"Ben de iyiyim çok şükür. Bebeğimiz nasıl?"
Deniz, gülümsedi ve "çok şükür bir yaramazlık yok." dedi. Yavaşça kahvaltısını yapmaya devam etti. Cengiz ise Melike'ye döndü ve "ben bugün geç geleceğim hayatım." dedi.
"Sen de yine gece programında mısın?"
"Hayır bugün akşam kuşağındayım. Eve on iki gibi dönerim. O değil de sen neden geç geleceksin?"
"Önemli birkaç işim var bebeğim. Önce benim borsadaki ortağımla görüşeceğim. Sonra yayınevine geçeceğim falan işte."
"Tamam hayatım, kolay gelsin." dedikten sonra o da Deniz gibi kahvaltısını yapmaya devam etti. Sonrasında arada sırada sohbet ederek yavaşça kahvaltılarını yaptılar.
Cengiz ile Melike, kahvaltıdan sonra sofrayı toparladılar. Toparlarken de yoğun ısrarlarıyla Deniz'in ayağa kalkmasına engel oldular.
"Abartıyorsunuz ama. Daha yeni hamileyim. Henüz üzerime titremeniz için erken."
"Bu işin yenisi eskisi olmaz Deniz."
Deniz, gülümsedi ve "peki, teşekkür ederim." deyip Melike ile Cengiz'in elini sıktı. Ardından çayından bir yudum içti. Bu sırada Cengiz de tekrar ayağa kalktı ve içeri girdi. Üst kata çıkıp odasına girdikten sonra başucu sehpasının üzerinden telefonunu aldı. Rehber'de "Büşra"yı buldu ve aradı.
"Alo? Beni aramışsın?"
"Evet, 'ne zaman nerede buluşalım?' diye soracaktım."
"Bana gel ya. Hem yengenle de tanışırsın."
Büşra, gülümsedi ve "tamam." dedi.
"O zaman sana geliyorum. Oradan yayınevine geçeriz."
"Tamamdır, görüşürüz."
Büşra, "görüşürüz." diye karşılık verdi ve telefonu kapattı. Cengiz ise üzerine bir turuncu gömlek ve beyaz renkli, kareli bir kumaş pantolon giyip telefonunu ile bilgisayarını da aldıktan sonra aşağı kata indi. Elindekileri salondaki masaya bıraktıktan sonra koltuğa geçti.
Melike, koltuğa uzanan Cengiz'in yanına uzandı ve sırtını ona yaslayıp televizyonu açtı. "Sen ne zaman çıkacaksın?" diye sordu.
"Bir arkadaş gelecek onunla birlikte çıkacağız. Benim araba sende kalabilir yani."
Melike, "ay hemen hava at(!)" diyerek Cengiz'e döndü ve sonra gözlerinin içine baktı. Ardından dudaklarına bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum." dedi.
"Ben de seni seviyorum bebeğim."
Cengiz, Melike'nin dudaklarına ve boynuna öpücükler kondurdu. Bu sırada erkekliği sertleştiğini hissetti ve "keşke vaktim olsaydı." diye düşünmekten kendini alamadı.
"Aşkım, bana batan bir şey var."
Cengiz, Melike'nin güldüğünü fark etti ve kendisi de gülmeden duramayarak "evet." dedi.
"Ama eksik söyledin. Sana kalkan bir şey var."
Melike, elini yavaşça arkasındaki kalkıp kendisine batan "şey"e doğru götürdü ve okşadı.
"Hayatım, benim çıkmam gerekecek ama."
"Eminim beni sikecek vaktin vardır."
"Gerçi evet, biraz vaktim var sanırım."
"O zaman odamıza geçelim."
Cengiz, Melike'ye sürtündü ve "yukarı kadar çıkmasak?" diye sordu. Aynı zamanda kızlığını okşamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FUCKBUDDY (Kaldığı yerden devam) (+18)
RomanceArkadaşlar, geçenlerde yazdığım kurgu kaldırıldı. Bundan dolayı kaldığı yerden devam ediyorum. İsteyenlere önceki bölümleri PDF olarak atarım.