32- BÜYÜK GERÇEK

En başından başla
                                    

" ne arıyorsun " dedi kayla merakla

" her hangi bir sayı bir şifre bir ip ucu ne olursa " dediğimde telefonum çalmaya başladı bu korumalardan biriydi

" yağız bey kayla hanımı bulamadım odasına seslendim fakat duymadı girmek istemedim ama isterseniz kontrol edebilirim "

" gerek yok kayla duşa gireceğim demişti o yüzden duymamıştır "

" peki yağız bey başka bir isteğiniz var mı " dediğinde yok diyerek kapattım ve  kaylanın bana bakışlarını yakaladım

" pek duştaymışım gibi gelmedi bana ama sorgulamayacağım " dedi

" bence de " diyerek tekrar odada dolanmaya başladığımda birden aklıma gelen şeyle

" tabi ya bu nasıl aklıma gelmedi "

" ne oldu "

" babamın garip bir huyu vardır öldürdüğü kişilerin tarihlerini unutmamak için bir şeylerin şifresini koyar telefon şifresi bilgisayar şifresi tabletinin şifresi hatta ana kapıdaki girişin şifresi bu tarihlerle dolu "

" baban tam bir ruh hastası ayrıca psikopat normal bir düşünce yapısı yok bence buradan direkt akıl hastanesine yollanmalı " dediğinde düşünerek odaya ilerledim ve aklıma gelen bir kaç şifreyi yazdım fakat kabul etmedi

" olmuyor "

" kaç kişiyi öldürdüyse tarihler akılda tutmak zor olur " dediğinde boşluğa daldı ve gözleri doldu o güzel gözlerinin dolmasından gına geldi artık

" bir şifre de ben deneyebilir miyim " diyerek kapıya ilerledi ardından duraksayarak yavaş yavaş parmaklarını ekrana kaldırdı ve bir kaç sayıya bastı ardından biiiip diye bir ses duyuldu açmıştı

" açtın na... nasıl yaptın " dediğimde bana döndü ve gözünden akan bir göz yaşını fark ettim

" babamın öldüğü tarih " dedi sesi titreyerek bir süre yüzüne baktım ardından bu bakışmayı kesip

" düğmeye bas " diyerek diğer düğmenin yanına gitti ardından geriye doğru saymaya başladık

" 3 " aynı anda tekrar ediyorduk
" 3"

"2" artık gerçeklerle yüzleşmenin vakti gelmişti
"2"

"1"onu süründürmek için bir adım daha
"1"

"0" dedik vee
"0"

KAYLA NIN ANLATIMIYLA

aynı anda düğmeye bastığımızda çelik kapı yavaş yavaş yanlara doğru açılmaya başladı yağız bana ben ise yağıza bakıyordum içeriye ilk giren ben oldum

" burası nasıl bir yer " dedim etrafı inceleyerek kırmızı bir ışık ve iplere asılmış fotoğraflar burası bir karanlık odaydı yavaş yavaş resimlere yaklaştığımda gördüğüm şeyler kanımı dondurdu her bir karede başka bir uzuv vardı birinde kol birinde bacak hatta kafa bile vardı

" bunlar ne böyle " dedim ağzım açık bir şekilde

" bu adamın zihni hiç normal değil neler yapmış böyle " dedi yağız ardından telefonuna gelen bildirimle telefonunu çıkarttı ve okumaya

" kerim kerim den ayrılmış bundan sonrası sizde diyor "

" çok zamanımız yok demek bu sen fotoğrafları topla bende etrafta belge yazılı bir şey var mı diye bakayım " dediğimde dolapları karıştırdım yağız ise fotoğrafları teker teker toplayarak yanda bulduğu kutunun içine doldurmaya başladı

etrafı kurcalarken mavi bir dosya ilgimi çekti ilk sayfayı açtığımda gördüğüm adam fotoğrafı tanıdıktı bu geçen gün buraya gelen adamdı Bülent Arslan arka sayfayı çevirdiğimde ise yazıları okumaya başladım el yazısıyla yazılmış yazılardı

Sevgilim merhaba sana kavuşmama çok az kaldı senin de beni özlediğini biliyorum merak etme en kısa zaman da kavuşacağız

Sevgilin Bülent

şok olmuştum sevgilim mi... bir sayfa daha çevirdiğimde aynı el yazısı ile karşılaştım

bir tanem biliyorum bir ay geçti ve sen bana geri dönüş yapmadın belki de seni o adama bıraktığım için kızgınsın ama seni kurtarmayı denedim hiç bir şeyi olmayan bir adamım ben ve seni kurtaracak güce sahip değilim fakat sen umutsuzluğa kapılma ne olursa olsun seni kurtaracağım

sevgilin Bülent

kafayı yemek üzereydim ne demek oluyor bütün bunlar

sevgilim bu mektuplarımı okuyor musun artık ondan bile emin değilim ama bir umut okuyorsan diye yazıyorum merak etme oğlumuz gayet iyi kötü yetişse de çok yakışıklı bir delikanlı yağızı görmek karşısına çıkmak istediğini biliyorum ama sabret sevgilim birlikte yapacağız bunu bu arada eski Bülent öldü artık başarılı büyük adamların yanında toplantılara giren güçlü bir Bülent var artık  seni kurtaracağım bebeğim hiç merak etme seni seviyorum

sevgilin Bülent

Yağız Halitin değil Bülentin oğlu mu

İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin