45+3- Başarısızlıkla sonuçlanan umutlar

En başından başla
                                    

"Aha şimdi ayvayı yedik." arabadan indiğimde karşı arabada hasar yoktu, benim arabamda da hasar yoktu. Ufak tefek şeyler vardı ki onları da öderdim biterdi.

"Abla ne yaptın ya?"

"Hiç sorun değil, ben öderim. Numaramı vereyim beni ararsınız."

"Ben bunu bugün satacaktım ama."

"Tamam. Arabanızı satacağınız miktarı ben size öderim, yeter ki şu an acil bir işim var bana engel olmayın."

"Ne acil işin var? Maça mı gideceksin?"

"Sizi alakadar ettiğini sanmıyorum?"

"O zaman zararı öde."

"Durun çantamın köşesinde bir altı yüz bin lira kalmış vereyim bir saniye. Beyefendi iyi misiniz ancak ibanınıza atabilirim bu kadar parayı."

"Ya da kişisel numaranızı verebilirsiniz."

"Vereyim, bir saniye." sakince konuştuğumuz için çevredeki insanlar işi tatlıya bağladığımızı sandı ama ben adama yumruğumu geçirince insanlar bizi ayırmak için araya geldi.

"Bunların hepsini ödeyeceksin!"

"Hadi canım, taksit taksit mi yoksa nakit mi?" polis de gelince sakinleşmeye çalıştım. Pis fırsatçı!

"Sakin olur musunuz? Böyle olursa olayı merkeze kadar taşımak zorunda kalacağız."

"Bu kadın bana vurdu!"

"Bana çirkin bir teklifte bulunan kimdi?"

"Tamam, yeter artık durun."

"Şikayetçi misiniz?"

"Benim çok acelem var, şikayetçi olamam ama eğer karşı taraf şikayetçi olacaksa ben de avukatını çağırırım. Bir sapık için bu iyi olmaz. Sonuna kadar uğraşırım."

"Beyefendi şikayetçi misiniz?" polis adama soruyu yöneltince tüm gözler ona döndü.

"Yok, yok değilim." asabı bozulmuş bir şekilde durumu kabullenmek zorunda kaldı.

"O zaman kazayı anlatır mısınız? Tutanak tutmak durumundayız."

Oradaki insanlar bu konuda yardımcı olurken tutanağı tuttuk ve gerekli prosedürleri uyguladık. Ben bu adama nereden çatmıştım ya dedirten dakikalardan sonra işim bitti ve arabama bindim.

Gaza yüklenip maça yetişmeye çalışsam da maç başlayalı otuz dakika olmuştu ve telefonumdaki sayısız cevapsız aramayı görünce arayan numaraya geri döndüm.

"Alo?"

"Mercan Hanım, ben Efdal Doğan. Geliyor musunuz?"

"Beş dakikaya oradayım. Ufak bir kaza geçirdiğimden dolayı gecikiyorum kusura bakmayın."

"Yardıma gerek var mı?"

"Yok, teşekkür ederim."

"Tamam seni bekliyorum canım."

"Tamamdır." geç kaldığım için kendimi kötü hissediyordum. Zaten çok telaşlıydı, beni göremeyince acaba daha da kötü hissetmiş miydi? Yok ya, o kadar önemli değilimdir herhalde.

Stadyuma yaklaşınca nereden içeri gireceğim hakkında bilgi almak için menajere mesaj attım ve dediği yere arabayı park ettikten sonra menajer beni içeri götürmek için yanıma geldi.

"Hızlıca girelim, girene kadar gözü hep seni aradı."

"Birinin arabasına çarptım da, ondan geç kaldım. Umarım Aşkın üzülmemiştir."

Aşk SahasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin