17. Bölüm -Kelebeklerin Narin Kanatlarında-

6.2K 603 256
                                    

Güneşin sıcak ışığı perdenin arasından odaya sızdığında kuşlar daha şevkle şakımaya başladı. Öyle bir melodi tutturmuşlardı ki sanki konser veriyorlardı. Başka bir gün olsa onların sesini dinlemek hoşuna gidebilirdi. Onların seslerini her zaman rahatlatıcı bulurdu.

Şimdi ise o lanet kuşların gagalarını kapatmasını istiyordu.

Kuş tüyü yastığının üzerindeki başı koca bir kaya parçası gibi ağırdı. Dudaklarını aralayıp nefes aldığında boğazının kuru olduğunu fark etti. Zonklayarak ağrıyan başı asla iyi olmayacakmış gibi hissediyordu.

Bedeni ise tamamen farklı bir konuydu. Kaslarında gerginlik, hafif bir ağrı vardı. Sanki günlerce kılıç antrenmanı yapmış gibi hissediyordu. Kasılan bacaklarını uzatarak rahatlatmak istedi.

İşte o an yatakta yalnız olmadığını fark etti.

Yatağının sol tarafında başka bir beden daha vardı. Nefesini verirken kendini tuttu. Gece olanları hatırlıyordu. Son bir gün içinde onca şey yaşanmıştı ki sadece bir günde bunların olduğuna inanası gelmiyordu. Yine de gerçeklerden kaçamazdı. Tüm bunlarla yüzleşmesi gerekiyor, oyun içinde oyun oynamak zorunda kalıyordu.

Gözlerini açtığında Jenina'nın ona bakan gözleriyle karşılaştı.

Çıplak omuzları örtünün açıldığını yerden görünüyordu. Ay taşı kadar beyazdı. Onun arkadaşıydı. Bunu kendisine nasıl yapmıştı? İçtiği iksire rağmen yaşanılanların hata olmasını ummuştu.

Jason hayal kırıklığı ile gözlerini kapattı. Bunun bir kabus olmasını diledi. Kabustan uyandığında hayatına devam etmek istiyordu. Bu ihanetin işaretiydi ve bu durumu araştırdığında daha kötüsüyle karşılaşmaktan korkuyordu.

Tekrar gözlerini açmadan önce serin bir elin göğsünde gezindiğini hissetti. Hemen kadının bileğini tutarak göğsünden uzaklaştırdı. Dokunuşu midesinin bulanmasına neden oldu. Kadının yanında biraz daha yatmaya devam ederse kusacaktı.

"Dur," diye emretti sert bir sesle. Örtüyü üzerinden attığında çıplak olduğunu gördü ama umursamadan yataktan kalktı. Biraz ileride duran gömleğini ve pantolonunu giymeye başladı.

"Jason," diye seslendi kadın. Sesi kırılgan birine ait gibi çıkmıştı. Artık onun nasıl biri olduğunu görebiliyordu.

Jason ona dönene kadar bir süre geçmişti. "Jenina," derken derin bir nefes aldı. Konuşmaya devam etmekte zorlanıyormuş gibi görünüyordu. Omuzları çökmüştü ve baş ağrısı sanki mümkünmüş gibi gittikçe daha kötü oluyordu. "Yatağımda ne arıyorsun?"

Jenina'nın gözleri doldu. Örtüyü iyice üzerine çekerken utangaç bakışlarını yere indirdi. "Bunun çok açık olduğunu sanıyorum."

Yeni bir gömlek alırken kadının tepkisi midesinin daha da bulanmasına neden oldu. "Ben geceye dair bir şey hatırlar gibiyim," derken düşünüyormuş gibi rol yaptı. Sen babanı görmek için çıktığında Slyvia geldi," dedi beline kılıcını taktığı kemeri bağlarken. "Onun odasına gittiğimi hatırlıyorum."

"Bu-bu nasıl olur?"

Jenina sinirlenmişti. Jason ilk adımı tamamladığını düşündü. Daha fazla üzerine gitmeyecekti.

 "Şimdi gitmeliyim Jenina." Elini sallayarak konuşmasına devam etti. "Bu aramızda olanları detaylı düşünmeliyim."

Odanın kapısına doğru ilerlerken genç kadının söylediklerini duydu.

"Seni bekleyeceğim Jason."

Adam kapıyı arkasından sertçe kapattı. Bakışları nöbetçiye kaydığında onun Finley olduğunu gördü. Başını salladığında hem muhafız lideri hem de yakın dostu olan Finley onu takip etmeye başladı.

Kral'ın Karısı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin