(2.5) YOĞUN BAKIM

En başından başla
                                    

"Bir daha o serseriyi Afşar'ın on metre yakınında bile görmeyeceğim. Acımam gebertirim. Adamları uyar Zafer. Bundan sonra Afşar'a tolerans gösterip o serseriyi ya da başka yabancı kişileri yakınına yaklaştırırlarsa çeker onları da acımadan vururum."

"Tamam abi, ben ikaz ederim. Yeter ki sen sakin ol."

Derin nefesler alıp vererek bakışlarını Afşar'a çevirdi. Öfkenin yerine yeniden gözlerine hüzün çöktü.

"Tesoro, il mio cuore, il mio tutto... (Tatlım, kalbim, her şeyim...)"

Gerçekten seven insan şu anda abime baksa içinde ne fırtınalar koptuğunu hissedebilirdi. Volkan'ın orada yattığını hayal bile edemiyordum. Bunu düşünmesi bile acı verirken gerçeği olsa nasıl duygularıma hakim olurdum bilmiyorum. Abim kadar bile ayakta kalamaz, kendimi yere bırakırdım.

"Abi hastanenin her yerine koruma yerleştirdim. Güvenlik odasında bile var. Bir şey olursa hemen müdahale edecekler merak etme."

"Sadece Eren hemşir ve doktor eşi Çağatay Afşar'ı kontrol etsin. Yabancı personel Afşar'a yaklaşmasın. Tekrar onu öldürmeye çalışabilirler."

"Bende seninle aynı şeyi düşündüğüm için önlemimi çoktan aldım. Ameliyatını da Çağatay yaptı."

Sessizce başını sallayıp alnını cama dayadı.

"Abi, lütfen şuraya otur."derken koltuğu gösterdim. "Bitkin düşersen Afşar'ı kim koruyacak. Tamam ben elimden geleni yaparım ama kimse senin kadar onu iyi koruyamaz."

"Koltuğu buraya getir Zafer. Gözümü ondan bir saniye bile ayırmak istemiyorum."

En azından oturmayı kabul etmişti. Hemen duvar dibindeki koltuğu kaldırıp cam duvarın önüne koydum. Üzerine çökerken derin bir nefes alıp verdiğini duydum.

"Gittiğine değdi mi bari? Bilgilerimize kimin sızdığını bulabildin mi?"

"Hayır. Henüz bulamadım. Kullandıkları program her neyse arkasında sürülebilir bir iz bırakmamış."

Duvar dibinden bir koltukta ben kapıp abimin yanına kuruldum. Birkaç gündür evim hastane olmuştu. Burada duş alıp yemek yiyor, koltuk üstlerinde rahatsız bir uyku çekiyordum.

Buraya gelen Eren hemşir önce bize bakıp odaya girdi ve Afşar'ın serumuyla durumunu kontrol etti. Sonra yanımıza gelip "Ciddi yaraları olmasına ve ağır bir ameliyat geçirmesine rağmen çok iyi görünüyor. Merak etmeyin."

"Teşekkürler Eren."dedim. O da sıcak bir şekilde gülümseyip gitti.

"Yüzündeki o morluk nasıl oldu?"

Bunu sorunca gülmeden edemedim. "Futboldaki beceriksizliği tüm spor dalları için geçerli sanırım. Voleybol oynarken topa vuramadı ve yüzüyle karşıladı."

Bu abimi de gülümsetmişti. Afşar ikimizin de karanlık hayatına renk getirmişti ve şimdi o renkleri kaybetmek istemiyorduk.

Bu sırada Afşar rüya görüyordur...

"Ekler cennetine düştüm Allah'ıma." Etrafta bastığı yer dahil her yer boy boy, renk renk, çeşit çeşit ekler pastaydı.

KOD ADI : BELA [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin