"
"siz buna arkadaşlık mı diyorsunuz cidden? Hah komiksiniz çocuklar."
Onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Gülümserken kısıldığı gözler şimdi avını gözüne kestirmiş bir tilkinin, avının her haraketini izleyip en olanaksız zamanda saldıracak şekilde bakıyordu.

Yeonjun sinirlenmişti çaktırmamaya çalışsa da açıkça belli oluyordu. Jeongin den bahsetmeme gerek bile yoktu. Bu gidişle yeonjunu acımasızca öldürücekti. Artık adım atması gereken bendim. Jeongin benim için yeonjun'un karşısına geçmişti. Harbi neden yapmıştı böyle bir şeyi? Şu an bunu düşünemem bir an önce bu durumdan çıkmamız gerekiyor.
"yeonjun, m-merhaba. Sonra konuşsak olur mu? Arkadaşım ile konuşmamız bitmemişti." yeonjin bu dediğime karşı bakışlarını jeongin'den çekmiş, bana dönmüştü. Dilini ağzının içinde gezdirirken konuştu
"tabiki seung. Ne de olsa karşılaşacağımız kesin değil mi?"
Yerdeki gözlerim ile Titrek bir şekilde kafamı sallayarak onayladım.
Ryujin, yeonjun'un koluna girdi ve yanımızdan uzaklaştılar.

Bizden uzaklaşana kadar arkalarından baka kaldım. Kendime gelip önüme döndüğümde bileğimi sımsıkı tutan jeongin sinirle arkalarından bakıyordu. Tartışma sırasında bir saniye dahi elimi bırakmamıştı. "onların seni bu denli sinirlendirmesine izin verme jeongin." konuşmaya başladığımda bana döndü "y-yani aynı okulayız değil mi? İllaki teneffüslerde karşılaşacaksınız. Bu durumda nefret beslemen sana zarar vermekten başka bir şey yapmayacak." olayı kıvırmaya çalışıyorum. biliyorsunuz aptal yeonjun beni onun arkadaşı olarak tanıtmıştı. Jeongin'e çaktırmak istemiyordum ama her halükarda anlamıştı her şeyi.

" seungmin onlar kimdi?" sesindeki ton gayet ciddiydi. Gerçeği bilmek istediği her halükarda belli oluyordu.
"s-söylediği gibi biz ar-arkadaşız jeongin." tanrım lütfen daha fazla sorgulamasın.
"buna kendin inanıyor musun peki?"
Sanırım gerçekleri öğrenmeden beni salmayacaktı. Fakat ben, olanları aileme bile söylememişken tanıyalı bir hafta bile olmamış çocuğa asla bahsedemezdim. Evet jeongin bana samimi, güvenilir vs geliyor olabilir fakat onu tam olarak tanımıyorum. iki gün konuştuk diye anlatamam her şeyi. Evet anlamında kafamı salladım. İtiraf etmeyeceğimi anladı. Bir iç çekti. Ve hala sımsıkı tuttuğu bileğime baktı. "bir şey olursa her zaman yanındayım. bana her zaman danışabilirsin." demişti. Ses tonu o kadar güvenilir çıkmıştı ki gözlerim doldu ve kalbimin atışları hızlanmaya başladı. "teşekkür ederim jeongin." bana küçük bir gülümseme gönderdi ardından bileğimdeki birbirlerine kilitlenmiş parmaklarını genişleterek yavaşça elimi bıraktı. Elimin boşta kalması anlık kalbimi boş hissettirmişti. Sonrasında omzumu pat patladı ve okul girişine doğru beraber yürümeye başladık.

_________________________

Sizce onların ilişkisinde seme kim olurdu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sizce onların ilişkisinde seme kim olurdu?

Lütfen bu konu hakkındaki düşüncelerinizi yazınız. Ben hala karar verebilmiş değilim. Fikirlerinizi dikkate alarak devam ettireceğim bölümleri.

_________________________
Selamlarrrr!!
Nasılsınız görüşmeyeli?? Uzun süredir bölüm yoktu beklettiğim için özür dilerim
Bayram tatili vs mayıştım ve bölüm yazasım gelmedi bende hazır tatilde iken yazayım dedim ve yazdım bugünkü bölümü.
-evet kontrol amaçlı okudum ve bölüm hiç içime sinmedi. Birdahaki ne çok daha iyisini yazıcağım (umarım 😞) -

°Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Umarım beğenmişsinizdir. yorum yapmayı ve beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın!
Seviliyorsunuz sağlıcakla kalın ♡♡♡

More than friendship// Seungin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin