💞 Bölüm 11💞

En başından başla
                                    

 

“Öyle mi? birincisi neymiş peki?”

 

“Manzara.” Dedim ve sırıtışı daha da büyüdü. “Trilyonluk değerindeki başyapıta bakmak hayatımda gördüğüm en güzel manzara.”

 

Bu sefer kahkaha attı. “Trilyonluk değerinde başyapıt mı?” tekrar kahkaha attı. O sırada koridordan ses gelince ikimizde nefesimizi tuttuk. Ayak sesi Arda’nın odasına doğru yaklaşmaya devam edince korkuyla bütün tüylerim ayağa kalktı. Çantam neyse ki yerde yatağın hemen dibindeydi. Kapının göremeyeceği yerdeydi. Ayak sesi tam kapının dibinde durdu ve kapı kolu aşağı inmeden önce iki kez kapı tıklatıldı. Ben ise banyo kapısının biraz daha gerisine gittim. Arda kapıyı uyuyor olduğunda hemen duymayacağı için tepki vermedi. Gözleri sadece bana kilitlenmişti. Kapı bu sefer daha sert çalmaya başladı.

 

“ARDA! Yatağa kız mı attın!” diye bağıran annesiydi. Kahretsin. Annesi beni burada görürse büyük bir katliam çıkardı. Arda koşarak koltuğun üstündeki tişörtünü giydi. Kapının kilidini çok yavaş şekilde çevirip kapıyı açtı. Annesini de Arda’yı da buradan göremiyordum ama yatak hala görüş açımdaydı. Korkudan nefesimi tutmuştum. Uzun bir sessizlikten sonra kadın derin bir iç çekti. “Bir ses duyduğumu sandım.” Dedi. “Neyse, uyandırdığım için kusura bakma.”

 

“Önemli değil.” dedi Arda çok sakin bir ses tonuyla. Böyle bir durumda nasıl bu kadar sakin kalabiliyordu. Ben olsam tepkilerimle ve beni saran panikle kendimi ele verirdim. Kapı kapanınca tuttuğum nefesi saldım. Böyle bir korkuyu bir daha asla yaşamak istemediğimden emindim. Arda kapıya yaslanıp bana baktı. “İyi misin?”

 

“Sanırım ikimizde kendimizi çıkmaza soktuk. Ailelerimiz öğrenince küplere binecekler.”

 

Gözlerini kıstı. “Bu seni vazgeçirir mi?” ona şaşırarak baktım. Bunu bana sormuş muydu gerçekten? Vazgeçmemi istemiyor muydu? Benim için savaşacak mıydı yoksa? Ne dediğini yeni fark etmiş gibi irkildi. “Yani demek istediğim…” derin bir iç çekti. Parmaklarını saçlarının arasından geçirip kafasını öne eğdi. “Senin incinmeni istemiyorum, Beste. Seni kendim hele hiç incitmek istemiyorum. Benim için değerlisin. Önemlisin.”

 

Bu cümle öyle bir içimi ısıtmıştı ki kimse umurumda değildi. “Sanırım beni eve bırakman gerekiyor çünkü ev halkı uyandığından camdan çıkmamız gerekecek.”

 

“Buraya kadar neyle geldin?”

 

Bacaklarımla.” Dedim sırıtarak.

 

“Beste!” dedi dişlerinin arasından. “Bunun şaka olduğunu söyle lütfen!” ona bakmayı sürdürdüm ve kafasını iki yana salladı. Sinirliydi hem de çok. Bunu çenesinde seğiren kaslarından dolayı anlıyordum. “Bunu daha sonra tartışacağız, Küçük Hanım. Ama şimdi bir kulak misafirimiz varken sessiz olmak zorundayız.” Dediğinde annesini kastettiğini anlamam birkaç saniyemi aldı. Beni banyodan çıkarmak için elimden tutup çekiştirdi. Dolabına uzanıp bir kot ve tişört çıkardı. Hızla giyinip parmaklarıyla saçlarını taradı. Ben converselerimi giyerken o da çantamı yerden alıp bana uzattı.

Bize Güven! (Büyük Sırlar Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin