Cümlemle birlikte somurttu.
"Hiç değil. Ya seni öldürürsem?"
"Ha ha çok korktum."
"İstemiyorsan gidelim."
"Hayır kalalım ama istediğim bir kitabını alırım."
Bunu kabul ettirmeliydim. Hadi Ayliz sen istediğin her şeyi yaptırabilecek bir kızsın.
"Hayır."
"Tüm gün senin çalışma odanı karıştırırım."
Düşüncesi bile onu rahatsız etmiş olacak ki yüzünü buruşturdu.
"Hayır."
"Arabanı istediğim gibi sürerim."
Sanırım bu da araba konusunda hassas adamlardandı. Gerçi söylemişti araba sevdiğini.
"Hayır."
"Silahını kullanmayı talep ediyorum!"
Korkuyla gözlerini açtı. Bence son raddeye gelmiştik.
"Reddedildi. İlk teklifini kabul ediyorum."
Böyle adam olursun işte.
"Tamamm hemen gidip seçeyim kitabımı."
"Sen! İnanamıyorum ya nasıl oyununa geldim?.."
Kendi kendine kızarken bende kıkırdayıp kitaplığa doğru ilerledim.
Biraz bakınınca birden fazla kitap gözüme takıldığı için geriye doğru adımladım.Sonra karar verecektim.
"Neyse sonra bakarım. Yapacak bir şey yok mu?"
"Çiçek ekmem gerekiyor. Yardımcı olmak ister misin?"
Yine devreleri yanmıştı bu hayvanın. Birkaç saate beni kırmak için elinden geleni yapardı muhtemelen.
Of Ayliz of! Nelerle uğraşıyorsun bee.
"İsterim birazcık."
"Gidelim o zaman."
Bahçeye çıktığımızda beni boş olan köşeye gönderip elinde önlük, eldiven ve küreklerle geldi.
Elindekileri yanıma bıraktıktan sonra çiçekleri alıp yanımda durdu.
Önlüğü giyip eldivenleri taktıktan sonra koyu turuncu bir çiçeği kenarıma aldım.
Kürekle önümdeki toprağı kazdığımda yeterli olduğunu düşünüp çiçeği aldım.Çiçeği yerleştirdikten sonra toprağı kenarlarına iyice örttüm. Kökünü düzgün yerleştirebildiğim için kendimi tebrik ediyordum. Biraz suladıktan sonra kenara kaydım.
Yanıma baktığımda aynı şeyleri beyaz bir çiçekle yapan Atlas'ta ikinci çiçeğe geçmişti. Şu an her zamankinden farklı olarak güzel görünüyordu. Sevecen, sakin ve anlayışlı bir adama benziyordu.
Çiçeği kırmaktan korkar gibi tutup yavaşça kazdığı yere yerleştirdi. Sonrasında ise kenarlarındaki toprağı elleriyle çiçeğin etrafına doldurdu. Ellerini silkeleyip biraz su döktükten sonra bir nefes verip diğer çiçeği almak için bana doğru yanaştı.
Çok odaklanmıştı çiçeklere, normalde olsa hemencecik onu izlediğimi anlardı. Aldığı çiçeği görünce gözlerim kocaman açıldı. Frezya'yı yanına aldığında tek amacım o çiçeği ondan almaktı.
İstesem verir miydi? Hayır vermezdi. Gözlerimi zorlukla çiçekten ayırıp önüme döndüm.
Çiçek büyütmek bana göre değildi. Fazla sorumluluk sahibi bir insan olduğumu düşünüyordum. Onlara layığıyla bakamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Yangını
Teen FictionGüzel adamlar güzel severdi. ~ "Ruhumun yangını, en güzel yangınım. Bir kere göreyim yüzünü.." Bana en güzel yangınım diyordu, en acı yangınım oydu. Kendimi sıktım ağlamamak için. Kalp atışlarım kaburgamı incitti. Ben ağlamadım ama ruhum ağladı, h...