15.Bölüm

27 20 0
                                    


Günler sonra...

Bir gün yemekhanede tam bizim grubun yanına gidecekken Emily beni çağırdı.Aslında çağırmasına şaşırmıştım.Neden okulun "popüler" kızı benim gibi bir "ucube"yi çağırsın ki?

Ne diyeceğimi aklımda planlayıp yanına gittim.Yüzünde her zamanki egoist bakışın aksine sanki benden bir şey isteyecekmiş gibi bir bakış vardı. Hafif tersler bir sesle "Ne oldu?" diye sordum. "Şey..." dedi.Bunu derken sesi oldukça yumuşak çıkıyordu. "Biliyorsun,benim İngilizcem kötü. Artık düşük notlar almanın havalı olmadığını fark ettim ve..." hadi canım!Ne zamandan beri düşük notlar almak havalıydı ki sanki? "...Senin İngilizcen oldukça iyi.Şey diyecektim...Bana notlarımı yükseltmeme yardım eder misin?" Yani onu çalıştırmamı istiyordu.İlk önce soğuk bir ses tonuyla "Hayır."

dedim.Bu egoist popi salağı uğruna vaktimi harcayamazdım.

Tam arkamı dönecekken "Lütfeğnnnn...Parası ne ise veririm." Dedi. "Yeni sevgilin İngiliz sanırım.Yoksa İngilizceni geliştir-meyi bu kadar istemezdin." Dedim. "Hayır,gerçekten öğrenmek istiyorum." Dedi.Acaba kabul etse miydim? "Tamam." Dedim. "Sana İngilizce öğreteceğim." Bunu duyunca gözleri kocaman açıldı. "Ama haftada sadece 1 kez ve 1 saat geleceğim." Dedim. "Ne kadar istersin?" diye sordu.

"Ummmm...Paraya gerek yok,Penelope ve Albert'a iyi davran yeterli.Ha bir de bana her hafta Toblerone al." Bir anda yüzü ekşidi "O tavuk suratlı kız ile kendini Harry Potter sanan ucubeye iyi mi davranayım?Albert'ın duş aldığını bile düşünmüyorum!" "Albert'a tek bir hakaret dahi edemezsin,

Yoksa anlaşmayı iptal ederim." Dedim.O da "İyi..." dedi.

Tam grubumun yanına gidecekken arkamdan "Benimle oturmak ister misin?" diye sordu. "Hayır!" dedim.Arkadaşla-

rımı sırf şekerli parfüm kokan bir Barbie için yalnız bırakmaz-

dım.

Penelope ve Albert'a Emily ile aramızda olan şeyden bahsetmedim.Zaten eğer bahsetseydim Penelope küplere binerdi.Ama onlar öğrenceydi ne olurdu?

-Sürene Mördör,nösöl bözö ö öcöbe öçön sötörsön?

Onla arkadaş filan değiliz,sadece ona İngilizce öğretiyorum.

-Hmmm...Anlıyorum,cahil işte!

Kesinlikle!

Peki ya onla birkaç dersten sonra yavaş yavaş arkadaş olmaya başlarsam...Bu gerçekten kötü olur!Sıkıntı sadece Penelope ve Albert'ın gözünden düşmem değil,biliyorsunuz ki Darrin öldürülmeden önce Emily'nin en yakın arkadaşı ve popüler kızlardan biriydi.Yani,sırf popüler kızlardan biri olmak ve Emily'nin en yakın arkadaşı olmak için Darrin'i öldürmüş gibi görülebilirdim.Bu da...Hayatımın yok olması demek.

Akşam Penelope'nin evine gittik.Eve girdiğimiz zaman onu kapıda görememiştik.Bayan Brönne onun odasında olduğunu söyledi.Biz de odasına gittik.Penelope halının üzerinde oturmuş,eline çeşit çeşit gözlükler alıp bakıyordu.Duvarda göz testi asılıydı vebilgisayarında da gö hastalıklarına dair bir makale açıktı. "Şuan proje üzerinde çalışıyorum." Dedi. "Yanlış anlama ama,neden bu kadar çok gözlük var burada?Hepsini nerede buldun?" diye sordum.Eline küçük larcivert bir gözlük aldı. "Bu Charissa'nın gözlüğüymüş.Onun gözlük kullandığını bilmiyordum.Ama öğrenmiş oldum."O an Charissa'nın o gözlükleri kullandığı zamanları hatırladım.Daha sonralarda "kötü gözüktüğü" gerekçesiyle gözlük takmayı bırakmıştı.

"Bu annemin okuma gözlüğü." Diyerek çerçevesi olmayan bir gözlük gösterdi.Bir de babasının gözlüğünü gösterdi. "Senin mor çerçeveli bir gözlüğün vardı,yanında mı?" diye sordu.

Kafamın İçindeki Ölüm Meleği (+18)Where stories live. Discover now