-Küsmezsennnnn.....

Hakan gözlerini devirdi ve resmen çocuk gibi dudağını şişirdi.

Eray eşinin ve oğlunun bu halini gülümseyerek izliyordu.

-Rıdvan dedemin şirkete gitsem orda ona ve diğer mimarlara danışarak alsam diyorum.

"Yooo sen baya dedemi özledim, ordanda çiftliğe gidip Rüzgarımı görmek istiyorum diyorsun."

-Babaaaaa kaç bu annem çok tehlikeli ben ben gerçekten ürktüm şuan bak bak dikenlerim tüy tüy.

"Birde dalga geçiyor anne ile... dedeni arayıp müsait olup olmadığını sor tatlım benim için sıkıntı yok. Babanda olur derse haftasonunu çiftlikte geçirebiliriz."

Burak babasına baktı. Hakan boynunu geriye atıp öpersen tamam dedi.

Burak her ikisinide öperek işe uğurladı.

Telefonu eline aldı dedesini aradı ilk çalışta açıldı.

-Dede

Rıdvan: Söyle dedesinin kıymetlisi

-Dedem bugün müsaitmisin?

Rıdvan: Senin için her zaman yakışıklı.

-Ya dedeeeee o zaman ben bir saate şirketteyim ordanda çiftliğe geçer miyiz?

Rıdvan: Ben bugün kime ne iyilik yaptımda böyle güzel haberlerle ödüllendiriliyorum:)

Mutluluğu sesine yansımıştı dedenin. Kısaca geliş sebebini de anlatıp görüşmek üzere diyip kapattılar telefonu....

1 saat sonra Burak Rıdvan Dedesinin mimarlık şirketinin kapısındaydı.

Gergin hissediyordu little tarafı alıştığı ortamlar dışında ve özelliklede yalnızsa tetikleniyordu.

İçinden 10 kadar saydı. Omzundaki elle arkasına döndü ve Turgay abisimin yüzü ile rahatladı.

Turgay: Hadi bakalım ufaklık daha beklicek misin?

Şirkete girip asansöre bindiler en üst kata basıp beklemeye başladılar.

Kapı açıldığında Dedesinin sekreteri onu kapıda karşıladı ve odaya kadar eşlik etti.

Turgay: Ben buralardayım telefon 📞 işareti yaptı.

Bu bişeye ihtiyacın olurda ararsın demekti.

Burak kafa salladı odaya doğru gitti kapıyı çaldı gel komutu ile içeri girdi.

Rıdvan: oooo kimler gelmiş....

- Ya dede, çok özledim.

Rıdvan : Hadi ordan eşek sıpası özlesen gelirdin. Dedi tatlı bir sitemle.

-Yalnız bir Rıdvan Kahraman kolay olunmuyor, bizde ona layık bir Kahraman Caner olmak için canla başla çalışıyoruz lütfennn..

Rıdvan: Sıpa aferin böyle devam gurur duyuyorum seninle aslan torunum.

Konuşmayı kapının sesi bölmüştü. Rıdvan bey otoriter bir sesle gellll dedi.

Sekreteri selam verip;
" Efendim Deniz beyler geldiler."

Rıdvan: Al içeri bekletme kızım....

Rıdvan beyin bir eli torununun omuzunda duruşunu dikleştirip misafirini beklemeye başladı.

Kapıdan tüm karizması ve ihtişamı ile Deniz girdi.

Deniz gördüğü görüntünün gerçekliğini sorguluyordu şuan her yerde aradığı kara gözlüsü karşısındaydı....

Bu çocuğu her gördüğünde neden sürekli birilerine sarılıyor oluyordu?

Bu düşünce Denizi çıldırtıyordu.

Rıdvan: Hoş geldiniz Deniz Bey

Deniz çabuk toparlanıp kendisine uzatılan eli sıkıp;

Hoş buldum Rıdvan Bey sizinle çalışma onurunu bana verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Bu sözleri gözlerini meftunu olacağından emin olduğu kara gözlere bakarak söyledi.

Rıdvan: O şeref bana ait Deniz Bey

Tanıştırayım gelecekteki meslektaşım, kıymetli torunum Burak

Demiz mutluluğunu tarif edicek kelime bulamıyordu sevdiğinin adını öğrenmiş şimdi ellerine dokunuyor teninin ateşinde yanıyordu.

Çok memnun oldum Burak, bende Akexsandır şirketler topluluğunun Başkanı Deniz Alexsandır.

Tüm bu konuşmalar olurken Deniz tuttuğu eli bir an bile bırakmamıştı.

- Bende memnun oldum Deniz Bey

Lütfen sacede Deniz....

Burak kalbinin neden bu kadar hızlı attığını yada bu mavi gözlerden gözlerini neden çekemediğini anlayamıyordu.

Çok yabancısı olduğu duygulardı bunlar...
ilk kendini toparlayan Burak oldu elini istemeye istemeye çekti.

Deniz;

Buldum seni

Benim küçük sevgilim...

Bölüm Sonu Canavarı....

KıymetliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin