🌾7. BÖLÜM: MURÂT - KADER 🌾

117 63 17
                                    

İnsanoğlunun kaderi
Yaşanmadan sezilmezmiş
Cevahir taşın kıymeti
Ehlolmazsa bilinmezmiş

Yürekte yare sızlar
Vurunca ağlar bazılar
Alna yazılan yazılar
İstesen de silinmezmiş

~1 saat önce~

Tamer Ali indiği siyah aracından başını kaldırınca "Halk Eğitim Merkezi" yazan tabelayla kısa bir an bakıştı. Burası onun dinlenme alanıydı. Burada nefes alabiliyordu bir tek.

İçinde uyanan huzurla geniş giriş kapısından içeri girdi. Koridorun az ilerisinde ders işlenen sınıflarda bulunan kadın ve erkek topluluğuna kapılarından eğilerek kocaman bir kolay gelsin diledikten ve aynı coşkuyla cevap aldıktan sonra yüzünde güzel ve huzurlu bir gülüşle hızlıca kendi odasına giden merdivenleri tırmanmaya başladı.

Uzun vakur adımları ile kendisine müdürlük olarak hazırladıkları odasına doğru adımladı. Bugün ona yardım eden adamı ortalarda yoktu.
Şaşırmıştı, belediye başkanı olmasının yanında ona yaverlik eden bu adam hiç ortalardan kaybolmazdı. Tipik bir lahavle çekerek koridorda yürüdü.

Burası eskiden Halk Eğitim Merkezi'ydi lakin birkaç yıl önce terk edilmeye yüz tutulan bu binayı yeniden imar etmek Tamer Ali'ye düşmüştü. Belediye başkanı da destek verince el birliğiyle sorun çözülmüştü. O gün bugündür büyük bir tutkuyla buraya ve insanlarına sahip çıkıyordu.

Aslında bugün işi yoktu ama iş başvurusunda bulunan bir öğretmen olduğu haberi gelince onu kendi yerlerinde ağırlamak fikri daha cazip gelmişti. Onun için öğretmen demek çok şey demekti.

Böylesi daha iyi olurdu, bilinmezlik ve garipliklerle dolu o hayatlarından biraz olsun uzaklaşmak, kafa dağıtacak şeylerle nefes almak çok iyi gelecekti zihnine.

Buraya geldiği için bir kez daha kendini tebrik etti. Öğretmen ve işçi alımı yapmaya başlamıştı. İstihdamı arttırmak için yeni iş alanları da açmak istiyordu. İlk alımlardan sonra kimse gelmemişti kısa bir aradan sonra yeni başvurular olmuş ve buraya deneyimli bir müzik öğretmeni başvuruda bulunmuştu. Yani en azından Hamdullah öyle söylemişti Tamer Ali'ye.

Gelmeyedebilirdi. Nitekim gelmesi çok iyi olurdu zira insanların müzikle içli dışlı olmaları gerektiğini düşünüyordu Tamer Ali , bu yüzden gelecek olan yeni öğretmenin herkese iyi geleceğini düşünüyordu. Müzik ruhun gıdasıydı.

Özellikle her haftanın altıncı gününde verilen "Karışık Kaset Türk Müziği" konserlerinin de öncüsü olmanın ve aksamamasının getirdiği haklı gururu yaşıyordu içten içe. Bazen kendisi çıkar söyler bazen ağabeyi bazen de babası ama illaki biri soliste eşlik ederdi.

Şu son günlerin en güzel anı gibi gelmişti öğretmen alımı. Yeniden o günlere dönebileceklerdi. Özellikle tamamen abisi ve dış sorunlarla çalkalandıkları şu günlerde bu umut ve meşkale ona çok iyi gelmişti.

Başını, gıcırdayan merdivenlerinden ileriye doğru kaldırmıştı. Her yer ahşabın farklı bir atmosfer yaratan kokusuyla dolup taşmıştı. Kapısının yanına monte edilen boy aynasından saç ve üst giyim kontrolü yaptı. Modundaydı.

Odasının gıcırdayan kapısını açıp içeriye girince içerde koltuğa oturan biriyle karşılacağı aklının ucundan dahi geçmiyordu. İç güdüsel olarak gerilip silahına dokunsa da koltukta siyah şallı yuvarlak yüzlü bir kızın tüm dünyayı döndürecek derecedeki o güzel gülümsemesi ve o saniye ayağa kalkınca ortaya serilen endamı ile eli silahında değil kalbinde kalıvermişti.

🌾BOZ-KIR'IN DİRİLİŞİ🌾Where stories live. Discover now