Hızla evden çıktım, ailem deli edecek bunlar beni.
Bir tane ya bir tanesi normal olsaydı ne olurdu  acaba?

Okul saatine daha çok vardı,bana verdikleri arabayı ve şoförü o yalı da bırakarak,yavaş adımlarla oradan ayrıldım...

Yalının sahile yakın olması,ile sık sık buraya gelirdim,ilk defa burada kendime teselli veremiyor,ağlamak isteğini bastıramıyordum.

"Doğa?" gelen sese döndüğümde karşımda spor kıyafetlerle Dilan'ı görmeyi bekliyordum.

"Dilan şey günaydın." bakışları yüzümde oyalandı ,elini uzadığı an hızla çektim kendimi.

"İyim." sadece bunu söyleye bildim.

"B bunu sana nasıl yaptı ya kıvanç nasıl bir canavara dönüştü ." yanına oturarak bu sefer dokunmasına mani olmadım.

"Acıyor mu?"basımı olumsuz anlamında salladım.

"Kalbim,ruhum daha çok acıyor,nefes almıyorum Dilan,daha ne kadar dayanırım bilmiyorum."

"Kurtar kendini artık,bu adam sana hayat arkadaşı olmayı sana sahip çıkmayı bilmiyor." dilan kıvançla severek evlendiğimizi zannediyordu.

"Ben gitsem iyi olacak,geç kalmayım." isteksizce onayladıktan sonra akşam buluşmak için sözleştik yanından ayrıldım.

Bir buçuk saat yürümüş olabilirdim sonunda okula gelmiştim gözüm direk öğrencim ulaş'a takıldı uzun boylu,üzerinde takım elbiseli olan biri ile Konuşuyordu.

Bu yoksa hayır ya saçımla yanağı mı kapattım beni böyle görmesini istemiyorum dum

Onlara çözülmeden binadan içeri girmek gerekiyordu.
Hızlı adımlara,binanın kapısına geldim.
Elimi kulpa attım.

"Doğa Hocam günaydın bizde sizi bekliyorduk." onun sesini duydum.

Savaş Akbulut.

Arkamı döndüğümde kara gözleri direk gözlerimi hedef aldı.
Tek eli cebinde,üzerinde ona tam oturan siyah takım elbise vardı.
Siyah saçları özenle yapılmıştı.

Ah ben bu adamı neden inceliyorum ya.

"Günaydın bir sorun mu vardı." artık tam karşımda
Yüz yüze geldiğimiz an önce gülen suratı düştü,kaşlarını çatarak önce dudaklarıma ,sonra beceriksizce kapadığı yanağıma bakıyordu.

Elini bana uzattı,titriyormuydu elleri?

"B bunu s sana kim öldüreceğim orospu çocuğunu sana dokunan ellerini kıracağım.

Yanımdan gecen bir kaç meslektaş arkadaşlarım bize dönmesi ile Savaş'ın kolundan tutuğumda gözleri gözlerimi hedef aldı anında.

"Herkes bize bakıyor lütfen sakin bir yere geçelim." önce kolunda olan elime sonrada sakinleşmek adına burun kemerini sıktı,başıyla onaylaması ile elimi ondan çektim ve okulun arka. tarafı voleybol ve futbol sahası vardı.

Öğrenciler için kamelyalar mevcuttu.

Birine geçip oturduğum da hızla karşımdaki bos yere oturdu.

"Anlat bana hemen  Sana dokunmaya kıyamazken nasıl yapar bunu sana nasıl ya."

"bu bizim aramızda ki bir konu siz karışmayın."  Öfke ile yumruğunu masaya vurdu anın korkusuyla geriye doğru sıçradım

  "Özür dilerim seni korkutmak istememiştim ama dayanamıyorum sanki Canımdan can gidiyor senin canını yandığını bilmek Şu lanet olası kalbimdeki sızı engelleyemiyorum bırak yardım edeyim sana çıkartayım seni o cehennemden istemediğin bu evliliğe daha fazla devam etme."

" Lütfen Savaş Bey böyle şeyler söylemeyin ben evli bir kadınım Evet kocam aramızdaki bir anlaşmazlık ol da ama-"

"Anlaşmazlık mı vurmuş sana gül bahçemin güllerini kopatmaya kalkmış sana zarar vermiş ve hala inat ediyorsun Doga ne kadar acı çektiğini görmüyor muyum senin istemediğini bilmiyor muyum ama bu inat neden işte bunu anlamıyorum seni aldatmasına    susuyorsun sana vurmuş yine susuyorsun hakaretlerine susuyorsun Susma doğa korkma ben yanındayım Neye ihtiyacın olursa yardımda yanındayım ama lütfen yeter ki artık İnat etme."

  Kara gözlerine baktım haklıydı ben de biliyordum bunları Ama eğer boşanırsam başıma neler geleceğini bilmiyordu savaş bahsetmeli miydim ona gerçekten dediği gibi yardım eder miydi bana.

   "Teşekkür ederim Savaş Bey bir şeye ihtiyacım olursa ya da herhangi bir şey size geleceğim şu an gitmem gerekiyor dersim var ve birkaç kişi camdan bakıyor dediğim gibi evli bir kadınım ve bunu yanlış anlaşılmasını istemiyorum iyi günler." oradan ayrılmak adına adım attığımda aniden kolumdan tutarak beni kendine çekti.

"Bu kokun eşsiz ve inanılmaz büyüleyici gözlerin ve Gamzelerin gibi doğa ,Sen benim için yaratıldın bunu görebiliyorum hissedebiliyorum bak dinle kalbim nasıl atıyor Seninleyken Gözlerim Nasıl parlıyor Bu Aşk görmüyor musun? bu kadar kör olmamalısın."

Korkuyordum bir kez daha bir bilmezliğe kapılmaktan korkuyorum her şeyin daha berbat olmasından karşındaki bu adama bir gün kapılmaktan korkuyordum yapamam yasaktı imkansız.

"Savaş Bey."

" Belki bana kızıyorsun belki de senin gözünde aşağılık bir adam konumuna düşüyorum ama yemin ederim Unutmayı çok denedim seni yapma dedim Olmayacak bir hayale kapılma dedim kocasıyla mutludur dedim ama değilsin Doğa sen hiç mutlu değilsin Sen kitap okurken çok mutlusun o çiçekli Elbiselerin içinde mutlusun bahçedeki güllerle ilgilenirken mutlusun ama o evde ölü gibisin O evde Doğa değilsin sen Seni bir kaba koymuşlar ona göre Şekil alıyorsun yapma."

"Neden zorluyorsun bırak aklımı karıştırma kalbimle oynama Mecburum Evet mutlu değilim ölüyorum ama o imzayı bir kere attım dönüş olmamalı Savaş Bey lütfen karışmayın bırakın kendim çözeyim lütfen."

Yanımıza gelen bir adam elindeki hesap poşetinde savaşa uzattı elini Kolumdan çekmeden kalktığım yeri geri oturtturdu şaşkınca yani izliyordum poşetten krem tahmin ettiğim kutu çıkarttı önce dudağıma sür diye yavaşça incitmekten korkar gibi sabırla o an gözümden bir yaş düştü acıyor muydu bana Merhamet mi ediyordu herkesin gözünde duracak bir duruma mı düşüyordu sonra yanağıma geçti düşen yaşına baktı elinin tersiyle silindi eline tekrar sıktığı kremi yavaşça yanağıma yedirdi.

"Sen iste ya da isteme kabullen ya da kabullenme bu kalp benim Doğa ve senin için atıyor ve seni bekliyor hiçbir şeye Mecbur değilsin hiç kimseye Mecbur değilsin Sadece bir lafına bakar sadece yalnız olmadığını Bil."

" teşekkür ederim Çok teşekkür ederim."

Lütfen oy ve yorum mm mm..

ATEŞ PARÇASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin