2.6-Av-

3.2K 219 22
                                    

Ormandaki Avcı'nın yirmi altıncı bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

Güneş inatla gözlerime değerken üstümdeki yorgana biraz daha gömüldüm. Uyanmak istemiyordum. Uyumak istiyordum.

Birkaç dakika uyumaya çalıştım ama uyuyamadım. Yorganı üzerimden atıp yataktan kalktım. Dün Salver'ın getirdiği odadaydım.

Odada duran dolabın karşısına geçtim. İnce bir boy aynası vardı. Aynadan kendi yansımama baktım. Yüzümde günler önceki yaraların aynısı vardı. Fiziksel olarak herşeyim aynıydı. Ama ruhsal olarak aynı değildi. Günler önceki halim içler acısıydı. Günler önceki halime bakılsa güçsüz, aciz, ezik, mutsuz ve hayattan soğumuş bir Veronica görürlerdi. Ama şimdiki halime bakılsa güçlü ve mutlu Veronica görürlerdi. Sarayda yaşadıklarımı unutmam gerekiyordu artık. Gelmiş ve geçmişti.

Bunların hepsini bana unutturacak tek kişi Salver'dı. Bu yüzden Salver benim için değerliydi.

Salver'ın yanındayken kendimi seviyordum.

Kolumdaki tokayı alarak saçlarımı topladım. Perçemlerim önüme düşmüştü ve hoş gözüküyordu. Saçlarım Salver'ın saçları kadar havalı değildi ama yine de güzeldi.

Üstümde dün giydiğim elbise vardı. Oldukça kirlenmişti ama yanıma giyecek birşey almamıştım.

Gülümseyerek odadan çıkınca burnuma taze yemiş kokusu geldi. Koridorda ilerledim ve merdivenlerden inip salona geldim. Salver şöminenin başına geçmiş odun atıyordu.

Kale sıcacıktı. Dışarısının buz gibi olduğuna yemin edebilirdim.

Benim geldiğimi anlamış bana dönmüştü.

"Günaydın." dedi. O güzel yüzüne gülümseme yerleşmişti. Siyah saçları her zamanki gibi mükemmelken saçlarına özenmemek elde değildi.

"Günaydın. " dedim aynı sıcaklıkla. Gülümsemesi genişlerken koltukların arasında bulunan büyük sehpaya baktım. Yeşil yemişten vardı. Kahvaltı masası çok güzel gözüküyordu.

"Sevdiğinden yoktu kış vakti geldiği için. Bende bunları buldum. " dedi ateşe odun atarken. Kaşlarımı çattım. Benim için yemiş toplamaya gitmemişti değil mi?

"Sen yemiş toplamaya mı gittin?" diye sordum. Başını aşağı yukarı salladı. "Teşekkür ederim. " dedim. Ayağa kalkıp bana döndü. "Asıl ben teşekkür ederim. " deyince kaşlarımı çattım. "Ben teşekkür edilecek birşey yapmadım ki." Omuz silkti. "Süs olsun diye toplamadım bunları Altıncık. Hadi bakalım sen yemeğini ye ben iki dakikaya geliyorum. " Koltuğa otururken güldüm. "Sayacağım iki dakikaya gelecek misin bakalım." Göz kırptı ve koridora girdi.

Mavi tabaklara konulmuş yemişlerden yerken bir yandan da saniyeleri sayıyordum.

İki dakikanın bitmesine saniyeler kala Salver yanıma geldi.

"İyi zamanlama. " dedim. Güldü. Şimdi farketmiştim. İki dişi diğer vampirler gibi sivriydi. Bu zamana kadar hep dudakları kapalı gülümsemişti yada kafasını geriye atarak kahkaha atmıştı. O dişlerle bir kez daha korkunç bir görüntüsünün olduğunu anladım. Çok güzeldi. Kusursuzdu. Ancak korkutucu bir güzelliği vardı. Ürkütücüydü. Onda korkuyordum ama ona güveniyordum.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now