Tanıtım

566 27 8
                                    

Galata Kulesine doğru gidiyordum,Galata Kulesi çok eski bir tarihi yapıttı.

Adına birçok efsanelerin yazıldığı Galata Kulesine çıkacaktım.

Galata Kulesine en hızlı 120 yıllık tramvay'a bindim, Galata Kulesinin olduğu meydanda gezmeyi çok severdim.

Elimde Halide Edip Adıvar'ın Ateşten Gömlek adlı kitabı vardı,bu kitapta kurtuluş savaşı işgal falan hepsini anlatıyordu.

Askerlerimize umut oluyordu o dönemde,askerlerimiz bu zamanı görselerdi ülkemizin kurtulmuş olmasına sevinirdi.

Tramvay yolculuğumuz bitmişti, çiçekçilerin olduğu meydandan geçerken miss gibi çiçek kokuları alıyordum.

Nilüfer çiçeğini görmüştüm,hemen satın almıştım çünkü benim adımda Nilüferdi.

Nilüfer,nilüfer çiçeği ile Galataya gidiyordu.

Galata Kulesine yaklaştıkça yaklaşıyorum ve içimde bir heyecan,haz vardı.

Galata Kulesine gelmiştim artık, o açıkta kalan yerden baktığımda; deniz manzarasını açıkça gördüm.

O kadar güzeldi ki manzarası, bütün masmavi deniz gözüküyordu.

Haydarpaşa garı çok uzakta kalmıştı gözükmüyordu, sadece masmavi deniz burada kalıp saatlerce bu manzarayı izleyebilirdim.

Birden başım döndü ama gözlerimi deniz manzarasından çekemedim.

Sonra bir daha hafiften başım dönmüştü,elimdeki nilüfer parlamaya başladı.

Nilüfer fazla ışıldamıştı ki gözlerim kapanmıştı parlaklığından.

Gözlerimi açtığımda Galata kulesindeydim ama denizde gemiler vardı.

Geçmişe mi gelmiştim yani şimdi?

Elimdeki çiçek fazladan parladı, bu evet anlamına geliyordu sanırım.

Nilüfer çiçeği benimle konuşuyordu açıkça yani, bu gemiler İngiliz gemileriydi hemen anladım.

1918 sonrası olduğu çok açıktı,ben 1919 yada 1920'li yıllardaydım anlaşılan.

Kıyafetim bile o zamanın kıyafetine uyuyordu.

Uzun bir etek,üstüne bir beyaz işlemeli bir şey vardı.

Güneşten yaz aylarına yakın olduğunu anlamıştım.

Güneş aşırı yakıcıydı, özgür İstanbul'umuz işgal altındaydı, İngilizlerin bayrağını görmek sinirime dokunmuştu.

Geçmişe gideceğim hiç aklıma gelmezdi ama başıma gelmişti.

Galata Kulesini denetime gelmek kimin aklına gelirdi ki?

Burada güvendeydim ama benim Türk olduğumu anlayamazlardı çünkü İngilizce dilini çok iyi konuşabiliyordum.

İstanbul yine güzeldi, bildiğimiz gibi ama bu Osmanlı'yı yöneten damat Ferit batırdı.

Ama Atatürk buna rağmen pes etmeyip milli mücadele başlatmıştı, birkaç yıla İstanbul ve diğer şehirlerimiz kurtulacaktı.

İstanbul geçmişte bile başka bir güzel,masmavi denizinde sadece İngiliz gemileri vardı sinirimi bozuyordu.

Gazete bulmalıydım,hangi yılda olduğumu öğrenmem gerekiyordu.

Ama zaman olaylarının akışını engellemeden,karışmadan geleceğe dönmeliydim.

Burda uzun bir süre kalacağım kesindi ama 1920'lerin havası bir başkaydı.

Ben Galata Kulesine gelip,geçmişe giden ilk insan olabilirdim.

Geçmiş ne güzel kokuyormuş ya, bu Galata kulesinden izlemek zevkliydi ama beni fark etmemeleri gerekirdi.

Yoksa başım belaya girebilirdi.

Afferin bana şimdi nasıl geri döneceğim?

İstanbul'un havası aslında her zamanki gibi güzeldi ama manzarayı bozan tek şey İngiliz bayrağı ve gemileriydi.

Ama biz birkaç yıla bunlardan kurtulacaktık, bunu bilmenin gruru içindeyim.

Akşam olmak üzereydi, bunu Güneş'in batmasından anlıyordum.

Saatler nasıl hızlı geçmişti bende hatırlamıyorum.

Kimsenin boğazda kalmadığından emin olduktan sonra, denizi izlemeye başlamıştım.

Deniz akşamları daha güzel oluyordu,gün batımını burda görmek güzeldi.

Gün batımını geçmişte izlemek daha güzeldi,kimseye nasip olmayan bir manzaraydı.

Bu gece dolunay vardı, hem deniz manzarası hem gökyüzünde olan ay güzellik katıyordu.

" Umutlarımızın tükenmediği bir zamandaydım,yada tükenmek üzereyken  onlara umut vermek için elinden geleni yapan yazarlarımız vardı."

Halide Edip Adıvar 1923'lerden sonra Türkiye'ye dönüyordu ama yazılarıyla Türk ordusuna umur veriyordu.

Birtek o değil birçok yazarımız yazılarıyla askerleri derinden etkiliyordu.

Kadın,çocuk ve erkek demeden herkes savaşıyordu.

Adımızı savaşla yazdıran bir milettik biz.

Asla umutları bitmeyen,pes etmeyen, her şeyin farkında olan ve her şeye rağmen devam etme hırsımızla devam ediyorduk.

Nilüfer'i elimden hiç bırakmamıştım,belki bir umut geri dönerim diye.

Ama dönmemiştim zamanı vardı anlaşılan.

Bir sesler duymaya başladım,duyduğum ses ile arkama baktığımda kimseyi göremedim.

Ama ben bir ses duyduğuma emindim.

Merhabalar sevgili okurlarım,yeni kurgumu nasıl buldunuz?

Tanıtım bölümüyle bugün Galatada Aşk-ı Saadeti sizlerle.

Sizce gelen kim olabilir?

Kız'in başına neler gelecek sizce?

Benim içime sinen bir tanıtım oldu,tarihi çok sevdiğim için böyle bir kurgu yazdım.

Umarım beğenmişsinizdir, hikayemi beğenip oylamayı unutmayın.

Bir dahaki bölüme görüşmek üzere,sağlıcakla kalın.

@bevinkcicek8
@gdas_nilufer



GALATA'DA DOĞAN AŞK-I SAADET (Düzenlenecek)Where stories live. Discover now