6_♢ Şüpheler

En başından başla
                                    

Şehirdem: Üzgünüm, elimden sadece bu kadarı geliyor.

Şehirdem: İyi misin Alin?

Siz: İyiyim sorun yok
(07. 23)

Siz: Halledeceğim merak etme

Uygulamadan çıkıp İldem'in dediği gibi uygulamayı kurdum.

Sonra da bir gruptan gelen mesajlara girdim.

(Berkaio sizi 'Hayatın şeftaliyi tersten gösterdikleri' grubuna ekledi.)

Hayatın şeftaliyi tersten gösterdikleri

Berkaio: Grup ismini ben Alin olsam ne koyardım diye düşünerek koydum
(05. 43)

Berkaio: Size günaydın ama ben uyumaya gidiyorum

Siz: Grup ismini çok sevdim
(07. 25)

Siz: Şimdi gidip şeftalisini tersten göstermem gereken insanlarla kahvaltı etmeye gidiyorum

Siz: Sonra yazarım

Telefonu kapatarak yatağa attım ve bavulu açtım.

Banyo'ya geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya indim. Kahvaltıda kuru bir günaydın dedim ve bitene kadar kimseyle konuşmadım.

Üzerimdeki bu garip aura diğerleri tarafından hissedilmiş olmalı ki onlar da pek konuşmadı.

Kahvaltım bittiğinde arkama yaslandım. Masadaki gerçek aileme baktım. Birisi, içlerinden birisiyle ipleri koparacaktım. Ama kim?

Vural bey ve Karya hanım olamazdı. Zaten birisi doktordu ve bu çok yorucu olmalıydı. Ayrıca, anneydi o. Neden yapsındı?

Bir şey o ikisinden şüphelenmemi engelliyordu.

Geriye sadece kardeşlerim kalıyordu. Eğer, numaramdan bulmuşlarsa sadece Koralp ve Akan'da vardı. Ama ya onlar diğerlerine vermişlerse?

"Bu kızda potansiyel katil tipi var," dedi Akan ağzına bir domates tıkarak. Hayırdır, dercesine göz kırptı. "Neden öyle bakıyorsun?"

Nasıl? Ağzınıza şeftali ağacı dikecek gibi mi? Olabilir.

"Birisinin," dedim ama saçmalamış gibi kafamı salladım. "Tamam, önemli değil."

"Ne oldu?" Dedi dikkatle Vural bey. Çatalını masaya bırakmış söyleyeceklerimi dinliyordu.

"Bir sorun yok, değil mi kızım?" Dedi Karya hanım da. Biraz endişelmişti galiba.

"Sadece dikkat çekmeye çalışıyor." Diye araya girdi Mirza. "Siz de gereken ilgiyi gösteriyorsunuz."

"Gösteriyorsak, bizim kızımız Mirza!" Diye çıkıştı Karya hanım. Elindeki çatalı çevirip duruyor, sakin kalmak için çaba harcıyordu. "Kendine gel, bu hallerin ne kadar çocukça haberin var mı?"

"Benim mi hallerim çocukça, anne?" Mirza, hayal kırıklığına uğramıştı. Ayağa kalkarak sandalyenin arkasındaki çantayı alıp omuzuna astı. "Asıl bu kız için dünden beri senin bizi üzmen çocukça. Size afiyet olsun, ben doydum. Okula gidiyorum."

içimizdeki şeftali -GERÇEK AİLEM-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin