16. Bölüm- Oyunbozan-

5K 609 171
                                    

----Lütfen beni takip etmeyi unutmayın. İnstagram kullanıcı adım tug.cesrgl-----

Jason yanan şöminenin karşısında gömleği yarıya kadar açılmış bir vaziyette oturuyordu. Jenina beklediği tepkiyi vermemişti. Oysa Finley onun hakkında verdiği rapordan sonra gizemli davranışlarının nedenini hep kendisine ihanet edebileceğine yormuştu. Tabi ayrılığı kabul etmesi onun eli kolu bağlı oturacağı anlamına gelmiyordu. Jason bekleyecekti. O her zaman sabırlı bir adam olmuştu. Zaten elinden başka ne gelebilirdi ki?

Jenina'nın iksiri getirmesini bekliyordu. Savaştan sonra uğradığı iblis saldırısının etkileri yüzünden uykusuzluk ve şiddetli baş ağrıları kalmıştı. Onlardan kurtulmak için Jenina her gece ona iksir vererek uyumasına yardımcı oluyordu.

Elindeki içki bardağı dudaklarına götürürken Slyvia ile seradaki konuşması aklına geldi. Kadın kollarındayken hatta onu öperken bile güçlüydü. Diğer kadınlar gibi kendinden geçmemiş, Jason ne kadar onu etkilemeye çalışıyorsa o da onu öyle etkilemeye çalışmıştı.

Kadından bu kadar etkilenmemesi gerekiyordu.

Sesi duyduğunda bakışlarını aralık duran kapıya çevirdi. Jenina üzerinde beyaz sabahlığı sıkıca bağlanmış bir halde içeri giriyordu. Odasına izin almadan girebilen tek kişiydi. Ona bu kadar özgürlük verdiğini daha önce fark etmemişti.

Kadının saçları beline kadar dökülüyordu. Yüzü her zamankinden daha güzeldi sanki. Jenina bir an bile durmadan kendine yeni bir kral bulabilirdi. Hem ruhu, hem aklıyla bir kraliçeydi. Güzelliği onu etkilemiyordu. O alev gibi kızıl saçlar ne iri gözleri. Tüm bunlar yerine ağaç gövdeleri gibi koyu kahverengi olan düz saçları arzuluyordu. Zümrüt yeşili gözleri görmek istiyordu.

"İksiri getirdim," dedi gülümseyerek. Güzel olduğunu bilen bir kadındı.

"Seni yorduğum için üzgünüm," diyerek cevapladı Jason. Koltukta doğrulup oturdu. Elindeki boş bardağı koltuğun koluna bıraktı.

"Sorun değil," derken samimi görünüyordu. Sanki bugün nişan atmamış gibiydi. Jason bundan memnun mu olsun endişelensin mi emin olamıyordu. Hayatına her zaman bir endişe hakimdi.

Jenina bardağı Jason'a uzattı. Kristal bardağın içindeki sıvı her zamanki gibi pembe rengindeydi. Jason bardağa bir kez daha bakmadı bile. Üzüm suyuna benzer tada sahip iksiri bir dikişte bitirdi. Her zamankinden daha çok ağrıyan başı ona işkence ediyordu.

Boş bardağı kadına uzattığında Jenina'nın yüzünde memnun bir gülümseme vardı.

"Baban durumu nasıl karşıladı?"

Jenina koltuğa Jason'ın yanına oturdu. O oturduğunda kullandığı lavanta kokusu bir buhar gibi Jason'ı esir aldı. Jenina'nın kokusu hakkında düşünmemişti ama şimdi kendini lavanta bahçesinde hissediyordu. Bu düşünce kaşlarının çatmasına neden oldu. Ne zamandan beri Jenina'nın kokusunu düşünüyordu?

Jenina saçlarını sol omzunun üzerinde toplayıp ayaklarını koltuğun üzerine çekti. Her zaman ki gibi rahat bir tavırla oturuyordu.

"Sanırım bu haberi sindirmesi için ona zaman vermeliyiz ama zamanla bu fikre alışacaktır."

Jason ağır ağır başını salladı ama sanki kafası ağırlaşmış gibi hissediyordu. Uyku iksiri ilk defa bu kadar çabuk en tesir ediyordu. İşaret ve baş parmağı ile burun kemerini sıktı.

Jenina'nın ona dikkatle baktığını gördü. Elini uzatıp çenesine koyduğunda bu dokunuştan hem nefret etti hem de hoşlandı.

"İyi misin Jason?" diye sordu narin sesiyle. Sesi sanki eşsiz bir şarkı gibiydi. Jason kadına bakarken saçlarının şömine ateşinde parıldadığını gördü. Daha önce bu kadar güzel olduğunu fark etmemişti.

Kral'ın Karısı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin