9- Dağ evi

3.8K 255 72
                                    

Ben geldim...

Nasılsınız bakalım?

Bol bol yorum ve vote bekliyorum arkadaşlar!!!

Keyifli okumalar...

Yirmi. Bugün tam yirmi yaşımı dolduruyordum. Normalde evde olsaydım sabah kalktığımda herkes kutlardı. Yeğenlerim tatlı dilleriyle " Doğum günün kutlu olsun' der kucaklardı. Bir tek benim değil ailenin bütün fertlerinin doğum günü böyle olurdu.

Ama yirminci yaş günüm hiç te alışıla gelmiş olmadı. Başka ülkede, başka şehirde ailemden uzakta geçirdiğim ilk doğum günümdü.

Mutsuz muydum?

Hayır...

Mutsuz değildim. Çünkü burada da bir aile edinmiştim kendime. Onlar da beni kızları gibi bağrına basmıştı. Sağolsunlar, benim için anne babamı arayarak sürpriz bile yapmışlardı.

Saat sabahın yedisiydi. Sonbahar aylarında olduğumuz için gün biraz geç ayıyordu. Gerçi takırtı seslerinden anlaşılıyordu ki Hasan amca ve Gülperi yengem namaza kalkmıştılar.

Kızlar gece ikide gitmişti ve ben uykuya dalana kadar saat üçü bulmuştu muhtemelen. Bilinmeyen numaradan gelen mesaj geldi yine aklıma.

Acaba kimdi bunu atan? " Teşekkür ederim. Tanıyamadım sizi? Kimsiniz?" Diye cevap yazmıştım. Bir ihtimal Hülyanın doğum gününde ayak üstü tanıştığım kızlardan biridir dese, bir kız bana niye prenses desin ki.

Bilmiyorum...

Yatakta biraz tembellik yapmak için, telefonu elime aldım. Yine bir sürü mesaj gelmişti. Gülümsedim. Aşağıdaki bilinmeyen numaraya kadar kaydırdım. Ekrandaki bilinmeyen numaranın üstünde yazıyor numarasını gördüğümde heyecanlandım.

Bilinmeyen numara: Benim Arslan.

Dün kızları ben bıraktım sizin eve.

Doğum gününmüş senin.

Kutlamak istedim.

Üst üste gelen mesajlara şokla baktım. Arslan abi miydi yani? Hem de tam on ikide atmıştı mesajı. Sırıttım. Niye ve neden sırıttığımı ben de bilmiyordum. Onca doğum günü mesajı almıştım ama Arslan abinin mesajı bir faklı geldi gözüme.

Teşekkür ettiğime ve numarasını kaydettiğime dair kısa bir mesaj attım.

Heyecanımı gözardı eetmeye çalıştım ama nafile bir çabaydı. Bana mesaj atması bir de üstüne prenses demesi. Farkında olmadan yüzümde gülümseme oluşturmuştu...

Prenses...

Düşünmemeye çalışarak telefonu şarja takıp banyoya girdim. Küçük bir duşun ardından saçlarımı kurutarak düzleştirdim. Sekiz buçuğa kadar vaktim vardı. Sekiz buçukta aşağı inip kahvaltı hazırlamaya yardım edecektim.

Üzerime eşofman takımını geçirdikten sonra hazır oldum. Telefonumu elime aldığımda saat sekizi çeyrek geçiyordu. WhatsApptan bir mesaj vardı yine. Arslan abinin mesajına baktım. ' Göz kırpan' emoji atmıştı. Benim bu kadar heyecanım niyeydi böyle? Adam alt tarafı doğum günümü kutladı, niye bu kadar duygu yoğunluğu?

Sonra gözüm profil fotoğrafına takıldı.

Takım elbisesi ile çektiği bir fotoğraftı bu. Masanın başında koltukta oturmuş, ciddi bir ifade ile poz vermişti. Yakışıklıydı.

Ay, bana neydi elin adamından. Yakışıklı ve ya değil. Allah sahibine bağışlasın yani. Telefonu cebime tıkıştırdım ve aşağıya yöneldim.

Misafir kız (Mahalle hikayesi) [ASKIDA]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora