Giriş | Doğan Çocuk

16.1K 780 184
                                    

Ormandaki Avcı evrenine hoşgeldiniz!

Umarım beğenirsiniz Altıncıklarım. İyi okumalar dilerim💫

"Bazı gerçekler sonumuzu belirler, bazı sonlar ise gerçeği gösterir."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Güneş doğmaya nazlanıyordu. Luis krallığında hava sıcacıktı. Herkes işinin başına gidiyor, geçimini sağlamak için çabalıyordu. Elfler çalışkandı. Bu zamana kadar çalışkanlıkları sayesinde bu kadar başarılı olmuşlardı. Luis krallığı dünyaya hükmeden dört krallıktan biriydi ve gün geçtikçe daha da güçleniyordu.

Krallığın en ücra köşelerinden bir bebek sesi duyuldu ve bu sesi sadece iki kişi duydu. İkisi de sesi duyar duymaz dehşete düştüler çünkü bu bebeğin sesini kim duysa aynı tepkiyi verirdi.

Clara ve Sarah anne kızdı. Sarah, krallığın kuytu köşelerindeki barlarda çalışırdı. Barda bir adamla tanışmış ve onunla tek gecelik bir ilişki yaşamıştı. O muhteşem geceden sonra adamı bir daha görmemişti Sarah. Bir gün hamile olduğunu öğrenince ise annesi Clara halk tarafından ayıplanmamak için kızıyla birlikte krallığın pek bilinmez yerlerine yerleşmişlerdi. Yaşadıkları yerde kimsecikler yoktu. Sarah burada yaşamayı her ne kadar istemese de toplum tarafından ayıplanmamak için razı kalmak zorunda kalmıştı.

Şimdi ise en büyük pişmanlığı olan o kızı doğurmuştu.

Clara kollarındaki bebeğe baktı. Bebek ise hüngür hüngür ağlıyor, dünyanın acımasızlığını hissetmiş gibi haykırıyordu. Büyüyecekti. Büyücek ve yaşadıklarıyla birlikte hayatı koca bir cehenneme dönüşecekti.

"Altın Elf." diye mırıldandı Clara bebeğe bakarak. Sarah'nın dudaklarından ufak bir inilti koptu. Altın Elf. Kızı bir Altın Elf'di. Altın Elfler çok nadir görünürdü. Luis Krallığında Altın Elf, en son yıllar önce görülmüştü. Onlar Elfler tarafından kutsanmış kişilerdi. Tespit edildikleri anda Kral onu koruması altına alırdı. Atalarından gelen bu gelenek, doğan kız için dönüm noktası olacaktı.

Altın Elfler dünya için özel varlıklardı.

Vampirler elflerin kanını çok severdi. Altın Elflerin kanına ise ölümcül bir şekilde bağlıydılar. Hiç bir vampir Altın Elf'in kanına dayanamazdı. Onlar için dünyadaki en güzel içecek Altın Elflerin kanıydı. Çoğu vampir Altın Elfler az olduğu için onların tadına bakamamıştı. Bakanlar ise gerçekten şanslı kişilerdi.

Cadılar ise Altın Elflerin saçlarından birçok iksir yapabilirdi. En ölümcül hastalığı geçiren, gençleştiren, güzelleştiren iksirler yapabilirlerdi. Bu yüzden cadılar için de çok önemliydi.

"Onu alacaklar mı?" diye sordu Sarah. Evet, annesinin elindeki bebek onun pişman olduğu bir olayın sonucunda olmuş olsa da, gençliğini bitirmiş olsa da bebek onun kanından, canındandı. Kızına sahip çıkacaktı. Clara anında başını iki yana salladı. "Onu saklayacağız ama kimseye vermeyeceğiz. Gerekirse yıllarca bizimle kalacak, evden çıkmayacak ama bizden ayrılmayacak." Sarah biraz da olsa rahatladı ve annesinin ağlayan bebeğini battaniyeye sarmasını izledi.

Clara dikkatle bebeği battaniyeye sardı ve yavaşça sallayarak ağlamasını durdurdu. Sesi, sesi hoş bir melodiydi. Altın Elflerin sesleri çok güzel olurdu. Ağlamaları bile dinleyenlere huzur verirdi.

Nihayet susan küçük bebek minik gözlerini tekrar kapattı ve sakince uykuya daldı. Clara gülümseyerek bebeği kızına verdi. Sarah, kızını kucağına alıp saçlarına küçük bir öpücük bıraktı.
"Veronica." diye fısıldadı göz kapaklarının altındaki yeşil gözlere sahip olan minik bebeğe. "Küçük Veronica." diye mırıldandı yıllar sonra çok şey yaşayacak minik kıza.

Kızının adını Veronica koyacaktı çünkü o gece tanıştığı adam çiçekleri çok sevdiğini söylemişti. Veronica adının anlamı da birer çiçek türüydü. O adamdan fena derecede etkilenmişti. Bu yüzden hala aklında o adam vardı. Ve o adam ortadan kaybolmuştu.

Sarah gülümsedi ve uzun uzun kızını izledi. Onu büyütmek oldukça zor olacaktı ama herşeye razıydı. Bu meleğin yaşaması için elinden gelen herşeyi yapardı. Bembeyazdı bebeğin yüzü. Anne karnından yeni çıktığı için her ne kadar kanlı olsa da Sarah ondan iğrenmedi.

"Seni hiç bırakmayacağım küçük kızım." dedi Sarah.

Veronica herşeyden habersiz dünyaya gözlerini açmıştı. Bilmiyordu ki onun kanı için ölüp biten vampirleri, saçlarını almak isteyen cadıları ve varlığından haberdar olsalar onu koruma altına alacak krallığı.

O günün akşamı Sarah bebeğinin baş ucunda uyuyakalmıştı. Minik Veronica gün boyunca sürekli ağlayıp durmuştu. Şimdi ise mışıl mışıl uyuyordu. Sarah da onu uyuturken uyuyakalmıştı. Clara uzun uzun onları izledikten sonra ayağa kalktı masanın üzerindeki kağıdı ve kalemi aldı.

Hızlı adımları ile evden çıkıp bahçedeki odun yığınlarının üzerine oturdu. Kağıdı dizine koyup yazmaya başladı.

Altın Elf. O bir Altın Elf.

Sadece bu iki cümleyi yazdı, kağıdı kıvırdı ve ayaklarının biraz ilerisinde duran kuşun ağzına koydu kağıdı. Kuş kanatlanıp havaya yükseldi, gökyüzüne karıştı.

İki yıl sonra küçük Veronica iki yaşında bir bebekti. Dünya ona acımasızlığını göstermemişti henüz. Annesinin yatağında sessizce uyuyordu. O gece vampir ülkesinde, beş yaşındaki bir erkek çocuğu nefes nefese gözlerini açtı. Sık sık kabus görürdü ancak uzun süreden sonra ilk defa rüya görmüştü. Gördüğü rüya fazla güzeldi ve zihnini ele geçirmişti. Yeşil gözleri, beyaz saçları hala aklındaydı ve yıllarca aklından çıkmayacaktı.

<><><><><><><><><><><><><><><><>


Bölümler düzenlenmiştir.

Giriş bölümünü umarım beğenmişsinizdir. Diğer bölümlerde görüşmek üzere, sizi seviyorum iyiki varsınız 🤍

Sonsuza dek Ormandaki Avcı 💫

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now