"DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN! İYİ Kİ DOĞUDUUUUN." Dedi telefondaki iki ses. Uyku sersemliğinden kim olduklarını kavramam uzun sürmüştü.
"Ya sabah daha yedi. Bu saatte beni neden arayıp rahatsız ediyorsunuz acaba? Saatler çuvala mı girdi anlamıyorum ki. Ayrıca teknik olarak daha doğmadım annemin karnındayım." Dedim.
"Aman seninde doğum günü kutlayanda kabahat zaten, sonra da "doğom gonomo no zomon kotlomoyo doşonoyosonoz." Diye söyleniyorsun." Dedi Elis.
"Haklı." Dedi Arya.
"Aman tamam tamam hemen kızmayın. Teşekkür ederim aşklarım, sizde iyi ki varsınız." Dedikten sonra başımdan geçenleri hemen anlatmaya başladım. Yaklaşık iki saate yakın konuştuktan sonra kapatıp hazırlandım. Siyah, kot şortumu giydim. Üzerine de beyaz uzun tişörtümü giydim. Akşama sahne alacağım için akşam giyeceklerimi de hazırlamıştım. Program saat sekiz gibi başlayacaktı. Yarın sabahta öğlene doğru yola çıkacaktık. Akşam için midi boy, beyaz, pembe çiçekli elbisemi giyecektim. Onun altına da beyaz spor ayakkabılarımı. Ben hazırlanmayı bitirmiş yavaş yavaş aşağıya inerken, aşağıdan sesler geliyordu.
"Hadi ama." Dedi Toşko.
"Gençler bağırmayın bir sakin olun. Şimdi sizin yüzünüzden uyanacak ve sürpriz patlayacak." Dedi Ahmet. Demek ki bana sürpriz yapıyorlar.
"Uyanmış bile." Dedi Gökhan beni ilk fark eden o olmuştu.
"Hayda." Dedi Bartu. Fark eden ikinci kişi. Bartın hiç bozuntuya vermeden Toşko'nun elinde olan pastanın mumlarını ve maytaplarını yaktı.
"Haydi hep bir ağızdan." Dedi ve devam etti "İYİ Kİ DOĞUDUN ARDEN, İYİ Kİ DOĞUDUN ARDEN. İYİ Kİ DOĞUDUN, İYİ Kİ DOĞDUN. MUTLU YILLAR SANAA." Hepsi bir ağızdan söylemişlerdi.
"Ya çocuklar hiç gerek yoktu gerçekten. Teşekkür ederim." Dedikten sonra mumları üfledim.
"Dilek tuttun değil mi?" Dedi toşko. Kafamı evet anlamında salladıktan sonra teker teker hepsiyle sarıldım. Sonrasında bana aldıkları hediyeleri verdiler. Toşko oyuncak ayı, Ahmet ucunda, cüppeye benzer şekilde olan bir kolye, ikizler Fenerbahçeli eşofman takımı, Hakan Mustafa Kemal Atatürk'ün imzası olan bir saat almıştı.
"Benim hediyem dönünce." Dedi Gökhan ona bakıp gülümsedim.
"Hediyeleriniz çok güzel, nasıl teşekkür etsem bilemedim. Hediye almasanızda olurdu aslında çünkü bana en güzel hediye sizsiniz." Dememle hepsinin bana sarılması bir oldu. Hayatım boyunca arkadaştan yana hiç şansım olmadı çocukluk dönemlerinde Gökhan'dan başka kimsem yoktu. Liseye geçince de Elis'le tanışmıştım. Gökhan'dan ve Elis'ten başka arkadaşım yoktu benim. Ya kilomdan dolayı alay konusu oluyordum ya da maddi durumum onlardan iyi olduğu için kullanılıyordum. Üniversiteyi kazanınca tek korkum tek kalmaktı. Korktuğum başıma hiç gelmedi. İlk önce ikizlerle tanıştım, sonra toşko'yla sonrasında Ahmet'le en son Hakan'la tanıştım. O kadar merhametli, iyi insanlar ki hayatım boyunca arkadaşlık kurduğum için pişman olmayacağım insanlardı.
"Aaa! Dağılın haydi, ağlamak istemiyorum." Dedim ve hepsi bir an da bıraktılar.
"Haydi pasta yiyelim, sonra da hazırlanıp çıkalım." Dedim ve pastayı hepimize pay olacak şekilde keserken Araz ve Ilgaz geldi.
"Geldi benim belam." Dedim diğerlerinin duyacağı şekilde. Sonra kapıyı açtım.
"Buyurun hoşgeldiniz." Dedim.
"Ben çok kalmayacağım. Sadece hediyeni verip gideceğim ve şey belki bilmek istersin akşam ben çalacağım yanında hangi fakülteden kim var bilmiyorum ama Hamza ve Berkay diye bir çocuk daha olacak. Hamza baterist Berkay da piyona çalacakmış. Doğum günün kutlu olsun, iyi ki varsın." Dedi Ilgaz ve hediyemi verdi.
"Teşekkür ederim, sende iyi ki varsın ama senin nerden haberin oldu?" Diyerek sarıldım.
"Dün AVM'de gezerken çocuklar söylemişti. Yakın değiliz ama ben yine hediye almak istedim. Umarım beğenirsin." Hediye paketini açtıktan sonra içinden siyah, marka olan bir çanta çıktı.
"Çok güzel. Sen biliyorsun bu işleri sanırım. Yoksa bu kadar şık bir çanta, bilmiyorum yani." Dedim.
"İki abla ve bir kız kardeşle büyümek böyle bir şey, beğenmene sevindim."
"Teşekkür ederim. Bende beni düşünmene sevindim."
"Size iyi eğlenceler, ben kaçıyorum sahneyi ayarlıyorum. Akşam mutlaka bekliyorum." Dedi ve gitti.
"Sen niye Ilgaz'a sarıldın?" Diye sordu Araz.
"Ee sana ne Araz? Sen ne istiyorsun söyle bakayım?"
"Hediyelerini vermek için geldim. Doğum günün kutlu olsun Arden. Aramızda ne yaşanırsa yaşansın, sen istesende istemesende biz kardeşiz bu gerçeği kimse değiştiremez, değiştirmesine de izin vermem. Biliyorum sorunlar yaşandı keşke yaşanmasaydı ve ben senin yanında sana abilik yapabilseydim. Aral'la olan ilişkin gibi olmasını o kadar isterdim ki. Neyse geçmiş geçmişte kalsın istiyorum. Umarım bundan sonra geçirdiğin tüm doğum günlerinde beraber oluruz. Burda," dedi elinde tam beş paket hediye kutusu vardı ve devam etti.
"Burda, kızlarından, kardeşlerinden mahrum kalmış, bir anne, bir baba ve üç abinin hediyesi var. Beşi de en çok almak istedikleri hediyeleri aldı, değerlendirirken ona göre değerlendir lütfen."
"Teşekkür ederim Araz. Dediğin gibi geçmiş geçmişte kalıyor zaten ama Aral abimle olan ilişkimi asla kıskanma çünkü bu durumda olmamızın tek sebebi sen ve Arda. İçinizde Melike hanım, Mustafa bey ve Azat bey inandı bana. Siz ikiniz bana orospu damgasını yapıştırdınız. Hemde öyle kolay yaptınız ki bunu gram acımadınız, ben seni affederim Araz ama senin," dedim ve kalbini gösterdim.
"Senin şuran seni affedebilecek mi? Vicdanın affedebilecek mi? En önemlisi sen kendini nasıl affedeceksin Araz? Kaldı ki ben arkadaşlarıma sarılırken bile aynı gözle bakıyorsun."
"Aynı gözle bakmıyorum Arden, bakıyorum çünkü seni kıskanıyorum, ben daha sarılmamışken başkasının sarılması koyuyor bana." Dedi ve kapıyı çarpıp çıktı. Bu durum beni biraz üzmüştü, İstanbul'a döner dönmez sanırım konuşacaktım.
*****
"Ay yoruldum vallahi." Dedim. Eve geleli yarım saatten fazla olmuştu. Gelir gelmez kendime kahve yapıp dinlenmiş sonrasında valizimdeki kirlilerle temizleri ayırmıştım. Kendime geldikten sonra abimle Araz'la konuşacağımı söylemiştim oda buna saygı duymuştu. Öğrendiğim bilgilere göre abim Gamze'ye evlenme teklifi etmişti ailelerimiz tanıştığı için direk istemeye gidecektik. Ne ara bu kadar büyüdük anlam veremiyorum, normal şartlarda abimin evlenmesini asla istemezdim ama gamze benim için çok ayrı idi.On beş gün sonra
Abimin Gamze'ye evlenme teklifi etmesinden tam on beş gün geçmeşti ve bir dahaki ay Gamze'yi istemeye gidecektik. Öğrendiğimiz bilgilere göre kız istemeye aile büyükleri ile gidiliyormuş. Bundan kaynaklı biyolojik ailemizle konuşmuş bunu dile getirmiş,bunu seve seve yapacaklarını söylemişlerdi. Şu an da biylojiklerin evine yemeğe davetliydik. Aramızda ne yaşanırsa yaşansın onlara hiç bir zaman alışmayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FLECHAZO (FLECHAZO)
Teen FictionArden 23 yaşında bir genç kızdı. Bunca yıl ailesi bildiği insanlar gerçek ailesi değildi. 23 sene sonra ailesini bulmuştu. Aşık olduğu çocuk onu reddetmişti. Onun acısını yaşarken bir de anonim vardı. Bütün bu olaylara nasıl baksın bilemiyordu. Alla...