🌾 3. BÖLÜM: AY IŞIĞINDA 🌾

184 80 22
                                    

Ben seni gördüm ay ışığında...



Bazen insan tanıdık bir hisle karşı karşıya gelir. Şöyle bir sarsılır. Düşünür, lakin onu bu kadar etkileyen şeyin ne olduğunu bir türlü bulamaz.

Öyle bir hisse kapıldım.

Bu kadında beni etkileyen ve beni düşündüren ne vardı? Yavaşça bana doğru gelmeye başladı. Kendinden emin tavrı ve yürüyüşü mekanı sallıyordu diyebilirim.

Derken o adam, gülmeye başladı. Benim hiç görmediğim bir gülüştü bu. Hiçbir insanda denk gelmediğim türden.

Kadın yaklaşırken üstünü başını düzeltmeye başladı. Ona kadın da dememek gerekti sanırım.

Melahat Hanım.

"Senin sözlerine ne zaman inanmadım ki ben?"dedi üzerini düzelten adam. O, kadını tanıyordu ve bakışları bana yalan söylemiyordu. Karı koca mıydı bunlar?

İlk defa bu kadar büyük bir sevgi hissediyordum.

Ben öylece onlara bakarken ikisi de bana gülümseyen gözlerle baktı. Utanıp gözlerimi kaçırdım. Melahat hanım , başındaki şalı düzeltip omuzlarından arkaya attı. Bakışlarında çok güzel bir ışıltı vardı.

Hastane odasındaki gibi her şeye hakim, otoriter ve sevgi dolu... Elini kocası olan adamın omzuna koyup dizleri birbirine değer şekilde benim tam karşıma oturdu. Kocasının gözleri yüzünden bir saniye dahi olsa ayrılmıyordu.

Öyle derin ve huzurlu bir gülüş vardı dudaklarında.
Baktıkça bakıyor, derinliklerinde kayboldukça kayboluyordu.

Yerleştikten sonra o da kocasına öyle bakmaya başladı. Aralarından geçtiğini gördüğüm o bağ, nasılda beni içine çekiyordu. Onlara bakmamak için camiyi biraz daha izledim.

Huzur kat sayım katlanıyordu. İşlemelerine, güzelliğine ve huzuruna ve tabikide her ne kadar inkar etsem de bu iki insanın güzelliğine hayran olmuştum.

Ne kadar o şekilde oturduğumu bilmiyordum. Isınmış ve rahatlamıştım. İkisi de beni sabırla beklemişti, sessizce oturup birbirimizin sessizliğinde dinlendik.

İkisinin bakışlarını üzerimde hissediyordum ara sıra. Bende onlara kaçamak gözlerle bakıyordum.

"Çok şükür yanılmadım." Kadın, kocasının omzuna hafifçe ittirerek konuşmaya başladı. Ne kadar neşeli ve hayat dolu bir kadındı böyle. Onun gülüşü üstüme alınmama sebep olmuştu. Çok mu komik bakıyordum etrafa? Ah sarı gözler!

"Dediğim kadar inatçı mıymış Yavuz?" Kısık bir gülme geldi adamdan. Uzanıp, kadının şalındaki saçı içeriye geçirdi ve yanağını eline yaslayıp gözlerine dolu dolu baktı.

"Evet, inatçı ve çok güzel bir kızımızmış. Görünce daha iyi anladım." Kadın, küçük bir çocuğun zafer edasıyla sevindi, kocaman bir gülüşle bana döndü.

Kocası kafasını iki yana sallayarak bana döndü.Ne kadar huzurlu ve güzellerdi.

Birbirine yaslanmış birbirini tutuyorlardı, eşten çok sevgili gibiydiler. En azından birileri mutlu yuvalar kurmuştu. Bizim aksimize.

Konuşmadılar ama sustular ve yeri izlediler. Bende ne gördüklerini bilmiyordum. Bana mahsun ve endişeli bir şekilde bakıyorlardı. Anlamamıştım ve bir şeylere anlam yüklememem gerektiğini bildiğim için boşverdim.

Yine susmuştuk, ben artık her yerini görüp öğrendiğim camiiyi incelemeyi bırakmıştım. Çok uykum geliyordu. Adam, elini cebine atıp bir şeyler aramaya başladı. Bulamadı başta telefona baktı. Birkaç basit hareketin ardından telefonunu cebine koydu.

🌾BOZ-KIR'IN DİRİLİŞİ🌾Where stories live. Discover now