Dileğimi dilememin ardından bir hafta geçti ama Chan hala ortalarda yok. Aslında biraz umutlandığımı inkar edemeyeceğim. Tüm hayal kırıklığımla dileğimi ve umutlarımı yazdığım günlüğüme Chan'ı ne kadar sevdiğimle ilgili birkaç cümle ile nokta koydum ve gururla kapadım.
Gece uyuyup uyumadığımı hatırlamıyorum. Sanki bir saniyeliğine gözümü kapadım ve açtığımda sabah olmuştu. Çok garip bir his var içimde. Her şey aynı ama farklı hissediyorum. Belki de bu garip uykunun etkisidir.
Bunu daha sonra düşüneceğim çünkü şuan okul için hazırlanmam gerekiyor. Umarım saatler süren bu çile çabuk biter ve bu garip histen de kurtulurum. Şuan düşüncemi bu hissin üzerinden çekmek çok zor.
---
Belki de tek çocuk olmaktan nefret etmeliyim? Çünkü şuan annem işte ve evde yalnızım, içimdeki garip his biraz bile azalmadı ve odama yaklaştıkça çoğalıyor. Tek umudum beni öldürmek isteyen katil hayaletle karşılaşmamak.
Derin bir nefes al ve kapıyı aç. Saçmalamamalıyım değil mi? Her zamanki odam yani, niye girerken bu kadar geriliyorum ki? Sadece kapıyı aç ve- Hassiktir!
"M-merhaba?"
Sen bir erkeksin Seungmin çığlık atma. Çığlık atma ve erkeksi bir şekilde bu sorunu çöz.
"Sen iyi misin?"
Tanrım umarım dalga geçiyorsundur! Hayatımın yarısı boyunca kafamda yaşamış olan hayli arkadaşım karşımda duruyor! Pek kanlı canlı değil tabii, aslında biraz şeffaf.
Özür dilerim anne. Sana yaşatacağım onca sorunu bir anda es geçip direkt delirdim. Bunun birkaç yüz adım sonra olması gerekiyordu.
"Sen de nesin? Kimsin yani?"
"Bilmiyorum. Birden kendimi burada buldum."
"Ben deliriyorum değil mi?"
"Bilmiyorum. Hiçbir şeye dokunamadığım için bunu test edemiyorum."
Her şeyin içinden geçiyor. Lanet olsun altıma sıçacağım şimdi!
"Biraz sakinleşmem gerek." yatağıma oturdum ve uzun bir süre nefesimi toparlamaya çalıştım. Şuan her şey çok kötü.
"Beni öldürecek misin?"
"Ne? Hayır. Hiçbir şeye dokunamıyorum bile bunu nasıl yapabilirim?"
"İçime girip beni çıldırttıktan sonra kendimi öldürmemi sağlamaz mısın?"
"Sanırım bunu da yapamam. Cin olduğumu sanmıyorum."
"Sen ne olduğunu biliyor musun? Nasıl geldiğini veya benim kim olduğumu."
"Sanırım bir hayal ürünüyüm çünkü bu şekilde hayalet olmamın bir anlamı yok. Nereden geldiğimi de bilmiyorum bir anda burada buldum kendimi ama seni tanıyor gibiyim. Daha doğrusu tanıdığıma eminim ama nasıl olduğu hakkında bir fikrim yok."
Tamam dikkatli düşünmeliyim. Delirmiş olabilirim ama olmayabilirimde. Belki de sadece kötü bir dönemden geçiyorumdur ya da o aptal tanrıların benim dileğimi kabul edesi tutmuştur. Şuan bundan kurtulacak bir şey biliyor muyum? Hayır. Sakin olmaktan başka seçeneğim yok.
Aslında ben zaten deli gibi bir şeydim değil mi? Sürekli kendi kendime konuşuyorum ve liseden mezun olacak yaşa gelmeme rağmen günlüklerimi ithaf ettiğim bir hayali arkadaşım var. Eğer durum kontrolden çıkarsa ve zarar görmeye başlarsam psikoloğa gideceğim. Evet kesinlikle kafamı toparladıktan sonra özgür irademle bunu yapmam gerek.
Ama o... Çok zararsız değil mi? Benim kadar korkmuş görünüyor. Açıkçası onu isteği dışında dünyaya getirmiş biri olarak tüm sorumluluğu bana ait. Kafamın içinde yaşayan bir hayalet olsa bile duygularını önemsemeliyim değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My İmaginary Friend/ChanMin
FanfictionSeungmin bir okul gezisi sonrası eve döndüğünde hayali arkadaşını canlanmış olarak bulur.