"Lan Cemre,attığın karta sıçayım."
"Mis gibi papaz işte it."
"Al lan."
"Aha aldım kartlarını aslanım, ne oldu osuruk! Ağlayacak mısın?"Cemre ile Emrenin arasındaki diyalogları izlerken bir andanda hocaya bakıyordum.
"Sen bi çirkinleştin he Emre?" Diyen Gökçe ile Emre kartlarıyla yüzüne vurmuştu, Gökçe gülmüştü.
"Ağlama oyna."
"Hoca bize bakıyor he."
"İskambil oynuyoruz Emre,farkında mısın bilmiyorum ama hoca görüyor?" Dediğimde bir elimdeki karta birde tahtada ders anlatan hocaya baktım.
"Ama Emrah hoca takmaz ki,sikinde değiliz adamın."
"Yinede insan bir çekinir anasını satayım,bizide sardırdın başına zaten."
"Sarıyor ama he!"
"Tamam susun,Nazlı sende sıra."
El mecbur elimdeki kızı yapıştırmıştım masaya.Yapıştırırkende hala mızmızlanıyordum.
"Ulan oynayacak arkadaşın yok diye şu girdiğimiz hallere bak, gençliğimin baharındayım sınıfta pişti oynuyorum."Emre bana ayıplar gibi baktı.
"Gençlik bitmiş." Hala öyle bakıyordu.
Teneffüs zilinin çalmasıyla derin bir 'oh' çekerek hep birlikte -Emre dışında- ayağa kalkmıştık.
"Yakışır mı lan oyunu yarıda bırakmak!" Sitem dolu sesine göz devirdik,hepimiz.
"Çişede mi gitmeyek Emre?" Suratını buruşturup ayağa kalktı,elindeki kartları masaya bırakıp bize götünü döndü.Sonra tekrar tarafımıza dönüp parmağını bize tuttu.
"Bunu kahvede yapsanız, dayak yer , vatan haini ilan edilirdiniz."
"Allahtan okuldayız? Hani okul falan, ders?" Dememle bana dil çıkarıp kolunu Gökçe'nin omzuna attı.
Manyak.
Hepimiz sınıftan çıkıp tuvalete doğru ilerliyorduk.Emre yarı yolda ayrılıp başka sınıfa girmişti.Kalpazanlık peşinde kalpazar.
Tuvalete girmemizle içeride Hazal'ı görmüştük.
Hazal bu okulda Cemre ile sürekli kavga eden bir kızdı.İki haftadır okulda yoktu neredeyse hiç görmemiştim,ya da görmeyi önemsemediğim içinde olabilirdi.Çünkü çok gereksiz bir insandı ve yanında soğanlı ruffles kokan bir kız daha taşıyordu.Yanındaki kız ile sohbetim olmuştu aslında ama Hazal ile asla kavga harici bir sohbetimiz olmamıştı.Kavgacı biri değilim fakat yakınlarıma yapılan yanlış benim damarımı kesiyordu.
Bizi görmesiyle tiksinir ifadesiyle Cemre'ye bakmıştı,Cemre ona dönüp 'ne var' anlamında elini salladı.
"Hayırdır?" Cemre elini sallayıp konuşmasıyla Hazal kollarını bağladı.
"Ne hayırdır kızım?" Diyince Gökçe ile birbirimize baktık.
"Ne bakıyorsun amınakoyduğum?" Cemre üzerine yürümesiyle elimi yıkadığım yerden ayrıldım.
"Bakamaz mıyım?"
"Bakamazsın."
"Cemre kavga çıkarmayalım yavrum." Dememle Hazal bana döndü.
"Bak sen Nazlı kızımıza,üç yıl yumruk yumruğa şimdi dudak dudağa he?Duydum hayırlı olsun." Alayla söylediği cümleyi duymamla transa geçmiş gibi ona baktım.Bu bilgiyi nereden almıştı?İlişkim hakkında konuşma cesaretini ona kim veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazlı Kuş (GxG)
Teen Fiction-TAMAMLANDI- Eliz Yücetürk. İki devlet lisesinin yan yana olmasından daha kötü bir şey varsa o iki lisenin birbirine duyduğu nefrettir. Bu bir gxg kitabıdır. -Küfür içerir- -Uyuşturucu maddeler ve alkol kullanımı olabilir- -18 yaş altı için uygun d...
-17-
En başından başla