Kollarını daha sıkı belime sardı ve yüzünü boynuma gömdü. Kokumu içine çekiyordu. "Seni çok seviyorum bebeğim" dedi yüzü hala boynumdayken. "E-Emre aa bak güneş batıyor" dedim havayı göstererek. Hâlâ bana bakmaya devam ediyordu, utançla kafamı boynuna gömdüm. Onun yaptıklarını yapıyordum. Beni kalçalarımdan tutup kucağına aldı ve koltuğa oturdu. Sağlam tutuyordu, hiç bırakmak istemiyor gibi. Saçları uzadığı için oynamaya başladım. Uzun saçlara bayılırdım. Saçlarındaki yumuşaklığa hastayım. O da benimkileri okşamaya başladı. "Emre?" Sesimin kısık çıkması hoşuna gitmezcesine mırıldandı. "Hm?" Cevabının bu olacağına emindim ve onu kızdıracaktım. Kucağından kalkıp "Yok bir şey" dedim. Bana kaşları çatık bakmaya başladı. Gülmemek için zor duruyordum cidden. Üstüme eğildi. Gözleri dudaklarıma kayıyordu. "Bana bak karıcığım" dedi ve durdu. "Ee?" Dedim gözlerim büyüyordu yavaşça. "Eğer bir daha beni kandırırsan seni burda beceririm tam da bu oturduğun yerde!" Dedi beceririm lafını bastırarak. Sertçe yutkundum. Yapar mı yapar. Ufak bir titreme yaşıyordum heyecandan. "Emre ben lavaboya gidiyorum" dedim hızla ayağa kalkarak. Bileğimde tuttuğu gibi kucağına oturttu.
YOU ARE READING
Ateş Parçası+18
Non-FictionTuttukları eller artık kan içinde olan iki genç. Birbirlerine ayrı düşmüş hayatları kana bulanmış. "Nerdesin kimlerlesin bilmiyorum,ama yemin ederim çok özledim" Kendi kendime konuşurken telefonuma yabancı numaradan bir mesaj düştü. 44***: kalbindey...
