Gözlerime vuran güneş ışığı uyanmama sebep olduğunda yanımda Minho'nun olmadığını farkettim. Tam kalkacakken kapı açıldı.

"Ben de tam seni uyandırmaya geliyordum. Günaydın"

Dedi dudağıma öpücük bırakırken.

"İstersen gelmeyebilirsin. Eunchae ile dinlenirsiniz"

"Yok gelmek istiyorum. Hem Eunchae de kalmak istemez büyük ihtimal"

"Pekii nasıl isterseniz"

Ayağa kalktığımda aşağı inip Eunchae'yi uyandırdım.

"Eunchae hadi kalk abicim"

"Hemen mi?"

"Evet hazırlanalım çıkalım"

O da kalktığında formalarımı giymek için yukarı çıktım.

Hepimiz hazırlandığımızda kapının önündeydik.

"Abi Yunjin sonradan benim eşyalarımı almış bizim evden. Çıkışta Yunjin'den onları alacağım gecikebilirim"

"Tamam tamam"

Sonrasında çıktık evden.

...

"Günaydın"

"Günaydın Jisung nasıl hissediyorsun?"

"Garip ve durgun"

"İyi hissetmeni sağlayacağız"

Seungmin ile konuştuktan sonra Felix te gelmişti.

"Günaydın"

"Günaydın"

Dediğimde gelip sarıldı Felix. Nasıl olduğumu konuyu açmamak için sormadığını biliyordum. Çok geçmeden hoca gelmişti zaten.

Kafamı sıradan kaldırdığımda Minho gelmişti diğerleri ile. Gelip yanıma oturdu.

"Günaydın uyuyan güzel"

Dedi gülümseyerek.

"Kantine inip kahvaltı yapalım mı?"

Uykulu sesimle konuştuktan sonra Minho elimden tutup kaldırdı beni. Beraber kantine indik.

...

"Ananın amı kanka yuh"

Öğle arası. Hepimiz beraber kantinde yerimizi almıştık. Çok daha iyiydim. Onlarla konuştukça mutlu oluyordum. Tüm kötü anılarım yok olup, iyi hissetmemi sağlıyorlardı. Özellikle Minho. O hep benimleydi.

"Sınavlar başlıyor önümüzdeki hafta. Ne yapacağız?"

"Sizi bilmem ama ben sevgilimi çalıştıracağım"

Dedi Minho, beni iyice yanına çekip sarılırken.

"Minhocum senin de üniversite sınavın var. Seni kim çalıştıracak?"

Omuz silkmişti sadece.

                      ---------------------------

Gülüşmeler eşliğinde okuldan çıkmıştık. Etraf kalabalıktı. Çevreye bakınırken karşı kaldırımda biri dikkatimi çekmişti. Siyah kapüşonlu benim boylarımda biriydi. Sürekli olarak bana baktığını farkettiğimde rahatsız oldum. Umursamamaya çalışacakken bu tarafa geldiğini farkettim. İyice yaklaştığında yüzünü farkettim.

Woojin.

Diğerlerinin arkasında olduğumdan kimse Woojin'i farketmemişti. Lakin arkamdaki Woojin ile karşı karşıya kaldığımızda diğerleriyle aramda biraz mesafe vardı.

Şansa Minho da markete uğrayacağını söylemişti.

Woojin kafasını hafifçe kaldırıp bana baktı ve sırıttı.

Bu sırıtış iyi bir şey değildi.

Korku ile dolan hislerim vücudumun titremesi ile kendini ele verdiğinde, Woojin cebinden bir şey çıkardı.

Silah.

Korkudan gözlerime kadar titrerken diğerleri arkalarını dönüp koşmaya başlamışlardı ama nafile.

Kurşun sesleri doldu kulaklara.

Herkes çığlık atmaya başlamıştı. Vücudum acı ile dolarken gördüğüm şey Seungmin'in karşımdaki Woojin'e yumruk attığıydı. Eş zamanlı olarak bacaklarım işlevini yitirdi ve kendimi soğuk sokak zemininin üstünde buldum.

(Lee Minho)

Hızlı bir şekilde koşarken duyduğum ses ile ayaklarım yere çivilendi. Az önce biri silah mı sıkmıştı? İşte o an içimde bir şeyler koptu. İçimdeki bu duygu da neydi? Üzüntü? Sinir? Pişmanlık? Karmaşık duygular vardı içimde. Tek bildiğim şey kalbimin acıdığıydı. Kendime geldiğimde hızla yerde kanlar içinde yatan sevdiğim çocuğu gördüm. Yanına koştum gözleri açıktı ama çok fazla kan kaybediyordu. Ne zaman ıslandığını anlamadığım yanaklarım ile Jisung'un elini tutuyordum.

"Jisung! Sevgilim iyi olacaksın tamam mı? Sakın uyuma"

Aldığı kesik kesik nefesler beni korkutuyordu.

(Han Jisung)

Yanıma gelen Minho'yu gördüğümde gülümsemeye çalışmıştım. O ise yaşlı gözleriyle koşarak yanıma oturdu. Ağlıyordu ve ben bu görüntüye dayanamıyordum. Aşık olduğunda böyle mi oluyordu insan? Ölüm döşeğindeyken sevdiğinin ağlamamasını mı isterdi? Evet, sanırım öyleydi. Acı yavaş yavaş vücudumu uyuştururken kalbime yakın geldiğini düşündüğüm kurşun artık o kadar acı vermiyordu. Kısa nefeslerimin arasında Minho'ya söylemem gereken bir şey vardı.

"Ö-özür dilerim sevgilim aşkımızı koruyamadım..."

Sadece bunu söyleyebilmiştim.

"Hayır Jisung özür dileme. Ben özür dilerim asıl, seni koruyamadım"

Ağlayarak söylemişti bunu. Gülümsemiştim ona. Gerçekten çok seviyordu beni ve şimdi ölümden korkan ben onu bırakıp gidecek miydim? Gözlerim yavaşça Minho'ya veda ederken duyduğum son şey Minho'nun sesiydi.

"JİSUNG!"

-------------------------------------------------------------
sona yaklasiyoruz. bu gece sadece huzun ve aci var.

Star LoversHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin