"Söz ver."
Kendisine gözlerini kısarak bakan çocuğa Minho güldü, "Söz," deyip başını eğerek kulağının altından uzunca öpmüş, geri çekilip elinden tuttuğu Seungmin'i de kaldırmıştı.
Seungmin de tıpış tıpış ona uymuş, "Çabuk affettin," diyen Hwa'ya dil çıkarıp işine devam etmişti. Kendi işine devam ederken akşam üstü annesini ve arkadaşını uğurlayan Minho kafeden içeri giren Hongjoong ve arkadaşlarını görürken hızla arkasını dönüp yürümeye başlamış, belinden tuttuğu Seungmin'i sürükleyerek mutfak kısmına çekmişti.
"Ya ne yapıyorsun?"
"İşten ayrılsan mı artık ya?" dedi Minho. Düşünceyle kaşlarını çattı. "Bilgisayar parası falan da halloldu bence, ne dersin?"
Seungmin gözlerini kıstı. "Ne görmeyeyim diye beni işten çıkarttırıyorsun sen?"
"Hiçbir şey."
Sırıttı. "Bakayım hiçbir şey mi?"
Hızla Minho'nun kolunun altından kaçıp dışarıya çıkmış, tam da sipariş veren arkadaş grubu ile karşılaşmıştı. "Seungmin, selam."
"Selam Chang Yub," dedi Minho. "Vize haftan değil mi senin?"
"Yoo, değil." dedi Chang Yub. Minho'nun yanında kalan çocuğa baktı. "Nasılsın görüşmeyeli?"
Minho öne geçti. "İyiyim, sen?"
Chang Yub iç çekti. "Seungmin ile konuşuyordum."
"Kusuruma bakma," dedi Minho sanki az önce uyuzluk yapan o değilmiş gibi, Seungmin gülerken devam etti. "Gözlerin biraz şaşı galiba da bana bakıyorsun sandım."
Seungmin gülüşünü tutarak çocuğa baktı. "İyiyim, sen?"
"Ben de iyiyim."
Onlar sipariş verirken masalarına kahveleri götüren Seungmin'in elinden tepsiyi alıp kendisi gitmiş, Minho Seungmin'e bakarak "Çok güzel," diye mırıldanan çocuğun görüş açısına kendisini sokmuştu.
"İltifatın için teşekkür ederim Chang Yub."
Masadaki diğer çocuklar gülerken Minho kahveyi masaya bıraktı yüz ifadesini düzeltip, çocuğun yüzüne yaklaştı. "Bir daha," dedi ciddilikle. "Benim yanımda veya ayrı, onunla ilgilendiğini görürsem bu kadar sakin kalmam, haberin olsun."
İşaret parmağı ile çocuğun çenesinin altına hafifçe vurup geri çekilmiş "Afiyet olsun," diyerek uzaklaşmıştı. Az önceki ana uzaktan dahil olan Seungmin, yanına gelen Minho'ya baktı hızla. "Ne oldu, ne dedin de kaldı öyle?"
"Hiçbir şey." dedi Minho rahatça. "Bir daha sana yürürse yürümemesi için ayaklarını koparacağımı."
"Minho ya, başına bela alacaksın."
"Almam ben, merak etme sen," deyip tezgahı silmiş, erken çıkacakları için saati kontrol edip önlüğünü sökmüştü. "Hadi çıkalım."
Hwa'ya selam verip ayrılan ikili eve doğru yürürlerken "Film izleyelim," diyerek onu kendi evlerine çekmişti Minho. Seungmin ile ikisine atıştırmalık hazırlarken Seungmin de onun odasında, bilgisayardan film bakıyordu.
İyi bir gerilim filmine karar verip üstündeki Minho'nun eşofman ve tişörtünü düzeltip arkasına yaslanmış, mutfaktan ona doğru yürüyen Minho'ya bakmıştı. "Filme karar verdin mi?"
Kafa salladı. "Gerilim? Hava da kapalı zaten, güzel olur diye düşündüm. Film yeni çıkmış, güzel bir şeye benziyor."
"İzleyelim bakalım."
Tabakları kucaklarına almışlar, erkenden eve dönmenin keyfini çıkarırlarken Seungmin başını Minho'nun omuzuna koymuş, öyle izliyordu. Cipsi bırakıp ellerini temizlemiş, koluna sarılmıştı. Minho kolunu ondan çekti, kendisine merakla bakan çocuğun aksine çektiği kolunu omuzuna sararken Seungmin gülümsemiş, filme dönmüştü.
Ara sıra filme yaptıkları eleştirilerle zamanı devirirken son sahnelerde "Salak," dedi Seungmin. "Bile bile tünele giriyorsun salak. Of, al işte ya!"
Bir anda çıkan yaratık, karakterin üstüne atladığında Minho, Seungmin'in tepkisine hafifçe gülmüş, kargaşa sahnesinden sonra en son yaratık tünelin içinde kaybolduğu gibi film biterken Seungmin yüzünü buruşturdu.
"Bunu mu süper bulmuşlar? Bu ne?"
Bilgisayarı kapattı. "İğrençti."
"Boşver filmi, uyuyalım." diyerek ona sarıldı ve ikisini de yatağa uzandırdı Minho. Seungmin'in beline sıkıca sarılıp kendisine çektiğinde "Ya," dedi Seungmin yerine gelen keyfiyle. "Uykum yok benim."
"Benim var, hadi uyuyalım."
Minho tekrar onun boynuna yerleştiğinde huylanarak gülmüş, kendini geri çekmişti. "Aklımı kaybedeceğim senin yüzünden," diye konuştu. "Gerçek mi değil mi sorguluyorum hâlâ bir şeyleri?"
"Gerçek." dedi Minho, kolunu onun yan tarafına koyup bir anda üstüne çıktığında Seungmin nefesini tutarak ona bakmıştı. Gözlerini büyüten Seungmin'in haline gülüp eğilerek dudaklarını yanağına bastırdı önce. "Bak bakalım değil mi?"
Dudaklarını onun yüzünde gezdirmeye başladığında öpücükleri yüzünden Seungmin'in gözleri istemsizce kapanmış, onun göğsüne tutunmuştu. Avucunun altında atan Minho'nun kalbini hissederken "Gözlerini aç," diyen adamla hangi ara kapattığını bilmediği gözlerini araladı.
Aralamasıyla beraber Minho'nun yüzünü fazlaca yakınında görürken Minho ona baktı. "Seni seviyorum."
Sonra eğilip Seungmin'in kulağına fısıldadı. "Seni seviyorum." Güldü kısıkça. "Sence gerçek mi?"
"Minho..." Seungmin donakaldığında Minho boynundan çekilip yüzlerini tekrar karşı karşıya getirdi. "Hım?"
"Sevgilim olsana," dedi Seungmin aniden. "Bir anda seni öpmek istiyorum, sana sarılmak istiyorum, artık kıskandığımda içimde yaşamak istemiyorum."
Sözleri Minho'nun gülmesine sebep olduğunda Minho oyuncu bir tavırla "Siz beni sevmiyor musunuz Kim Seungmin-shi?" diyerek dudaklarına yaklaşmış, Seungmin gülmüştü.
"Seviyorum," dedi. "Çok seviyorum."
Kollarını boynuna sarmasıyla beraber Minho "Hım," demiş, dudaklarına kapanmıştı. "Olurum sevgilin."
Seungmin'in alt dudağını kendi dudaklarına hapsettiğinde tek eli yatakta, diğer eli altındaki çocuğun belindeydi. Tişörtünün altından yavaşça belini okşarken Seungmin daha sıkı sarıldı boynuna, dişleriyle hafifçe onun dudaklarını çekiştirirken gerçekliğini idrak edene kadar öpmüş, nefesi kesildiğinde geri çekilmişti.
"Gerçekten kör olmalıyım," dedi Minho. "Böylesine güzel birini daha önce fark etmediğim için."
Seungmin mutlulukla gülerken, Minho onun dudaklarına kapanmadan hemen önce fısıldadı. "Ama sorun değil, bundan sonra sadece benimsin sevgilim."
***
bunlar çok güzel oldu, başlarken bu kadar güzel bir 2min hayal etmemiştim 😭🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
youtiful, 2min ✓
Fanfiction"baktığın yerdeyim... gözlerinde göz bağı var." | friends to lovers