2- Kalp ağrısı

5.7K 234 43
                                    

Arkadaşlar bu kitap kısa hikaye niteliğinde olacaktır.

Bölümler kısa yayınlanacaktır.

Aynı ilk bölümdeki gibi.

İki kitabı aynı anda yazmak çok zor.

Ve bu hikayede sadece esas çift işlenecektir.

Yan karakterlere yer çok az verilecek..

Keyifli okumalar...

Türkiye'ye geleli tam iki ay geçmişti. Ve tam bir ay sonra ünversite hayatıma adım atacaktım. O kadar heyecanlıydım ki size anlatmaya kelimeler yetmiyordu.

Ama bir yanım derin bir üzüntü ile kaplıydı. Babam Kazakistan'a dönüyordu. Şuan arabanın içinde dolan gözlerim ile başımı Duygunun omzuna yaslamış yolu seyrediyordum.

Babama çok düşkündüm ve ondan uzakta olmak kalbimi sıkıştırıyordu. Burnumu çekerek başımı Duygu'nun omzundan kaldırdığımda onun ile göz göze geldim.

Dikiz aynasından göz göze geldik. Gördüğüm ilk günden bu yana kalbimi yangın yerine çeviren o yeşil gözler...

Şahin...

Şahin abi...

Sürücü koltuğunda oturduğu için bir yola bir bana bakıyordu. O gözlere bakmak yüreğimi sıkıştırıyordu ve gözlerimi onun gözünden hemen çektim.

Aşkı bana on dokuz yaşımda öğreten o gözler sadece acı veriyordu. Beni görmüyordu ki. Sadece bir kaç saniyelik bakıyordu sadece.

Babam giderken beni önce halam ve enişteme sonrada Şahine emanet etmişti. Onun cevabı ise... " Merak etme Murat amca, Duygu kadar Esma da benim kardeşim. Gözün arkada kalmasın." Bu cümle içerisindeki ' kardeşim' hitabı o kadar canımı yakmıştı ki...

O gün onu halamın evinde gördüğümde o kadar şaşırmıştım ki. Gözleri dikkatimi ilk o anda dikkatimi çekmişti. Yeşil gözleri beni adeta uçsuz bir ormanına hapsetmişti.

Şahin hem halamın manevi oğluydu hemde karşı komşumuz. Süt annesiydi Şahinin.

Tam iki aydır buradaydım ve sadece iki haftadır hislerimi kabullenmeştim Duygu sayesinde. Ama...

Aması vardı işte o beni görmüyordu. Görmemesi için elimden geleni yapıyordum aslında. Göz teması kurmuyor, olabildiğince az konuşuyordum onunla.

Araba durduğunu hissettiğimde daldığım düşüncelerden sıyrıldım ve kendimi dışarı attım.

Şahin bizi indirdikten sonra vedalaşarak tam karşımızdaki evine girdi.

Eve kendimi attıktan sonra annemle telefonda görüşmüştüm. Babamın uçağa bindiğini ve yaklaşık dört saat sonra Kazakistan'da olacağına dair konuştum. Tam yirmi dakika süren bu konuşmadan sonra kapatmıştık.

Akşam yemeğini bahçede yemeğe karar verdik ve sofrayı kurduk. Ben yemekleri taşırken o da kendi bahçesinde belirdi. Ona bakarak elimdeki tabağı sofraya götürüyordum. Başını benim olduğum tarafa doğru çevirdiğinde hızla bakışlarımı kaçırdım.

" Şahin oğlum gelsene yavrum, sarma yaptık seversin." Şahin buraya doğru adımlamaya başladığında kalbim boğazımda atıyormuş hissettim.

" Hayırlı akşamlar." Diyerek bahçeye giriş yapan Şahin abiye baktım Onu her gördüğünde heyecanlanmama engel olamıyordum. Üzerinde sabahki kıyafetleri yoktu. Duş almıştı ve üzerinin değişmişti galiba.

" Gel oğlum yemeğe katıl. " Diyerek sofraya davet etti Murat amca. Şahin gelip sofraya oturduğunda son yemekleri de yerleştirmiştik.

Herkes yemeğe başladığında hoş sohbetler başlamıştı. " Gülperi annem sarmalar yine mükemmel." Dedi sarmaları yerken.

Onun bu doğal hali içimi ısıtıtordu. Halam tebessüm ederek konuşmaya başladı. " Onları Esmam yaptı oğlum." Dedi gururlanarak bana baktı. Halam mutfakta her şeyi söylemiş ama elini sürmemişti. Ve sarmalar gerçekten çok güzel olmuştu. Halam beni övgülere boğmuştu. Tabi ki çorbayı ve salatayı da Duygu yapmıştı. O zaten aşçı gibiydi, elinden her yemeği yapmak geliyordu.

" Ellerine sağlık." Dedi yeşil gözlerini benim gözlerime dikerken. Hafif gülümseyerek kurduğu cümle kalbimde deprem etkisi yaratmıştı.

" Afiyet olsun." Diyerek bakışlarımı kaçırdım. Korkuyordum. Hislerimi belli ederim diyd ölesiye korkuyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Duygu koluma dokunduğunda ona baktım. Güven verircesine tebessüm etti ve gözlerini açıp kapattı.

Yemeğimizi yiyip bitirdikten sonra sofrayı toplamaya başladık. Bulaşıkları hallettikten sonra Hasan amca bana seslendi. " Kızım senin şu tableti getir de Şahin bir baksın. An.ar o bu işlerden."

Başımı sallayarak odama ilerledim. Tabletin arama motoruna bir türlü aratamıyordum ve sürekli donuyordu. Tamirciye götürmeye vaktim olmamıştı yoğunluktan.

Odama geçip tableti kaptığım gibi aşağı indim. Şahine tableti uzattığımda aldı ve kilit tuşuna bastı.

Hafif güldüğünde kaşlarımı çattım ve neye güldüğüne baktım. Yine Duygu ana ekrana saçma bir fotoğrafımı koymuştu. Gözlerim kocaman açılırken ağzım da açık kaldı. Şahin ile göz göze gelirken yine ve yine güldü ve tablete döndü.

Rezil olduğum için yerin dibine girmek istiyordum şuanda. Bahçedeki minderin birini kaptığım Duyguya fırlattım. " Noluyor ya! Diye arkasına dönen Duygu ilk bana baktı ve ondan sonra Şahine döndü. Gözleri kocaman açılırken kahkaha patlattı.

" Seni bir elime geçireyim..." Diye söylendim hala Şahinin başınea dikilirken. Şahin bana baktı ve " Gel şöyle şunu göstereyim."

Ben heyecanla onun yanına otururken ellerimin titrediğini gizlemeye çalışıyordum. " Bak şimdi..." anlatmaya başladığında onu dikkatle dinliyordum ama yakışıklı yüzüne bakmaktan kendimi alamamıştım.

Ne ara, hangi ara ona aşık olduğumu bilmiyordum ama o kadar güzel histi ki bu. Sanki bana hayali bile yetiyordu. Onunla olmak hayali bile beni dünyanın en mutlu insanı yapıyordu.

Aniden başını bana çevirdiğinde burun buruna gelmiştik. Ona ne kadar yaklaştığımı şimdi farkediyordum. Benim koyu kahvelerim onun ormanları adeta içine hapsetmiş gözlerine tutundu.

Kaçırmadım gözlerimi. Baktım doyasıya. Ben çekmedim gözlerimi çünkü ona aşıktım. Peki ya o? O neden bu kadar derin bakıyordu bana. Neden gözlerinde başka bir ifade arıyordum?

Bilmiyordum. Belki o da bana karşı birşeyler hissediyordu?  O yüzdendir belki bakışlarındaki ifade? " Ahiretliğim daha dönmedimi oğlum Ankaradan? " Diyen halam ile bakışlarımız ayrıldı.

Şahin hafif boğazını temizledi ve omzunu geriye silkti. Ben de onun yanından biraz yana kaydım iyice dibine girmiştim adamın....

" Bilmiyorum Gülperi anne. O iki kardeş bir araya gel-  Şahinin konuşmasını bölen ise bahçe kapısındaki kadındı.

" Şahin sevgilim!"

Evet kinci bölümün sonu.

Kitap kısa hikaye olacak.

Bölümlerin uzunluğu bu kadardır.

Bölümü beğendiniz mi?

Satır arası yorum yapın lütfen...

Sizleri seviyorum...

Misafir kız (Mahalle hikayesi) [ASKIDA]Where stories live. Discover now