2.8-Küçük Şövalye-

2.7K 199 46
                                    

Ormandaki Avcı'nın yirmi sekizinci bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

Salver benden ayrıldı ve gözlerime bakıp gülümsedi.

"Peki küçük şövalye. Yarından itibaren kendini savunmayı ustasından öğreneceksin."
"Teşekkür ederim Prens Salver. " dedim aynı ses tonuyla. Güldü. Bende güldüm.

Kar taneleri ikimizin de yüzüne düşerken siyah gözlerine baktım. Sadece gözlerine bakılsa bile içimdeki ateş sönerdi. Her şeyiyle mükemmeldi bu adam. Gözleri parlarken kalbimin eridiğini hissettim.

Şiddetli bir rüzgar esince Salver soğuktan kırmızılaşmış dudaklarını araladı.

"İçeri geçelim artık. Epey soğuk oldu. " Başımı iki yana salladım. "Hayır. Biraz daha duralım. " dedim. Kaşlarını kaldırdı.

"Karnında küçük de olsa bıçak yarası dururken, kolun iyileşmiş olsa da ufaktan hasarlıyken nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsun?" Sesi hem dalga geçer gibiydi hemde otoriterdi. "Dinlenmen gerekiyor Veronica. " Adım onun dudaklarından çok güzel çıkmıştı. Sanki isim söylemiyordu da ruhları iyileştiren, kalpleri ısıtan bir melodi çıkarıyordu.

Omuz silktim. "Onu bende bilmiyorum ama kar ile biraz daha oynamak istiyorum. "

"Yirmili yaşlarda küçük bir kızsın. " dedi tek kaşını kaldırarak. Ellerimi belime koydum.

"Bunu az önce benimle kar topu savaşı yapan adam mı söylüyor? Pardon yirmili yaşlardaki çocuk!" dedim onu taklit ederek. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

Ben ona bakarken arkasını döndü. Kaşlarımı çattım. "Ne oldu kü- diyordum ki karnıma gelen kar topu ile öylece kaldım. Ateşkes falan kalmamıştı.

Eline daha büyük bir kar topu alırken ondan önce davranıp küçük kar topunu onun tam da yüzüne fırlattım.

Yüzü tamamen karla kaplanınca kahkaha attım. Yüzündeki karları temizlerken toplamda üç tane daha kar topu attım.

"İntikamı ağır olacak biliyorsun değil mi?" dedi gülerek. Omuz silktim.
"Umrumda değil küçük çocuk!" diye bağırdım ve koşmaya başladım. Bahçenin arkasına gelince durdum. Burası çok daha büyük ve güzeldi.

Salver'ın adım seslerini duyunca arkamı dönüp ona baktım. Ancak bana gelen devasa kar topu ile bakmaya devam edemedim. Boynumdan aşağısı olduğu gibi kar olmuştu.

Salver kahkaha atarken pelerinimi silkeledim.

"Sanırım küçük çocuk değilsin. " dedim. Kafasını geriye atıp kahkaha attı. "Ama bende küçük kız falan değilim. Sadece çocuk ruhlu bir elfim. Yani büyüğüm ama çocuk gibi davranıyorum. Yani şey.....çocukça hareketler yapıyorum. Ama bazen. Çok nadir oluyor. Anlayacağın be- demiştim ki omzumdan tutup beni ittirmeye başladı.

"Yürü küçük şövalye artık kaleye girmelisin." dedi yumuşacık ses tonu ile. Ellerimle ağzımı kapatıp kıkırdadım.

"Komik birşey bulamıyorum küçük şövalye. "
"Bende bulamıyorum. "
"O zaman neden gülüyorsun?"
"Bilmiyorum. " Gülmeye başlarken bende güldüm.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now