1.0-Mektup-

4.3K 302 66
                                    

Ormandaki Avcı'nın onuncu bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

"Veronica hayır!" diye bağırıyordu. Ama ben koşmaya devam ediyordum. Kendimi ne durdurabiliyordum nede geri döndürebiliyordum.

Ellerim kalbimde koşuyordum.

Koştuğum kişi ise içler acısıydı.

"Veronica sana zarar verecek! " dedi arkamdaki ses. Ona gitmeyi herşeyden çok istiyordum ama gidemiyordum. Ben önümde duran elinde kılıcı olan kişiye koşuyordum.

Onun yanına gelince gülümsedi.

"Sonunda geldin. " dedi Justin. Korkulu gözlerle ona baktım. Elinde kılıç vardı. Kılıç baştan sona kanla kaplıydı.

"Veronica geri dön!" Arkamdaki Salver'ın sesi ile gözümden yaşlar aktı. Geri dönemiyordum.

"Bana yumruk atmak neymiş göreceksin küçük fahişe!" diyerek elindeki kılıç ile bileğime derin bir kesik attı. Acı ile çığlık attım.

Dengemi kaybedip yere düştüm. Kafam yere çarpınca gözlerim karardı.

"Veronica!" diyerek yanıma gelen kişi ile gülümsedim. Başımı ellerinin arasına aldı. "Altıncık?" dedi.

"Altıncık lütfen ölme!" diye bağırdı. Ama gözlerim çoktan kapandı.

"Altıncık!"

Gözlerimi sıçrayarak açınca etrafa baktım. Ormanda değildim. Yanımda Justin ve Salver yoktu. Kimse yoktu. Bileğimde kesik de yoktu. Aksine sargı vardı.

Aklıma dün gece okuduğum mektup gelince gülümsedim.

Kapımın çalması ile bir anda korktum.

"Kim o?" diye bağırdım. Sabah sabah Justin'i çekemezdim.

"Benim teyzen." Deyince yataktan kalkıp kapıya koştum. Kapıyı açıp karşımdaki kadına sarılacaktım ki geriye çıktı. "Elimde tepsi var hayatım." Başımı sallayıp bende geri çekildim. Yatağın üzerine oturup gelmesini bekledim.

Gülümseyerek yanıma oturdu.

"Nasılsın bakalım?"

"İyiyim. Sen nasılsın?" Pek iyi sayılmazdım. Gözleri dudaklarındaki yaraya gidince içi acıyormuş gibi baktı. "Oraya ne oldu?" Omuz silktim. "Justin yaptı. " dedim gayet net bir şekilde. "Justin mi? Onu küçüklüğünden beri tanıyorum. Asla kimseyi incitmez. Eminim ki bir sorunu vardı." Onu resmen savunuyordu. Her ne kadar sinirim bozulsa da susmakla kaldım.

"Elini de mi o yaptı?" Başımı salladım. Kaşlarını kaldırıp bir süre elime baktı. "Çok geçmiş olsun kuzum." dedi dudaklarını büzerek. Uzanıp elini tuttum ve sarıldım. Ondan ayrılınca kucağındaki tepsiden bir kaşık meyve lapası verdi. Bu yemeği pek sevmezdim. Ama bildiğime göre krallık bu tarz yemekleri sürekli olarak farklı aromalar ile pişiriyordu.

Ağzıma gelen şey ile resmen şok oldum! Hayatımda yediğim en güzel yemeklerden biriydi! Lapadan nefret ederdim. Ama bu! Çok güzeldi. Ağza mayhoş bir tat veren meyve konulmuştu. Ayrıca tadı dengelemek için ekşi ile tatlı meyveleri eşit miktarda konulmuştu.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now